CHP Milletvekili Pala: İklim krizine karşı uluslararası sözleşmeler hayati öneme sahiptir
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, çevresel konulardaki kararlarda halkın katılımını önceleyen Aarhus Sözleşmesi'ne, Türkiye’nin henüz taraf olmamasına ilişkin soru önergesi verdi.

Fotoğraf: Pixabay
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar Verme Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi olan Aarhus Sözleşmesi'ne, Türkiye’nin henüz taraf olmamasına ilişkin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yazılı olarak cevaplaması için soru önergesi verdi.
Pala, 25.06.1998 tarihinde Danimarka’nın Aarhus Kentinde Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından imzaya açılmış olan ve 30.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren Sözleşmenin, yalnızca bir çevre sözleşmesi değil, aynı zamanda hükümetin hesap verebilirliği, şeffaflığı ve yanıt verebilirliği hakkında bir Sözleşme olduğunu vurguladı.
TBMM, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Pala önergeye ilişkin, “İklim kriziyle birlikte doğa olaylarının gitgide daha da artacağı bilim insanları tarafından öngörülüyorken; çevreyle ilgili iktidarın yıkıcı, geri dönülmez ve rantçı politikalarının sonuçları çok acı şekilde yaşanıyor. Başta deprem, sel ve yangın gelmek üzere zaten riskli bir bölgede bulunan Türkiye’nin, Aarhus Sözleşmesi’ne taraf olarak, ülkemizde çevre hakkının etkili bir biçimde hayata geçirilmesi son derece önem taşımaktadır” dedi.
6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremleri hatırlatan Pala, “Bu depremler sonucunda, Türkiye'nin afetler konusundaki hazırlıksızlığının bir başka boyutunun da taraf olunmamış uluslararası sözleşmeler olduğu, telafi edilemeyecek kayıplara sebebiyet verdiği çok acı bir şekilde yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.
Kayıhan Pala, Bakan Fidan’a şu soruları yöneltti:
“Bu nedenlerle yurttaşlarımızın anayasal haklarından çevreyi geliştirme, koruma ve kirlenmesini önleme ödevleri gereği,
- Türkiye'nin, yukarıda anılan sözleşmeye katılmasına yönelik bir girişim veya hazırlık var mıdır?
- Eğer bu yönde bir hazırlık ya da girişim yoksa, bunun nedenleri bu sözleşme açısından nelerdir?
- Eğer anılan sözleşmeye katılmak yönünde güncel bir hazırlık yoksa, yurttaşlarımızın, bu sözleşmeyle kazanabilecekleri çevresel bilgi edinme hakkının yerine ne gibi telafi edici seçenekler öngörülmüştür?
(HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et