Enkazla açığa çıkan asbest riskini en aza indirmek için ne yapılmalı?
Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında, asbest başta olmak üzere tehlikeli maddelerin yaratabileceği sorunları Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Genel Başkanı Dr. Engin Çörüşlü ile konuştuk.

Fotoğraf: Durmuş Genç/AA
Ramis SAĞLAM
İzmir
Kentsel dönüşümlerdeki bina yıkımlarıyla gündeme gelen asbest tehlikesi, Maraş merkezli depremin ardından da gündemden düşmüyor. Bölgede, 33 bin 143 binada yer alan 153 bin 506 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edilirken, 6 bin 849 binada yer alan 46 bin 640 bağımsız birimin orta hasarlı, 59 bin 995 binada yer alan 439 bin 647 bağımsız birimin ise az hasarlı, 108 bin 840 binada yer alan 535 bin 490 bağımsız birimin de hasarsız olduğu açıklandı. Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında, asbest başta olmak üzere tehlikeli maddelerin yaratabileceği sorunları Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Genel Başkanı Dr. Engin Çörüşlü ile konuştuk.
‘2010’DAN ÖNCE YAPILAN BİNALARDA ASBEST KULLANILDI’
2010 yılından önce yapılan yapıların marleylerinde, duvar kaplamalarında, boya ve sıvalarda, kazan ve ısıtma sistemi conta izolasyonunda, tesisat borularında, amyant olarak da bilinen ısıl yalıtım malzemelerinde ve eternit olarak bilinen çatı kaplamalarında asbest kullanıldığı biliniyor.
Akut olarak toksik olmasa da asbest liflerinin akciğerlerde uzun süre kalabileceğini belirten Dr. Engin Çörüşlü, “Asbestosis akciğer kanseri, plevral kalınlaşması ve mezotelyoma gibi ciddi akciğer hastalıklarına neden olabilir. Bu hastalıklar 10-50 yıl mertebesindeki uzun dönemlere sahiptir ve tüm asbest türleriyle ilişkilidir” dedi.
‘TEHLİKE SADECE DEPREM BÖLGESİYLE SINIRLI DEĞİL’
Yıkımda oluşan tozların gerekli ön temizlik ve sökümü yapılamadığı durumlarda cıva, kurşun, poliklorobifenil (PCB), polibromobifenil (PBB), kadmiyum, Cr+6 iyonu içeren bileşikleri ve küf mantarı gibi tehlikeli atıklar içerebileceğini söyleyen Çörüşlü, “Tozların solunması gerek yıkım operatörü, söküm işçisi gibi yıkım firması çalışanları, gerek yıkımı denetlemekle görevli teknik personel ve yıkımı izleyen bölge sakinleri için son derece tehlikeli akut veya kronik sağlık sorunlarına kaynaklık edebilir. Öte yandan tozlar uygun rüzgar koşullarında yıkım mahallinden daha uzak bölgelere rahatlıkla ulaşabileceğinden, riskleri uzak bölgelere de taşıyabilir” diye konuştu.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Depremden ileri derecede hasar görmüş ve hatta bir bölümü çökmüş olan bu tür binaların kamu güvenliği açısından ivedilikle yıkılması gerektiğini ifade eden Çörüşlü, yıkımın kontrolsüz ve başta tozuma olmak üzere birçok konuda yeterli güvenlik önlemleri alınmadan yapılmasının telafisi mümkün olmayan sorunlara davetiye çıkarmak olduğunu söyledi.
Çörüşlü, asbest riskini en az indirmek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Yıkım süresince ve yıkım atıklarının (molozlarının) yüklenmesi ve taşınması sırasında tozuma oluşumunu önlemek amacıyla TS13883 standardına uygun toz bastırma donanımları ile seyyar veya sabit sulama sistemleri yıkım şantiyesinde hazır bulunmalı,
- Deprem bölgesinde enkaz alanında çalışanlar için kişisel koruyucu ekipmanlar temin edilmeli. En öncelikli gereksinim olan FFP3 tipi toz maskesi, gözlük, iş eldiveni ve toz geçirmeyen tulum hayati önemdedir ve deprem alanında kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına katılan gönüllüler ve kamu görevlilerine mutlaka temin edilmeli; kullanılması sağlanmalı,
- Mutlaka, toz bastırma makineleriyle sulama yapılarak atmosferdeki solunabilir asbest salınımı en aza indirilmeli,
- Asbest içeren malzemenin diğer atık ürünlerden ayrı depolandığından emin olunarak kesin harita koordinatları verilmeli,
- Düzenli depolama alanlarının bölgede olmaması ve uzakta bulunması durumunda, asbest atıklarının geçici olarak depolanacağı yerler belirlenmeli ve en kısa sürede hazırlanmalı,
- Asbest atıkları bertaraf edilmeden önce diğer atıklarla karıştırılmamalı.
Evrensel'i Takip Et