12 Aralık 2019 06:16

Adaletin ölçütü: kadınların mücadelesi

Kadınlar mücadeleye ve haklarını aramaya evde, sokakta, fakültede, bulundukları her alanda devam edecekler.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Doğa SÜMER

İstanbul Üniversitesi

3 Aralık gecesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri olarak otuz kişi Şule Çet davasına katılmak için yola çıktık. Ankara’ya vardığımızda sabahın ilk saatlerinde henüz hava aydınlanmamışken oturduğumuz kafede sabah haberleri yayınlanıyordu. Korkunç bir kadın cinayeti haberi ile karşılaştık: “Ordu’da evinin önünde bir saldırgan tarafından bıçaklanan Ceren Özdemir hayatını kaybetti.” Şule Çet’in katillerinin cezalandırılacağı gün gencecik bir kadın daha katledilmişti. Kadın cinayetlerinin münferit değil toplumsal bir olay olduğu gerçeğiyle bir kere daha acı şekilde yüzleştik.

KADINLAR BİRLEŞİRSE

Şule Çet davası adeta kadınların bir araya gelirlerse neler başarabileceklerinin göstergesiydi ve Türkiye’de bir infial yaratmıştı. Tüm kadınların ağzından aynı cümle dökülüyordu: “Şule Çet için Adalet!” Soruşturma aşamasında intihar denilerek cinayetin üstü kapatılmaya çalışıldı. Davada yeni deliller ortaya çıkmaya başladıkça cinayet şüpheleri arttı ve kadınlar sosyal medyada bir araya gelip yoğun bir kampanya yürüterek, çeşitli eylemlerde bulunarak hak arayışına başladı. Şule, tüm kadınların hikayesinin birer parçası, öldürülen kadınların bir iziydi. Şule’nin ölümünün ardından adli tıpta birçok delilin kaybolması ise cinsel istismar şüphelerini arttırdı ve bu şüpheler nihayetinde haklı çıktı.

MAHKEME SÜRECİNDEKİ ŞİDDET DİLİ

Dava yaklaşık bir buçuk yıl sürdü. Bu süreç boyunca Şule ile ilgili sanık avukatları tarafından akıl almaz iddialar ortaya atıldı. Kadını ötekileştiren söylemler ve şiddet dili devam etti. Sanık avukatları tarafından hazırlatılan bir raporda, Şule’nin tenha bir yerde erkeklerle alkol içmeyi kabul ettiği ve bunun cinsel ilişkiye rızası olduğu anlamına geldiği söyleniyordu. Dava boyunca gündemde tutulan şey ise Şule’nin nasıl öldüğü değil onun; erkeklerle gezmesi, bekareti, içki içmesi, barda çalışması oldu. Günlük hayatta kadınların maruz kaldığı bu aşağılayıcı dil mahkeme salonunda da devam etti. Şule Çet davası tüm kadınların gündelik pratiklerinin sorgulandığı bir davaydı ve Şule’nin özel hayatıyla ilgili yapılan bu yorumlar kamuoyunun daha da çok tepkisini çekiyordu. Kadınlar dava boyunca delillerin karartılmasına, genç bir kadının yaşam biçimine saldırılmasına, yalanlara “hayır” dedi. Sanık avukatları kadınların bu dayanışmasından o kadar rahatsız oluyordu ki her davada “sosyal medyanın olayı çarpıttığını” ifade ediyorlardı. Hatta son duruşmada davanın takipçileri için “Cadı Avcıları” dahi dendi.

Davanın 6. Celsesi ise karar duruşması oldu. Çağatay Aksu, kasten öldürmeden müebbet, nitelikli cinsel saldırıdan 10 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Berk Akand’a ise Çağatay Aksu’nun işlediği suçlara yardımdan dolayı 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Şule’nin katiline verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasına “iyi hal” indirimi uygulanarak müebbet hapis cezasına çevrildi. Şule’nin avukatları ise bu karara üst mahkemede itiraz edecekler.

ANCAK BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ

Şule Çet davası sürecinde oluşturulan kamuoyu ve kadınların mücadelesi adeta bir emsal niteliği taşımakta. Öldürülen kadınları koruyamayan tüm suçlulara karşı kenetlenip yine biz kadınlar koruyacağız. Bu dava cesaretin, birlikteliğin ve inancın kazandığının bir göstergesidir. Bizler Şule’den güç alarak diğer öldürülen kız kardeşlerimiz için de adalet istemeye devam edeceğiz. Birlikte olduğumuzda, yan yana gelip sesimizi çıkardığımızda neler olabileceğini hep birlikte gördük. Artık tek bir kadının daha öldürülmesine, katillere hak ettikleri cezaların verilmemesine tahammülümüz yok! Kadınlar mücadeleye ve haklarını aramaya evde, sokakta, fakültede, bulundukları her alanda devam edecekler.

 

ÖNCEKİ HABER

Yeni yollar bir araya gelince açılır

SONRAKİ HABER

Afganistan'da altın madeninde göçük: 5 ölü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...