01 Aralık 2019 01:58

Sesinin duyulmasını isteyen Arzerbaycanlı kadın: Korkarak yaşamak istemiyorum artık

Şiddetten kurtulmak için gittiği 4 devlet kurumunda da kapılar yüzüne kapanan 28 yaşındaki Azerbaycanlı kadın, yeni bir yaşam için mücadele ediyor…

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sema ÖZDAL

Azerbaycanlı, 28 yaşında bir kadından bahsedeceğiz sizlere. Adını şimdilik saklı tutalım ama yaşadıklarını herkes duysun ve sesine ses katılsın istiyor.

İçinde bulunduğu durumdan kurtulmak için son çare internete “kadın dayanışması” yazdığını ve ekranda Ekmek ve Gül sitesini gördüğünü söyleyerek başlıyor anlatmaya:

“Çanakkale’den bir kadının yazısı vardı ekranda, Ekmek ve Gül ile buluştuktan sonra hayatının değiştiğini yazmış. Dedim ki belki benim de hayatım böylece değişir. Yazan numarayı aradım, sizi buldum, iyi ki de buldum, Allah’ın izniyle sizlerin sayesinde kurtulacağım.”

"EVLENMEYİ KURTULUŞ GÖRDÜM"

11 yıldır Türkiye’de yaşıyor. İlk 7 yılı Yozgat’ta geçmiş, şimdi ise Ankara’da. Azerbaycan’da çalıştığı yerdeki tanıdığının vasıtası ile görücü usulü evlenerek gelmiş Türkiye’ye. “Büyüdüğüm evde hep kavga vardı, annem babamdan şiddet görürdü, evlenmek kurtuluş gibi göründü, kabul ettim” diyor. Yozgat’ta geçirdiği yıllarda eski kocasından ve ailesinden şiddet gördüğünü, hiçbir işte dikiş tutturamayan kocasıyla çobanlık yaptığını, ahırlarda çalıştığını anlatarak, sonunda tüm bunlara dayanamayıp boşanma kararı aldığını söylüyor. Büyük kızını babasının yanında bırakıp, iki aylık kızıyla Ankara’ya gelmiş.

KULAĞINDA İŞİTME KAYBI VAR

Ankara’da şimdi boşanma aşamasında olduğu adamla tanışmış. İlk zamanlar her şey yolunda görünüyormuş, ancak gerçekler çok geçmeden ortaya çıkmış:

“Maddi durumum iyi, kardeşlerimin birinin eşi polis, biri muhasebecilik yapıyor, evim var, bir hayat kurarız, dedi. Bir süre sonra alkol problemi başladı. Meğer hep böyleymiş, saklamış benden. Sonra şiddet de başladı. En başından beri kandırmış beni; bacıları pavyonda çalışıyormuş, paralar oradan geliyormuş. Kendisi emekli ama bana para falan vermez. Çocuk yardımı alıyorum, o parayı bile isterdi benden. Bir defasında dışarıya çıkardı beni. Bir baktım pavyona geldik, olay çıkardım, çıktım oradan. Sonra bana ‘Seni denedim’ gibi şeyler dedi. Böyle iş mi olur!”

Gördüğü şiddet nedeniyle kulağında işitme kaybı var. Tedavi için defalarca randevu almış ama kocası her seferinde bir olay çıkararak gitmesine engel olmuş.

KORKUMDAN "O YAPTI" DİYEMEDİM

Kaymakamlığa, polise, savcılığa... Başvurabileceği her yere gitmiş ama her defasında korkup geri gelmiş:

“Bir defasında bıçakla saldırdı bana gidip şikayetçi oldum, ‘Şikayeti geri çekmezsen seni sandalyeye mahkum ederim, öldürüp gömerim, çocukları öldürürüm’ dedi. Çocuklarım evde onun yanında... Mecbur şikayetimi geri alıp döndüm. Bir gün yine sarhoştu, delirdi, bacağımı bıçakladı, yüzümü de bıçaklamaya çalışırken ellerimle yüzümü kapadığım için parmaklarım kesik, artık kapatıp açamıyorum. Kızım o zaman beşikteydi, ‘Onları da keseceğim’ dedi. Can havli ile önüne dikildim, yalvardım. O sırada komşularım polisi çağırmış, saatlerce kapıyı açmaya çalışmışlar, hatırlamıyorum, kan kaybından bayılmışım. Hastaneden sonra şikayet için gittiğimizde bizi aynı odada tuttular, korkumdan ‘O yaptı’ diyemedim, çocuklarım onun yanındaydı bir şey yapacak diye korktum. ‘Kendim düştüm’ dedim. Emniyettekiler ‘Yeter artık, her seferinde gelip sonra şikayetini geri çekiyorsun. Biz seninle mi uğraşacağız?​’ dediler. Savcılıkta ‘Kim yaptıysa eline sağlık’ diyen oldu. O zaman onlara ‘Siz korumadığınız için her gün kaç kadının başı kesiliyor. Ben sizi dinlemeye gelmedim buraya’ dedim.”

Tehditler nedeniyle, yerleştirildiği sığınma evlerinde de kalamamış. Her seferinde geri dönmek zorunda kaldığı için burada da mağdur edildiğini anlatıyor:

“Bir buçuk ay önce sığınma evindeydim, beni yine tehdit etti. Bu defa, eski eşimden olan büyük kızımı bulup tecavüz edeceğini söyledi. Korktum, geri dönmek zorunda kaldım. Sığınma evindeki uzman ‘Sen de her defasında geri gidiyorsun, psikolojik problemlerin var, tedavi gör’ gibi şeyler söyledi. Ona da söyledim ‘Ben tehdit altındayım, sen psikolojik problemlerin var diyorsun bana.’ O süreçte beni biriyle görüştürdüler, bilmiyordum kim olduğunu, meğer psikologmuş. Bana söylemeden görüştürdüler psikologla...”

"ANNEM GİBİ SUSMAK İSTEMİYORUM"

Yaşadığı şiddeti belgelemeye çalışmış elinden geldiğince. Fotoğraflarını çekmiş saklamış, çekebildiği zamanlarda videolar çekmiş. “Bunlar ile ilgili başvurular yapmışsın sonra hep geri çekmişsin şikayetini, niye hala saklıyorsun? Ne istiyorsun sen?​” diyen savcıya “Ben sadece sesimi duyurmak istiyorum, korkmak istemiyorum” diye cevap verdiğini paylaşıyor bizimle.

Koruma kararı aldırdığını, kocasının eve gelmesinin yasak olduğunu belirtiyor, ama “Yine de uyuyamıyorum” diyor. “Kabuslar görüyorum, iki dakika koltukta dalıyorum, rüyamda onu içeri girmiş gibi görüp uyanıyorum. Annem gibi olmak istemiyorum. O da hep sessiz kaldı. Bizler şiddetle büyüdük. Ben şimdi bu haldeyim, kardeşim fakirlik içinde. Kızlarım böyle yaşasınlar istemiyorum, ben de susmak istemiyorum.”

"YALNIZ OLMAK İSTEMİYORUM"

Bu evden kurtulup yeni bir hayat kurmak istiyor, çocuklarıyla birlikte. Bize “Sadece avukat bulmak için yardım istiyorum yoksa çocukları alacak benden” diyor ve ekliyor:

“Bir de yalnız olmak istemiyorum, sesim duyulsun istiyorum. Çocuklarımı bir kreşe verebilsem hemen işe girerim, iş ayırt etmem ben, yaparım her şeyi. Sadece işitme kaybım yüzünden iş bulamam diye korkuyorum.”

Mahkeme sürecinde kendisiyle birlikte olacağımızı söylüyoruz, gözleri dolarak sarılıyor bize. “Haberi yapın, herkes duysun. Korkarak yaşamak istemiyorum ben artık” diyor.

Güçlü bir kadın o. Dayanışma ile bu korkulardan kurtulmak, o adamın cezasını çekmesi, adaletin sağlanması ve çocuklarıyla beraber huzur bulmak istiyor. Ve tabi yaşamak istiyor... (EKMEK VE GÜL)

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'dan Doğu Akdeniz açıklaması: Bunların bağırmasıyla gemilerimizi çekmeyiz

SONRAKİ HABER

Erkekler değil kadınlar nafaka mağduru

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...