20 Nisan 2018 00:27

Almanya’da işçi ve emekçiler 1 Mayıs’a nasıl hazırlanıyor?

Alman Sendikalar Birliği (DGB), 1 Mayıs 2018’de işçi ve emekçileri 'Dayanışma, Çoğulculuk ve Adalet' sloganı altında alanlara çıkmaya çağırıyor.

Fotoğraf: Ali Çarman/EVRENSEL

Paylaş

Serdar DERVENTLİ
Köln

İşçi ve emekçiler dünyanın dört bir yanında, işçi sınıfının uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü 1 Mayıs’a hazırlanıyorlar. Dünyanın değişik bölgelerinde devam eden bölgesel savaşların daha büyük bir savaşa dönüşme tehlikesinin arttığı, binlerce işçinin her gün çalışırken yaşamını yitirdiği, çalışma koşullarının sürekli daha fazla esnekleştirilerek kötüleştirildiği, yaşam koşullarının ağırlaştığı bir dönemde, işçi ve emekçilerin ileri süreceği talepler de ayrı bir önem kazanıyor.

DÖRT İŞÇİDEN BİRİ GÜVENCESİZ İŞTE ÇALIŞIYOR

36.85 milyon emekçinin sosyal sigortalı çalıştığı Almanya’da emekçilerin yüzde 24’ü yarı zamanlı işlerde ve yüzde 14’ü düşük ücretli işlerde çalışıyorlar. Sigortalı işçilerin yüzde 2.74’ü ise kiralık işçi olarak istihdam ediliyor. Yani 1.01 milyon emekçi her gün işten atılma–işsiz kalma tehdidi altında çalışıyor.

Federal Çalışma Ajansı BA’nın verilerine göre 2.8 milyon emekçi süreli sözleşmeyle; özellikle genç işçilerin önemli bir bölümü süreli işlerde çalışmaktalar. 20 yaşın altındaki genç işlerin yüzde 41.3’ü, 20-25 yaş grubundakilerin yüzde 27.4’ü, 25-30 yaş grubundakilerin ise yüzde 20’si süreli sözleşmeye sahipler. Bu tür güvencesiz işlerde çalışan göç kökenli gençlerin oranı ise Alman gençlerinin neredeyse iki katı. Bu genç işçilerin yüzde 15’i de yoksulluk içinde yaşıyor.

BEŞ İŞÇİDEN BİRİ DÜŞÜK ÜCRETLİ İŞTE ÇALIŞIYOR

Dünya ticaretinde ABD ve Çin ile yarışan Almanya, düşük ücretli işler konusunda da önde geliyor. Avrupa’da düşük ücretli ve güvencesiz işler en fazla Almanya’da olmasına karşın Alman Sendikalar Birliği’nin olumlu 1 Mayıs çağrısı yayınlaması milyonlarca emekçiyi hayrete düşürüyor.
Almanya’da 8.9 milyon emekçi -ki bu rakam tüm çalışanların yüzde 22.5’ine tekabül etmekte- devlet tarafından resmi olarak tespit edilen düşük ücret sınırı 10.50 avronun altında ücret almaktalar.

Avro Bölgesindeki (para birimi olarak avro kullanan ülkeler) emekçilerin ise yüzde 15.9’u düşük ücretli işlerde çalışıyorlar. Ama bu emekçiler Almanya’daki sınıf kardeşlerinden daha fazla ücret alıyorlar. Çünkü Avro Bölgesinde düşük ücret sınırı 14.10 avro dolayında!

İŞÇİLERİN TALEPLERİ NELER?

İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ta alanlara hangi taleplerle çıkılacağına fabrikalarda işçiler kendi aralarında tartışarak belirlenmesi gerekiyor. Ortaya çıkan tablona öne çıkan acil talepler ise şöyle: 

Düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışanların sayısının son 20 yılda neredeyse ikiye katlandığı, çalışırken ve yaşlılık döneminde yoksulluk çekenlerin sayısını sürekli arttığı, kiralık ve taşeron işçilikten başka iş bulma şansının neredeyse ortadan kalktığı bir ortamda öne çıkan talepler ise şöyle: 

  1.  Kiralık işçiliğin yasaklanması
  2.  Asgari saat ücretin net olarak 12 avroya çıkartılması 
  3.  Sreli iş sözleşmelerinin tümden yasaklanması 
  4.  Çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için haftalık çalışma sürelerinin tam ücret ve personel karşılığı 30 saate düşürülmesi
  5.  Emeklilik yaşının aşağı çekilmesi
  6.  İşçi ve emekçilerin grev ve örgütlenme haklarının geliştirilmesi, önlerindeki tüm yasal engellerin kaldırılması 


YAŞLILIKTA YOKSULLUK ÇOKTAN BAŞLADI

Sermaye yanlısı gazetelerde, televizyonlarda çıkan haberlere bakılırsa “yaşlılıkta yoksulluk” geleceğin bir sorunu. Sendikaların genel merkezlerinden yapılan açıklamalarda da yaşlılıkta yoksulluk sürekli geleceğin bir sorunu olarak gösterilmekte.

Oysa gerçek hiç de öyle değil; devletin kendi verilerine göre 55 ve üstü yaş grubundan 5.6 milyon emekçi yoksulluk içinde yaşıyor. Bugünün Almanyası’nda ortalama emekli maaşı 842 avro dolayında. Bu emeklilik maaşının Hartz IV’ün altında (geçim parası + kira ve yan giderler) olduğunu ise kimse görmek istemiyor.

Aynı şekilde 2.5 milyon çocuğun da yoksulluk içinde yaşadığı da gerçekte ne sermayeyi ne de politikacılarını ilgilendiriyor. 

SAVAŞ BÜTÇESİ ARTIRILDI

Emperyalist savaş örgütü NATO doktrine bağlı olarak savaş bütçesini GSMH’nın yüzde 2’sine çıkarma kararı alan Federal Hükümet, ilk etapta 35 milyar avroyu silahlanmaya ayıracak.

Hükümet, son birkaç yıldır Alman ordusunun giyecek postalı, üstünü örtecek battaniyesi olmadığını, helikopterlerin, denizaltıların ve nakliye uçaklarının harekata çıkamaz halde olduğunu, makineli tüfeklerin hedefi tutturamadığı benzeri haberlerle “ordu işlemez hale geldi” kanısı yaygınlaştırmaya çalışıyor.

Öyle bir ordu ki giyecek postalı ve üstünü örtecek battaniyesi yok, makineli tüfeklerin hedefi tutturamıyor, helikopterleri uçmuyor ama askerleri emperyalist bir işgal gücü olarak dünyanın 19 ülkesinde görev yapıyor! 

İYİ KARARLAR NERDE?

“Dayanışma, Çoğulculuk ve Adalet” sloganı altında işçi ve emekçileri 1 Mayıs 2018’de alanlara çağıran Alman Sendikalar Birliği DGB, yeni kurulan koalisyon hükümetinin işçi hakları konusunda önemli kararlar aldığı ileri sürüyor. Peki bu kararlar nerede?

İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını kötüleştirmek üzere çalışma sürelerini daha fazla esnekleştirmeyi bayraklarına yazan koalisyon hükümeti, tekellerin ve zenginlerin vergilerini daha fazla düşürmek için yasa taslakları hazırladı.

Çocuk parasının kısmen artırılması eşlerin vergilendirilmesinde yapılan değişiklikle yok edildi. Önümüzdeki dönem sağlık alanında gündeme getirilmek istenen sözde reformlarla işçi ve emekçilerin “katkı payları” artırılacak, sağlık hizmetleri daha da sınırlandırılacak.

“Hartz IV kimsenin aç kalmamasını sağlıyor” diyerek yoksullarla adeta alay eden Sağlık Bakanı Jens Spahn (CDU), sağlık emekçilerinin “yeterli gelir” talebine yanıt vermek yerine Almanya dışından ucuz işgücü getireceğini açıkladı.

ÖNCEKİ HABER

Hayırdır, erken seçim niye?

SONRAKİ HABER

Yerli işi zombi filmi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...