Keçiörenli analar Erdoğan'a soruyor: Evladın yok mu?
Her gün gelen asker ve gerilla cenazelerine ağlamaktan göz pınarlarının kuruduğını söyleyen Keçiörenli anneler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sordu: “Asker, gerilla annelerinin feryatlarını izlerken ağlamaktan göz pınarlarımız kurudu. Eyy Erdoğan senin evladın yok mu?”
Keçiörenli kadınlar Türkiye’de barışı konuşmak için Çiçekli Parkı’nda bir araya geldi. Barış halkası oluşturan kadınlar, Nâzım Hikmet'in yazdığı Zülfü Livaneli’nin seslendirdiği Hiroşima şiirini dinlerken duygulu anlar yaşadı. Gazetemize konuşan kadınların dileği anaların ağlamaması için Türkiye’ye barışın gelmesiydi.
‘GÖZ PINARLARIMIZ KURUDU’
“Her gün asker ve polis annelerinin evine kutu içinde oğullarının eşyaları geliyor yıkılıyorlar. Gerilla annelerinin Kürtçe feryatları kulaklarımızda. Biz bunları televizyondan izlerken yıkılıyoruz. Ağlamaktan göz pınarlarımız kurudu. Eyy Erdoğan senin evladın yok mu?” diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soran Cennet Turgut, her gün televizyonda onlarca gencin ölüm haberi gelirken Erdoğan’ın haberlere bakıp, bakmadığını merak ediyor.
“Artık asker cenazelerine gitmesinler. Yarbay’a ‘Bu mesleği seçmeseydin’ diyorlar. Vicdanlarını sorgulasınlar. Emine oğullarını ölen çocuklar yerine koysun. Evlerinde oturup rahat rahat yemek yemesinler. Haberleri izlesinler haberleri” diyen Turgut, akşam yemek sofralarının zehir olduğunu ifade ederek, artık barış ve huzur içerisinde yaşamak istediklerini söylüyor.
EĞİTİMCİLERİN SAVAŞI BARIŞ
Hayatlarını kaybeden genç bedenlerin eğitimciler için daha acı anlamlar ifade ettiğini vurgulayan Eğitim Sen 3 No’lu Şube Sekreteri Dilan Temur, kendilerinin okuttuğu isimlerin ölüm haberleri gelince duydukları rahatsızlığı anlatıyor: “ O çocukları benim yetiştirmem şart değil. Hiçbir öğretmen savaştan yana olmaz. Olan kendisine öğretmen diyemez. En kötü barış savaştan iyidir. Hep beraber yaşamayı başaramazsak, savaş hepimizi yok eder. Bu iktidarın ise barışı sağlayamayacağı ortada. Barışı halk olarak bizler sağlayacağız” dedi.
Daha önceki yıllardaki çatışma ortamında okulda yaşadığı deneyimleri de anlatan Edebiyat Öğretmeni Temur, “ Öğrenciler çatışmalardan söz açılınca ailelerinden de etkilenerek evde konuşanlar üzerinden olayları değerlendiriyor. Öğretmenler olarak barış konusunda onlara farklı bakış açısından bakmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Sorularla işin aslını göstermeye ve barışın, savaştan daha iyi olduğunu anlatıyordum” diye barış için geçmişteki çabalarından bahsediyor.
‘SENİN ANAN DA AĞLAMASIN OĞUL’
Kendisini Kürt ve Şafii olarak tanıtan Şükriye anne ise “Ben okuma yazma bilmem oğul. Tek bildiğim çocukların öldüğü. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ağlamak istemiyorum. Başka analar da ağlasın istemiyorum. Senin ananın da ağlamasını istemiyorum. Barış olsun istiyorum. Bak Alevi’si, Türk’ü, Kürt’ü bir araya geldik” diyor.
Son çatışmalarda hayatını kaybeden ve cenazesi Keçiören’e getirilen 3 askerden, birinin kendi mahallelerinde oturduğunu söyleyen Şükriye anne, “Televizyonlara baktım oğul yoktu. Çocuğun amcası ‘Yeter artık bu kan dursun’ diye feryat ediyordu, bunu televizyonlar vermemişti. Paramız yok oğlum. Paramız olsa oğlumuzu da askere yollamayız Olmayınca yollamak zorunda kalıyor insan” diye çaresizliklerini anlatıyor. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et