25 Ağustos 2015 01:25

Serkan GÜNDOĞDU
Traiskirchen/Viyana

Bahçede, parklarda ve tren istasyonunda uyuyan insanlar, kendi başlarına bırakılmış velisi olmayan göçmen çocuklar, kadınlar ve erkekler tarafından ortak kullanılan, dışkı yüzen perdesiz duşlar ve tuvaletler... Uluslararası Af Örgütünün 6 Ağustos’ta Traiskirchen’de bulunan Bundesbetreuungsstelle Ost (Federal Göçmen Müşavirliği- Doğu) ziyareti sonrası hazırladığı rapordan öne çıkanlar göçmen dramının Avrupa’ya ulaştıktan sonra da devam ettiğini gösteriyor.

14 Ağustos’ta yayımlanan rapora göre azami 1800 kişi kapasiteli Traiskirchen’deki göçmen merkezinde bulunanların sayısı temmuz sonunda 4 bin 500 kişiye ulaşmıştı. Gittikçe artan göçmen sayısı nedeniyle 5 Ağustos’ta merkeze kabul durduruldu. Halihazırda merkezde bulunan birçok göçmen bahçede, çadırlarda veya bina saçaklarının altında uyuyor. Yeni gelen göçmenler ise ilk olarak Güvenlik Akademisi Binasına, çadırlara ya da otobüslere yerleştiriliyor.

İNSANİ KOŞULLAR YOK

Af Örgütünün görüştüğü göçmenlere göre merkezde bulunan tuvalet ve banyolar cinsiyetlere göre ayrılmamış. Duşlarda perde bulunmuyor ve duşlar bina dışından açıkça görülebiliyor. Bundan dolayı göçmen kadınlar ya yıkanmaktan feragat ediyor ya da kapıya bir nöbetçi koyarak duş alabiliyor. Duş ve tuvalet zeminlerinde kısmen dışkılar yüzüyor.  
18 yaşın altındaki onlarca velisiz göçmen çocuk için kamp hayatı daha da zor. Birçoğu geceyi dışarıda yalnız geçiriyor, göçmenlik başvurularını takip edemiyor ve ne olacağı açısından tam bir belirsizlik yaşıyor. Örneğin 14 yaşındaki bir Afgan çocuk göçmen, başka bir eyalete gönderileceğine dair kağıdı okuyamadığı için tahliye zamanını kaçırıyor ve merkezde kalıyor. Umutsuzluktan kendisine zarar veren çocuk göçmen, rapora göre hiçbir psikolojik destek almıyor.
Merkezde 4 bin kişi için sadece 8 doktor ve 3 psikolog bulunuyor. Dil probleminden dolayı randevu almaya giden birçok göçmen geri çevriliyor. Bunun yanında göçmenler muayene olabilmek için günlerce bekliyor. Sol bacağında enfeksiyon bulunan ve yürümesini engelleyecek kadar ilerleyen 17 yaşındaki Somalili bir gence hiç kimse yardım etmemiş. Ancak ikinci kattaki pencereye çıkıp intihar edeceğini söyledikten sonra bir doktor tarafından muayene edilmiş.
Beslenme göçmenlerce dile getirilen başka bir problem. Yemeklerin yenilemeyecek kadar kötü olduğunu bir Nijeryalı dışarıdan bir şeyler alıp yemek zorunda kaldıklarını söylüyor. Merkezdeki yemek sırası ise iki saat sürüyor ve yine göçmen çocuklar her seferinde sıranın sonuna kalıyor.

AVRUPALI DEVLETLERİN GÖRÜNEN SORUMLULUĞU

Velisiz çocuk göçmenlerin güvenliğinin sağlanmadığı, beslenme ve barınma açısından büyük bir sefaletin yaşandığı ve göçmenlerin asgari sağlık hizmetine ulaşamadığı Traiskirchen’deki göçmen merkezi Avrupalı devletlerin dünyanın geri kalanına karşı duyduğu sorumluluğu yansıtıyor.
Yine de Traiskirchen’de olan her şey iç karartıcı değil. Avusturya devletinin asgari yaşam gereksinimlerini karşılayamadığı göçmenlere halk destek oluyor. Her gün birçok Avusturyalı göçmenlere yardım etmek için yiyecek ve giyecek yüklü otomobilleriyle ve çantalarıyla merkezin kapısında bekliyor. Traiskirchen’de bulunduğumuz birkaç saat içinde onlarca otomobil gelerek bagajlarını boşaltıyor ve gidiyor. Bir köşede birkaç genç kız yaptıkları yemeği göçmenlere dağıtıyor, başka bir köşede ise iki çocuk toplarını bahçe parmaklıklarından aşırarak göçmen çocuklara hediye ediyor. Avrupa’nın genelinde yayılan ırkçılığa ve göçmen karşıtlığına rağmen halkın göçmenlerle dayanışması umut verici bir görüntü oluşturuyor.

Evrensel'i Takip Et