5 Mart 2012 11:43

Her yıl daha da çoğalıyoruz

Ekmek ve Gül okurları hatırlayacaklardır, Mamak’ta iki yıldır General Zeki Doğan Mahallesi Muhtarı Nurhayat Farımaz’ın çağrısıyla köy dernekleri ve sendikalar bir araya gelip ortak bir 8 Mart etkinliği düzenliyor. Etkinliğin örgütlenmesine katılan kurum sayısının her yıl arttığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl 14 kurumun katılımıyla çalışmalar yürütülürken, bu yıl Emekli-Sen, bir muhtarlık ve bir köy derneği daha katıldı.
Her yıl farklı bir tema ile yapılan etkinlik için bu yıl kurumlar, “Anaların gözyaşı dinsin. Her türlü savaşa ve şiddete hayır” demeyi tercih ettiler. Çok sayıda kurumun bir araya geldiği ortak işlerde, genellikle belirlenecek konu başlığı üzerine fazlaca tartışma yürütülür. Ancak bu önerilen başlığın hiçbir itirazda ya da tartışmada bulunulmadan tüm kurumlar tarafından onaylandığını söylemeliyiz. Bu da, barış isteğinin hepimiz için aciliyetini gösteriyor bize. Nitekim çalışmalar sırasında da gördük bunu. Oğlu askerde olan bir annenin, savaşın son bulması için elinden geleni yapmak istediğini söyleyerek çalışmalara katkı sunması bunun örneklerinden biriydi.  
Yaklaşık bir buçuk ay önce başlayan çalışmalar, General Zeki Doğan Mahallesi Muhtarlığı ve muhtarlığın Kadın Komisyonunun koordinasyonunda yürüyor. Katılımcı kurumlar düzenli olarak bir araya geliyor. Bir yandan da mahallelerde ev ev dolaşarak duyuru ve çağrılar sürüyor.

Kış şartları engel değil
General Zeki Doğan Mahallesi Muhtarlığı Kadın Komisyonu, 8 Mart’ın etkinliğinin örgütlenmesinde önemli bir sorumluluk yüklenen kurumlardan. Bu süre içinde komisyonun çalışmalarına katılan kadınların sayısında önemli bir artış oldu. Kadınlar etkinlik için kolları sıvamış durumda. Malum, bu yıl kış şartları ağır ve biz emekçiler için hayatı zorlaştırıyor. Geçtiğimiz hafta kadın komisyonu toplantısının olacağı gün de, kar yağışı sabah saatlerinde başlamış, Ankara trafiği alt üst olmuş, bazı okullar öğrencileri erkenden eve yollamış, hatta kimi işyerlerinde çalışanlar işten erken çıkmışlardı. Mamak kar yağışından en çok etkilenen ilçelerden biri olduğundan, toplantıyı ertelemek zorunda kalabiliriz diye endişelenmiştik doğrusu. Ama komisyon üyesi kadınlar, hava şartlarının zorluğuna rağmen toplantıya katıldılar ve çalışmaların aksamasına müsaade etmediler.

Çalışmalar sırasında çok sayıda kadınla yüz yüze geldik. Yaşadığımız sorunları, 8 Mart’ın önemini birlikte değerlendirdik kadınlarla. Dikkatimizi çeken şeylerden biri, 8 Mart’ın tarihçesinin yeterince bilinmiyor oluşu oldu. Anlattığımızda, birçok kadın, bunu ilk defa duyduğunu söyledi. Bir kadın “Ben 8 Mart’ı Anneler Günü, Sevgililer Günü gibi bir gün olduğunu ve öylesine kutlandığını sanıyordum” sözleriyle ifade etti düşüncelerini. Başka biri ise “Ben 8 Mart’ı kadınların canları pahasına kazandıkları bir mücadele günü olarak bilmiyordum” demişti.

Kadınların vakti yok
Elbette çalışmalar sırasında her şey güllük gülistanlık gitmiyor, birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Mamak’ta uzun zamandır kadınlar birlikte birçok şey yapıyor olsa da, bir araya gelmekte hala çok zorlanıyoruz. Kadınların evdeki işleri, çocukların bakımı ve okul ihtiyaçları gibi nedenlerle birlikte düşünmeye ve tartışmaya çokça dâhil olamamaları 8 Mart çalışmalarında en çok yaşadığımız durumlardan. Kadınların omuzlarındaki yüklerin onların politikadan nasıl uzaklaştırabildiğini bir kez daha gördük çalışmalarımız sırasında. Örneğin eğitim sisteminde yapılmak istenen değişikliği ve sonuçlarının neler olabileceğini birlikte konuşmak istediğimiz kadınların birçoğu “Öyle bir şey duyduk ama tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz, neye yol açacağıyla ilgili çok fazla okuyamadık, çok ilgilenemedik, ne getirir bilmiyoruz, fikrimiz yok” benzeri şeyler söyledi. Gerekçeler ise genellikle evdeki işler ve vakit bulamamak. Bunu söyleyen kadınlarına arasında eğitim alanında çalışan kadınların da olması ayrıca dikkat çekici. Kadınların ev içinde yüklendikleri işlerin ülkeyi yönetenler için de doğrudan faydası varmış meğer!

Kadın temsiliyeti meselesi
Mamak’ta 8 Mart etkinliği için çok sayıda kurum bir araya geliyor, ancak kurumların ortak toplantılarına katılanların daha çok erkekler olduğunu söylemeliyiz. Çünkü kurum yönetimlerinde çoğunlukla erkekler var. Mamak’ta bulunan Kozadan İpeğe Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifi isimli kadın örgütünü de bu yıl 8 Mart’ı birlikte düzenlemek için davet etmiştik ve bir toplantıya geldiler. Ancak ortak toplantıda daha çok erkeklerin yer alması gerekçesiyle düzenleyiciler arasında yer almak istemediklerini söylediler. İki yıldır çabalarımızdan biri de kadınların kurumlarda ve yönetimlerinde daha fazla yer almasını sağlamak ve bu yöndeki çabamızı sürdüreceğiz.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü Mamak’ta 10 Mart Cumartesi günü kutlanacak. Saat 12.00’da Tekmezar Parkı’nda toplanarak sloganlarla, etkinliğimizin yapılacağı Beyaz Köşk Düğün Salonu’na yürüyeceğiz. Tüm Mamaklı kadınları birlikte yürümeye çağırıyoruz.

8 Mart’tan 2 Temmuz’a
8 Mart çalışmalarına aktif olarak katılan kurumlardan birisi de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi. Derneğin Kadın Kolları Sorumlusu Haney Polat, birlikteliklerini 1 Mayıs, 2 Temmuz’da da devam ettireceklerini söylüyor. Yıllarca ev temizliğine gittiğini, evde nakış işlediğini, şirketlerde çalıştığını anlatan Polat, “Bir gün bile sigortam olmadı, yıllarca sigortasız çalıştırıldım. Kadınların zorluklarla çalışmak ve yaşamak zorunda bırakılıyor. Evde oturmamalıyız, mücadele içinde olmalıyız ki bir şeyleri değiştirebilelim. Şiddete uğramamak için, haksızlıklar karşısında dik durabilmek için bir araya gelelim” çağrısında bulunuyor.
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi olan Menekşe Dülger da daha çok kurumun bu çalışmalarda yer alması ve emekçilere yönelik saldırılara karşı birlikteliği sürdürmek gerektiğini düşünüyor. Dülger, “Biz şuna inanıyoruz, bir araya geldikçe güçleneceğiz. Sistemin ve AKP’nin dayatmalarına hayır diyoruz. Çünkü biz erkek egemen topluma ve kapitalizme hayır diyen kadınlarız” diyor.
Kibriye Odabaşı da dernek yöneticisi. “Hem kendi adıma hem de çocuklarımın geleceği adına bu mücadelenin içinde yer alıyorum” diyen Kibriye kadınları örgütlenmeye çağırıyor: “AKP kadınları eve hapsetmeye ve kadın mücadelesini yok etmeye çalışıyor. Cinayetler, tacizler ve tecavüzler her geçen gün bu politikaların sonucu olarak artıyor. On bir yaşında bir çocuğa tecavüz ediliyor ve sonra mahkeme rızası ile olduğunu söyleyerek çocuğu suçlu ilan ediyor. Örgütlenmemiz lazım ancak bu şekilde haklarımıza sahip çıkarız.”