21 Kasım 2008 00:00

HABER ANALİZ - Somali’ye kara operasyonu gündemde


Aden Körfezi ve Afrika’nın doğu sahillerinde son aylarda artan korsanlık faaliyetleri dünya gündemindeki yerini koruyor. En son 100 milyon dolarlık petrol taşıyan Suudi süper tankerinin kaçırıldığı Somali açıklarındaki NATO, ABD ve Rusya’ya ait savaş gemilerinin sayısı da giderek arttırılıyor. Ancak ABD ve Rusya, sorunun donanma operasyonları ile çözülemeyeceğini savunuyor. Rusya ve Pentagon’dan ardı ardına gelen açıklamalar Somali’ye bir kara operasyonu düzenlenmesi tartışmalarını güçlendirirken, NATO gemilerinin bölgedeki kaçırma olayları karşısında müdahalesiz kalması, “kara operasyonuna zemin mi hazırlanıyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Donanma operasyonu yetmez
Rusya’nın NATO temsilcisi büyükelçi Dmitri Rogozin, NATO, AB ve diğer güçlerin, Somalili korsanlara karşı kara operasyonları düzenlemek de dahil olmak üzere, kuvvet kullanarak mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Rogozin dün yaptığı açıklamada, Rus uzmanların yaptıkları incelemeler sonucu, geniş kapsamlı donanma operasyonları düzenlemenin, Somalili korsanlarla mücadelede yeterli olmayacağının anlaşıldığını öne sürdü.
Büyükelçi Rogozin, böyle bir deniz operasyonunun, kıyılara çıkarmalarla başlatılacak bir kara operasyonuyla desteklenmesi gerektiğini, bu operasyonlarla korsanların iç kısımlardaki üslerinin imha edilebileceğini kaydetti.
“Hepimiz biliyoruz ki korsanların karada üsleri var” diyen Rogozin, NATO, AB veya diğer güçlerce düzenlenecek her tür operasyonun Rusya ile de koordine edilmesi gerektiğini belirtti. ”Rusya’nın bu bölgede korsanlarla mücadelede yaptığı katkıların, NATO tarafından görmezden gelindiğini” de savunan Rogozin, NATO tarafından korsanların bir saldırısı ile ilgili olarak yapılan açıklamalardan birinde İngiliz donanmasının saldırının savuşturulmasına yaptığı katkıdan bahsedildiğini, ancak aynı olayda Rus donanmasının katkılarından “bir kelime ile bile olsa bahsetmekten kaçınıldığını” ifade etti.
Eyvah! ABD istikrar getirmekten söz etti
ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Geoff Morrell de yaptığı açıklamada, korsanlık sorununu çözümlemeye çalışırken, alınacak önlemlerin “Somali’ye siyasal istikrar getirme ve ekonomik yardımda bulunma” çabalarıyla birlikte yürümesi gerektiğini söyledi. Morrell, “Dünyanın bütün donanmalarını, sahip oldukları bütün savaş gemileriyle Somali kıyılarına getirseniz dahi bu, sorunu tek başına çözemez. Bu sorun, bütünsel bir yaklaşım gerektiriyor” dedi.
Sözcü, korsanların uluslararası sularda yakalanması durumunda bunların hangi ülkenin elinde tutulacağı, nasıl yargılanacakları gibi sorunların da ortaya çıkacağını, bunun için uluslararası anlaşmaların yapılmasına gerek olduğunu kaydetti.
Beyaz Saray Sözcüsü Dana Perino ise, korsanların elinde bulunan ve 100 milyon dolar değerinde petrol taşıyan Suudi tankerinin güvenliğinin sağlanmasına da öncelik verdiklerini söyledi. Perino Somali’deki korsan saldırıları konusunda “Başkan Bush’a brifing verildiğini” de belirtti.
BM: 25 milyon dolar fidye verdik
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Somali açıklarında gemileri kaçıran korsanların, bu yıl 25 ile 30 milyon dolar arasında fidye aldıklarını belirtti. BM’den yapılan açıklamada, Genel Sekreterin BM üyesi ülkelerin korsanlığa karşı mücadelesini ve aldığı önlemleri desteklediği belirtildi. [RTF bookmark start: storyContinues][RTF bookmark end: storyContinues]Ban’ın raporunda, Somali açıklarında devam eden korsancılığın bu ülkenin ticaretini son derece kötü etkilediği, insani bir krize yol açtığı ve geçici hükümeti daha da güçsüzleştirdiği vurgulandı. Raporda, Uluslararası Denizcilik Bürosundan (IMB) gelen bilgilere göre halen 17 geminin korsanların elinde olduğu bildirildi.

Somali’deki korsanlığın nedenleri
Korsanlığın bu bölgede yoğunlaşmasının altında bölgenin konumu ve siyasal durum yatıyor.
Asya’dan Avrupa’ya giden gemiler, Somali ile Yemen arasındaki Aden Körfezi’nden geçmek zorunda. Ters yönde yol alan birçok geminin de, Kızıldeniz’den çıkmak için buradan geçmesi zorunlu. Her yıl büyük çoğunluğu petrol taşıyan tankerler olmak üzere yaklaşık 20 bin gemi Aden Körfezi’ni kullanarak Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz’e açılıyor. Dolayısıyla bu kıyılar, bölgede uluslararası ticari taşımacılığın can damarlarından biri.
Somali’de iş başındaki geçici hükümet, ülkenin geniş kıyı şeridinde otorite kuramayınca, kontrol savaşçı aşiretlere geçmiş durumda. Korsanların çoğunun, eski balıkçılardan oluştuğu iddia ediliyor. Saldırılarına, bu bölgedeki gemi trafiğinin işlerini baltaladığını savunarak başladıkları ancak fidye karşılığı gemi kaçırmanın ne kadar kârlı olduğunu gören iş adamları, aşiret reisleri ve bunların silahlı adamlarının pazarı kısa sürede ele geçirdiği belirtiliyor. Yemenli bir yetkili korsanların lağvolan Somali Deniz Kuvvetleri’nin eski mensupları olduğunu söylüyor.

Bölgedeki egemenlik savaşı
Uzmanlara göre dünyanın dört büyük gücü ABD, Çin, Hindistan ve Rusya, korsanları da bahane ederek, bölgedeki ülkelerle deniz üsleri inşa etmek için anlaşmalar yapabilir. Halen ABD’nin 5. Filosu Basra Körfezi’nde bulunuyor. Fransa da bu yılbaşında Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaşma yaparak bu ülkede 5 bin kişilik bir deniz üssü kurmayı kararlaştırmıştı.
Cibuti’de de Fransız üssü bulunuyor ancak üs yapılan anlaşma çerçevesinde ABD tarafından kullanılıyor. Ayrıca Hindistan açıklarında İngiltere’ye ait Diego Garcia deniz üssü de ABD tarafından kullanılıyor.
Ancak Çin’de başta Pakistan ve Sudan olmak üzere bölgede üsler inşa etmek için görüşmelerde bulunuyor. Rusya’nın da Somali’nin yanı sıra Yemen’le dirsek temasları bulunuyor. Hindistan ise Hint Okyanusu’nda kendi flamasını dalgalandırmak için deniz kuvvetlerine büyük bir önem veriyor ve Hindistan kıyılarından Endonezya açıklarına kadar, tüm bölgede birinci güç olmaya çalışıyor.
Aden körfezine akın
Uzmanlar Endonezya, Malezya, Singapur ve Tayland donanmalarının Malakka boğazında işbirliği yapmaları sonucunda korsanlık olaylarında düşüş yaşandığını ve benzer bir yöntemle -ilgili Afrika ülkelerine askeri ve teknik yardım sağlanması suretiyle- Afrika’nın doğu sahillerinde de mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak bunun yerine dünya donanmaları bölgeye akmaya devam ediyor. Bölgede halen Türkiye’nin de bir gemiyle iştirak ettiği NATO gücünün yanı sıra ABD, Almanya, İngiltere, Rusya, Hindistan’ın Aden Körfezi’nde savaş gemileri bulunuyor.
  • Hindistan, 18 Ekim’de, bir donanma gemisini, korsanlara karşı mücadele için Umman ve Aden Körfezi arasındaki bölgede devriyeye çıkardı.
  • Güney Kore de, Aden Körfezinde korsanlıkla mücadele için helikopterler ve güdümlü füzelerin de yer aldığı muhrip ve özel kuvvetler gönderme hazırlığı yapıyor.
  • Japonya Başbakanı Taro Aso, Japon Deniz Kuvvetleri’ne ait gemilerin, bölgede görev yapmalarına imkan tanıyacak kanuni değişikliklere gidileceği sinyallerini verdi.
  • Avrupa Birliği devletleri de 10 Kasım’da, korsanlarla mücadele için bölgeye donanma filosu gönderme kararı aldı. Böylece AB’nin ilk askeri deniz seferi başlayacak.
  • NATO ve ABD 5’nci filosu da bölgede bulunuyor.
    Şu an bölgede 15 savaş gemisinin bulunduğu tahmin ediliyor.

    Bir haftada 10 gemi
    Korsanlar son bir hafta içerisinde 10 gemiye saldırı düzenlendi. Hafta sonu Sirius Star adlı dev Suudi tankere el konulması, bu saldırıların en büyüğüydü. Korsanlar Suudi tankerinin serbest bırakılması karşılığında 25 milyon dolar talep ediyor. İki milyon varil petrol yüklü S. Arabistan tankerinin ardından da İran’a un taşıyan, Hong Kong’a ait Delight adlı 43.000 DW tonluk dökme yük gemisini ele geçirdiler. Korsanlar çarşamba günü ise 16 kişilik mürettebatı olan Tayland balıkçı gemisine saldırdılar. Kaçırılan son gemiler de önceden kaçırılan diğer 15 gemiyle birlikte Somali açıklarına demirlemiş durumda. Yaklaşık 250’den fazla denizci de rehin. Gemilerin arasında içinde Sudan’a teslim edilmek üzere tam teçhizatlı 33 adet Rus yapımı tank bulunan Ukrayna gemisi de bulunuyor.
    Korsanlar, petrol ve kimyasal yük taşıyan Chemstar Venus adlı Japon gemisini de hafta sonu kaçırdılar ki, tam da Güney Kore’ye ait Stolt Valor adlı kimyasal tankerin 1.1 milyon dolarlık fidye karşılığında serbest bırakıldığı bir zamanda gerçekleşti. Aden Körfezi’nde kaçırılan gemiler, genelde 2 milyon dolarlık fidye karşılığında serbest bırakılıyor. Uluslararası Denizcilik Bürosu’nun istatistiklerine göre gemi kaçırma olaylarında geçen yıla oranla iki kat daha fazla artış gerçekleşti.

    Arap ülkeleri olağanüstü toplandı
    Aden körfezindeki korsanlık faaliyetleri nedeniyle Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri Mısır’ın başkenti Kahire’de olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdi.
    Korsanlara karşı alınacak tedbirlerin masada olduğu toplantıya Mısır, Suudi Arabistan, Yemen, Sudan ve Ürdünlü yetkililer katıldı. Toplantıya başkanlık eden Mısırlı diplomat Vefa Bassim, korsanlarla mücadele gözlem merkezi, Arap donanmaları tarafından ortak tatbikatlar yapılması ve Kızıldeniz’den geçecek gemilere erken uyarı sistemleri takılması gibi konuların toplantıda ele alındığını söyledi. Özellikle Mısır, en büyük gelir kaynaklarından birini teşkil eden Süveyş Kanalı’nın artan korsan faaliyetlerinden etkilenmesinden büyük bir endişe duyuyor. Mısır, Süveyş Kanalı’ndan her yıl ortalama 6 milyar dolar gelir elde ediyor ve bu da bütçesinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor.
    Somali açıklarındaki korsanlık faaliyetlerine karşı mücadele Asyalı gemi sahipleri bugün Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da yapacağı toplantıda da ele alınacak.
    Malezya’da yapılacak forum, Asya’daki 13 denizcilik birliğini temsil ediyor; bunların arasında Japonya, Güney Kore, Güneydoğu Asya gibi dünya ticaret filosunun yüzde 40’nı elinde bulunduran ülkeler de bulunuyor.
    Özlem Yıldızer
  • Evrensel'i Takip Et