13 Mart 2009 01:00
GERÇEK
GÜNÜN YAZILARI
Her ay on binlerce işçi sokağa atılıyor. Patronlar, TİSleri uygulamıyor. Keyfi ücretsiz izinler uyguluyor. İşsizler çaresiz. En son Kocaelinde görüldüğü gibi, 250 kişilik kadro için 10 bin kişi başvuruyor.
Kimi sendikacılar ise bu toz duman içinde, emek düşmanı uygulamalara imza atıyorlar. Son aylarda bu uygulamaların merkezlerinden birisi olarak da DİSKe bağlı Lastik-İşi görüyoruz.
Uzunca bir zamandan beri bu sendikada, kongre önceleri lastik fabrikalarında işten çıkarma operasyonları yapıldığına; özellikle muhalif temsilcilerin ve işçilerin önemli bir bölümünün, patronlarla iş birliği içinde komplolar da düzenleyerek işten atıldığına tanık olduk.
Son bir yıl içindeyse Lastik-İş yöneticileri ve patron, krizi kullanarak muhalefeti tasfiyeye giriştiler. Önce Pirelli fabrikasında temsilcileri bir grup işçiyle işten atan patronun bu uygulamasının arkasında, sendikanın olduğu belirtiliyordu. Çünkü; patrondan önce sendika, temsilcileri görevden almış; patrona, bunları atabilirsin işaretini vermişti.
Brisa patronu, en son krizi gerekçe göstererek, sendika ile de anlaşıp 64 işçiyi işten attı. Atılan işçiler ve Kocaelindeki sendikal çevreler, atılanların sendikaya muhalif işçiler olmasına işaret ederek, bu işten çıkarmada sendikacıların parmağı olduğunu öne sürmüştü. Evrensel okurları, bu gelişmeleri biliyorlar.
Önceki gün Brisadan atılan işçiler, sendikaya başvurarak; yaklaşan sendika kongresine katılmak üzere delege seçimlerinde aday olmak istediler. Ancak sendika yöneticileri, işçilerin bu isteğini; Bu tüzüğe ayıkırı diyerek reddettiler.
Oysa işçiler, işten çıkarılmış olmalarına karşın, sendikalar yasasına göre başka bir işkolunda işe girmediklerine göre Lastik-İş Sendikasının üyesidirler. Dolayısıyla da bu 64 işçi; sendikada delege olma, yönetimlere seçilme, hatta genel başkan olma hakkına da sahiptirler. Nitekim Kocaeli 4. İş Mahkemesinin yargıcı soruna müdahale etmiş; Lastik-İş yöneticileri, işçilerin başvurularını kabul etmek zorunda kamışlardır.
Hemen ardından da Pirelliden atılan işçiler ve temsilciler sendikanın kapısına dayandı. Bu kez sendikacılar işçilerin başvurularını kabul etmemek için binanın kapısına kilit vurdular. Pirelli işçileri ise tutanak tutturup bu durumu kayıt altına aldılar.
Ancak, işçileri susturma ve haklarını çiğnemede patronu bile geride bırakan sendika yöneticilerinin, yargıç baskısıyla işçilerin başvurularını kabul etmeleri, işçilerin adil bir seçimde aday olacakları anlamına gelmez. Dahası bu, aday olan işçilere adaylıktan çekilmeleri için envai çeşit baskı yapılmayacağı anlamına gelemez.
Atılan işçiler, delege adaylığında ısrar ederek ve aralarında birlik sağlayarak, sendika ve patronun oyunlarına boyun eğmeyeceklerini gösteren çok önemli bir adım atmışlardır.
Ancak Lastik-İş yöneticilerinin sendikanın başında yıllardır nasıl kaldığını bilenler, ancak sendika üyelerinin bugüne kadar sürdürdükleri edilgenliği aşmaları durumunda, atılan işçilerin seçimlere girmelerinin mümkün olacağını belirtiyorlar. Özellikle, 64 arkadaşlarının işten atılmasına sahip çıkamadık diye hayıflanan Brisa işçilerinin ve Pirelli işçilerinin, şimdi harekete geçerek sendika yönetiminin saldırganlığını püskürtebileceklerini belirtiyorlar. Kaldı ki işçilerin haklarını serbestçe kullanılabilmelerinin, sendikal demokrasiyi hayata geçirmenin yolu da buradan geçmektedir. Bu aynı zamanda, sadece Brisa ve Pirelli işçilerinin değil sorunu değil, Lastik-İşin yeniden bir işçi sendikası olmasının da koşuludur.
Soruna biraz daha yakından bakarsak; bu sorun, Kocaelinde tüm işçilerin, sınıftan yana sendikacıların da sorunudur. Bu yüzden de Lastik-İş Kocaeli Şubesinin kongresinin ve merkez genel kurulu seçimlerinin adil şartlarda gerçekleşmesi; işçilerin ve emekçilerin ileri kesimlerinin, sendikalarda işçi iradesinin geçerli olmasından yana tüm sendikacıların gözetiminde olması; Lastik-İş yöneticilerinin, işçileri baskı altına alacak yöntemlerden caydırılması için bir kamuoyu oluşturulması, bütün olarak sendikal hareket açısından önemlidir!
İ. Sabri Durmaz
Evrensel'i Takip Et