8 Nisan 2006 22:00
İşçilerin örgütsüzlüğü
fasoncuları da vurdu
Tekstil sektörünün durumu ve nereye gittiği kaygıyla izleniyor. Zira sadece 10 ayda 200 bin kişi işsiz kaldı ve birçok işyeri kapandı. Ancak bu olumsuzluklardan, büyük firmalardan ziyade, küçük atölyeler daha fazla etkileniyor ve yok olma noktasına getiriyor. Büyük firmalar ise devletten istedikleri krediyi alarak işlerini sürdürüyor.
Maltepe'deki gibi küçük fason atölyelerde hem atölyelerin sahipleri hem de işçiler olumsuzluklarla boğuşmak zorunda kalıyor. Maltepe'de 108 atöylede çalışan 3 bin işçiden yüzde 85'i sigortasız.
Zam yok Fason atölyeleri iki yıldır büyük firmların yapılan işe zam vermediğini söylüyor. Giderler artarken gelirin sabit kalması ise atölyeleri kapanma noktasına getiriyor. İstanbul'un Anadolu Yakası'nda bulunan 10 büyük firma, bu bölgedeki tüm atölyelerin ve işçilerin çalışma koşullarını belirliyor. 10 yıl önce fason atölyelerin sahiplerinde böyle bir tepki yoktu. İşçilerin örgütsüz olmasını fırsat bilerek o zamanlar da işçiye yüksek ücret vermiyor, sigorta primlerini yatırmıyorlardı. Ancak sektörde yaşanan olumsuzluklarla birlikte durum daha da kötüleşmeye başladı. 5 yıldır işçilerin ücretlerine zam yapılmıyor. Çalışma saatleri iyice uzatıldı. Sigortanın ise ismi bile geçmiyor. İşçilerin örgütsüz olması fason atölyeleri de vuruyor. Örgütsüzlük, büyük firmaların sektörü istediği gibi yönlendirmesine yardımcı oluyor.
İşçi mutsuz Fason atölyede çalışan bir işçi bugün atölye sahibinden sigorta ve sendika hakkını isteyemiyor. Çünkü "Ücretimi ödeyemeyen bir patron bu hakları nasıl verir?" diye düşünüyor. Aynı zamanda işçilerin birlik olacağına ve sendikayı getirebileceğine olan inanç da yok denecek kadar az. Daha önce yaşadıkları olumsuz örnekler bu kanıyı güçlendirmiş. İşçiler, fasoncuların istediği zaman atölyeyi kapatarak başka bir yere taşıyabileceğini söylüyor. Çoğunlukla bu sektörden kurtulmaya çalışan işçiler ise başka iş bulamayınca mecbur geri geliyorlar.
GEREKİRSE TOPLUCA GREV YAPALIM Muarem Taner, fason atölyesi sahibi. İşçilerin sigorta primlerini ödemek ve 700 milyon lira ücret ödemek istediğini söyleyen Taner, yaşanan olumsuzluğun buna engel lduğunu söylüyor. "Dört ay önce 25 işçiyle çalışıyordum şimdi 10 işçiye düşürdüm, ücretleri bile veremiyorum. Ama neden böyle? APS firmasından fason alıyorum. İplik bobininin tanesi 17 milyon. 500 milyon lira iplik parası verdim. 520 tane iş. Tanesi 4 milyon 250 bin lira. 15 günde bitirdik. 10 kişiyle nasıl kazanırım işçiye ne vereyim? Firma diktiğim malın parasını da vermiyor. İki aylık çek yazıyor bir de paranın peşinde koşuyoruz. Bize işin fiyatı bu diyor, ister dik ister dikme" diyen Taner, 700 işçi atan APS'nin ise Merzifon'da yeni bir yer kurduğunu söyledi. APS'nin serbest bölge adı altında elektrik faturası ödemeyeceğini, vergi vermeyeceğini, sigorta primlerinin yarısının da devlet tarafından karşılanacağını belirten Taner "Fasonlarını da Lübnan'a diktirecek. Yani ben atölyeyi kapatıp gideceğim" dedi. Kredi talebinde bulunduğunu ancak kabul edilmediğini söyleyen Taner, işçi ücretlerini ödemek için kredi kartından para çektiğini dile getirdi. Taner "Gerekirse topluca grev yapalım, bu işin düzelmesi için elimden geleni yapmak istiyorum. Artık yaşanmaz bir hal aldı" diye konuştu. Yeşim Cengiz 11 yıl işçilik yapmış ve sonunda atölye açmış. "Başkalarının yanında çalışmaktan usandım. Patronlar hep bana diyorlar, sigorta yapmıyorlar. Yalaka olanlara yapıyorlardı. Atölye açtım değişen bir şey yok derdimiz aynı. Fasonlar çok düşük, ne kazanabiliyoruz ne de işçilere verebiliyoruz" diyen Cengiz, işlerin kötüye gitmesi halinde kasiyerlik yapacağını dile getirdi.
İŞÇİNİN HAKKI VERİLMİYOR
Sevim 17 senedir bu işteyim. Çok kötü bir sektör. İşçilik ucuz. Ama umutluyum düzeleceğine inanıyorum.
Erkan 10 yıldır işçiyim. Daha emekli olanı görmedim,. Sigortam da hiç olmadı. Zaten olsa ne olur ki ödemiyorlar, para da alamıyoruz.
Volkan Cengiz 10 yıllık işçiyim. Bir işçinin ücreti normalde 700 milyon olmalı. Zam almıyor halen iki yıllık maaşlara çalışıyoruz. Fasonlar düşük olunca bize de zam yapmıyorlar. Hükümet bir şey yapmıyor. Hep firmalar kazanıyor.
Hamide 12 yaşımda işe başladım, 9 yıldır çalışıyorum. Benim dünyada neler oluyor fazla haberim yok. Çalıştığım yerde iki tane yalaka işçi var, ne oldu ne bitti patrona anlatıyorlar. Çalıştığım yerlerde sigorta yapmıyorlar, paramızı alamıyoruz. En sevmediğim de zorunlu mesai. Mesaiye kalmadığımızda işten çıkarıyorlar. Hayat çok pahalı mecbur da olsak mesai bazen işimize yarıyor. Maaşı eve veriyoruz mesaiyi de kendi harçlığımız yapıyoruz.
Arzu Ben 7 yaşımda İstanbul'a geldim, gelir gelmez de babam beni tekstile verdi, kendi isteğimle başlamadım. 15 yıldır tekstilde çalışıyorum. Sabah işe başladığımızda ara paydoslarda arkadaşlarla hep dizileri tartışıyoruz, o kız böyle giyiyor böyle yapıyor bu dedikodularla geçiyor. Kendi işyeri sorunlarımızla ilgili tartıştığımda sinirlerim bozuluyor. Daha önce hep zengin koca bulsam da kurtulsam diye düşünüyordum, sonra hayat bizi daha geri noktaya sürdü. Biz bayan işçilere hep patronlar tacizde bulunuyor. Bazı bayan arkadaşları metres olarak kullanıyorlar, yani o filmdeki gibi evlenip hayatları kurtulmuyor. Çalışma koşullarımız çok kötü. Hayatımızın ne olacağı belli değil.
Zam yok Fason atölyeleri iki yıldır büyük firmların yapılan işe zam vermediğini söylüyor. Giderler artarken gelirin sabit kalması ise atölyeleri kapanma noktasına getiriyor. İstanbul'un Anadolu Yakası'nda bulunan 10 büyük firma, bu bölgedeki tüm atölyelerin ve işçilerin çalışma koşullarını belirliyor. 10 yıl önce fason atölyelerin sahiplerinde böyle bir tepki yoktu. İşçilerin örgütsüz olmasını fırsat bilerek o zamanlar da işçiye yüksek ücret vermiyor, sigorta primlerini yatırmıyorlardı. Ancak sektörde yaşanan olumsuzluklarla birlikte durum daha da kötüleşmeye başladı. 5 yıldır işçilerin ücretlerine zam yapılmıyor. Çalışma saatleri iyice uzatıldı. Sigortanın ise ismi bile geçmiyor. İşçilerin örgütsüz olması fason atölyeleri de vuruyor. Örgütsüzlük, büyük firmaların sektörü istediği gibi yönlendirmesine yardımcı oluyor.
İşçi mutsuz Fason atölyede çalışan bir işçi bugün atölye sahibinden sigorta ve sendika hakkını isteyemiyor. Çünkü "Ücretimi ödeyemeyen bir patron bu hakları nasıl verir?" diye düşünüyor. Aynı zamanda işçilerin birlik olacağına ve sendikayı getirebileceğine olan inanç da yok denecek kadar az. Daha önce yaşadıkları olumsuz örnekler bu kanıyı güçlendirmiş. İşçiler, fasoncuların istediği zaman atölyeyi kapatarak başka bir yere taşıyabileceğini söylüyor. Çoğunlukla bu sektörden kurtulmaya çalışan işçiler ise başka iş bulamayınca mecbur geri geliyorlar.
GEREKİRSE TOPLUCA GREV YAPALIM Muarem Taner, fason atölyesi sahibi. İşçilerin sigorta primlerini ödemek ve 700 milyon lira ücret ödemek istediğini söyleyen Taner, yaşanan olumsuzluğun buna engel lduğunu söylüyor. "Dört ay önce 25 işçiyle çalışıyordum şimdi 10 işçiye düşürdüm, ücretleri bile veremiyorum. Ama neden böyle? APS firmasından fason alıyorum. İplik bobininin tanesi 17 milyon. 500 milyon lira iplik parası verdim. 520 tane iş. Tanesi 4 milyon 250 bin lira. 15 günde bitirdik. 10 kişiyle nasıl kazanırım işçiye ne vereyim? Firma diktiğim malın parasını da vermiyor. İki aylık çek yazıyor bir de paranın peşinde koşuyoruz. Bize işin fiyatı bu diyor, ister dik ister dikme" diyen Taner, 700 işçi atan APS'nin ise Merzifon'da yeni bir yer kurduğunu söyledi. APS'nin serbest bölge adı altında elektrik faturası ödemeyeceğini, vergi vermeyeceğini, sigorta primlerinin yarısının da devlet tarafından karşılanacağını belirten Taner "Fasonlarını da Lübnan'a diktirecek. Yani ben atölyeyi kapatıp gideceğim" dedi. Kredi talebinde bulunduğunu ancak kabul edilmediğini söyleyen Taner, işçi ücretlerini ödemek için kredi kartından para çektiğini dile getirdi. Taner "Gerekirse topluca grev yapalım, bu işin düzelmesi için elimden geleni yapmak istiyorum. Artık yaşanmaz bir hal aldı" diye konuştu. Yeşim Cengiz 11 yıl işçilik yapmış ve sonunda atölye açmış. "Başkalarının yanında çalışmaktan usandım. Patronlar hep bana diyorlar, sigorta yapmıyorlar. Yalaka olanlara yapıyorlardı. Atölye açtım değişen bir şey yok derdimiz aynı. Fasonlar çok düşük, ne kazanabiliyoruz ne de işçilere verebiliyoruz" diyen Cengiz, işlerin kötüye gitmesi halinde kasiyerlik yapacağını dile getirdi.
İŞÇİNİN HAKKI VERİLMİYOR
Sevim 17 senedir bu işteyim. Çok kötü bir sektör. İşçilik ucuz. Ama umutluyum düzeleceğine inanıyorum.
Erkan 10 yıldır işçiyim. Daha emekli olanı görmedim,. Sigortam da hiç olmadı. Zaten olsa ne olur ki ödemiyorlar, para da alamıyoruz.
Volkan Cengiz 10 yıllık işçiyim. Bir işçinin ücreti normalde 700 milyon olmalı. Zam almıyor halen iki yıllık maaşlara çalışıyoruz. Fasonlar düşük olunca bize de zam yapmıyorlar. Hükümet bir şey yapmıyor. Hep firmalar kazanıyor.
Hamide 12 yaşımda işe başladım, 9 yıldır çalışıyorum. Benim dünyada neler oluyor fazla haberim yok. Çalıştığım yerde iki tane yalaka işçi var, ne oldu ne bitti patrona anlatıyorlar. Çalıştığım yerlerde sigorta yapmıyorlar, paramızı alamıyoruz. En sevmediğim de zorunlu mesai. Mesaiye kalmadığımızda işten çıkarıyorlar. Hayat çok pahalı mecbur da olsak mesai bazen işimize yarıyor. Maaşı eve veriyoruz mesaiyi de kendi harçlığımız yapıyoruz.
Arzu Ben 7 yaşımda İstanbul'a geldim, gelir gelmez de babam beni tekstile verdi, kendi isteğimle başlamadım. 15 yıldır tekstilde çalışıyorum. Sabah işe başladığımızda ara paydoslarda arkadaşlarla hep dizileri tartışıyoruz, o kız böyle giyiyor böyle yapıyor bu dedikodularla geçiyor. Kendi işyeri sorunlarımızla ilgili tartıştığımda sinirlerim bozuluyor. Daha önce hep zengin koca bulsam da kurtulsam diye düşünüyordum, sonra hayat bizi daha geri noktaya sürdü. Biz bayan işçilere hep patronlar tacizde bulunuyor. Bazı bayan arkadaşları metres olarak kullanıyorlar, yani o filmdeki gibi evlenip hayatları kurtulmuyor. Çalışma koşullarımız çok kötü. Hayatımızın ne olacağı belli değil.
Evrensel'i Takip Et