4 Ocak 2006 23:00
Medyaya tapanlar NEREDESİNİZ?
Kitle iletişim araçlarının hayatımızı baştan sona değiştirdiğine, bir "bilgi çağı"nda, "iletişim çağı"nda yaşadığımıza dair tartışma pek yeni sayılmaz artık. 40 yıl sonra Türkçe'ye çevrilen Yaradanımız Medya (The Medium is the Message) da, bunca yıl boyunca medyayla, iletişimle ilgili tartışmalarda temel yapıtlardan biri oldu. Temel önermeleri Türkiye'de bilindi elbette, ancak kitabın tamamının Türkçe'de olması yeni bir olanak.
Marshall McLuhan, Kanada kökenli Amerikalı bir iletişimci. İletişimin öneminin giderek arttığı günümüzde, medyanın hayatımızı nasıl yönlendirdiğine dair en bütünlüklü çerçeveyi ilk çizen kişi olarak ünlendi McLuhan. Temel eseri Yaradanımız Medya'nın yayımlandığı tarih 1967. Dünya çapında bir milyondan fazla satan kitap, "bilgi çağına" dair en bilinen önermeleri dünyaya yaydı: "Benliğimizi tümüyle medya teslim aldı", "İletişim aracı, mesajın kendisidir", "Global bir köyde yaşıyoruz", "Tüm medya, insanın psişik ya da fiziksel yetilerinin uzantısıdır", "Yeni teknolojiler savaşı anlamsız kılıyor" gibi...
40 yıl önce...
McLuhan'ın kitabı yazdığı dönemde temel olarak etkilendiği "yeni teknoloji", internet, bilgisayar, uydu yayınları falan değildi elbette, olsa olsa televizyonun yaygınlaşmasıydı. Belki henüz Türkiye'de televizyon yayınının başlamasına bir yıl vardı, kitap Amerika'ya bakarak yazılmıştı. Ancak Türkiyeli okur için de "Anlatılan senin hikayendir" etkisi yarattığını artık kolaylıkla söyleyebiliriz.
Yazar, televizyonun özellikle çocukların, gençlerin hayatlarında tuttuğu yerden o kadar etkilenmişti ki, medyayla bağlantılı olarak başka alanlarla ilgili teoriler de ortaya attı. Örneğin, eğitim üzerine önerileri, Yaradanımız Medya'da epey yer tutuyor. McLuhan'a göre, televizyonda hemen her konuda bombardıman halinde bilgi yığınıyla karşılaşan gençler, okuldaki sistematik, düzenlenmiş bilgi anlayışına uyum sağlayamıyor. Kitabın '68'den bir yıl önce, gençlerin gerici, onları boğan eğitim sistemine karşı ayağa kalktığı yıllarda yazıldığına dikkat edin. Yani, Yaradanımız Medya'nın bir anlamda dönemin gençliğini, medyayı merkeze koyarak anlamaya, açıklamaya çalışan bir yanı da var.
Kitabın biçimyle içeriği de oldukça uyumlu. Kitap boyunca bolca grafik, karikatür, fotoğraf kullanılmış, kimi yazılar grafik olarak tasarlanmış. Çünkü televizyon çocuklarına "matbaa dönemine" ait yöntemlerle seslenemeyeceğini düşünüyor yazar.
Kutsal kitap Bugün medyaya büyük önem atfedenler, "bilgi çağı" teorilerini emek-sermaye çelişkisinin bile yerine koymaya çalışanlar, nedense Yaradanımız Medya'dan ilgiyi esirgediler. Oysa medyaya tapanlar için, Yaradınımız Medya, kutsal kitap gibi bir şey olmalı. Bu ilgisizlik, belki öne sürdükleri görüşlerin o kadar da yeni olmadığını gösterdiği içindir. Çünkü, biz bugün internetle heyecanlanıp "global köy" teorilerine sarılmayı seviyor olabiliriz. Ama 40 yıl önce televizyon ile aynı heyecan duyulmuş, aynı teori çoktan ortaya atılmıştı. Yaradanımız Medya yazıldığı günden bu yana, medyanın hayatımızda tuttuğu yer arttı. Birçoğumuz internetten, cep telefonundan dakikasında dünyanın haberini alıveriyoruz. Televizyon kanalları onlarla, yüzlerle ifade ediliyor. Televizyon başında geçirdiğimiz süre artıyor... Ancak McLuhan'ın tarif ettiği medyatik toplumdan, nitelik olarak, farklı bir yerde değiliz. Hatta, bugün için bile abartılı olduğunu görebiliriz.
Çeviriye dair Gecikmeli Türkçe çevirideki imza, alanın en uygun isimlerinden birine, iletişim profesörü Ünsal Oskay'a ait. Oskay'ın serbest bir yol izlemeye çalıştığı, daha kitabın adından belli oluyor. Aslında kitabın adı olan "The Medium is the Message", "İletişim aracı, mesajın kendisidir" gibi çevrilebilir. Daha da önemlisi, iletişim teorisindeki araç-mesaj ilişkisinde böyle bir "devrim" yaşandığı, McLuhan'ın temel tezlerinden biridir. Ona göre, artık nasıl söylediğiniz ne söylediğinizin önüne geçmiştir. Yani medyayı anlamak bakımından çok önemli ama biraz da abartılı McLuhan önermelerinden biri de bu. Dolayısıyla, Oskay'ın çevirisi Türkçe okumayı kolaylaştırıyor olsa da çeviride kaybolan böyle ayrıntılar olduğunu belirtmek gerek. Kısacası, Yaradanımız Medya, medya dininden olsanız da olmasanız da, 40 yıl sonra da güncelliğini koruyan bir temel kitap...
Kutsal kitap Bugün medyaya büyük önem atfedenler, "bilgi çağı" teorilerini emek-sermaye çelişkisinin bile yerine koymaya çalışanlar, nedense Yaradanımız Medya'dan ilgiyi esirgediler. Oysa medyaya tapanlar için, Yaradınımız Medya, kutsal kitap gibi bir şey olmalı. Bu ilgisizlik, belki öne sürdükleri görüşlerin o kadar da yeni olmadığını gösterdiği içindir. Çünkü, biz bugün internetle heyecanlanıp "global köy" teorilerine sarılmayı seviyor olabiliriz. Ama 40 yıl önce televizyon ile aynı heyecan duyulmuş, aynı teori çoktan ortaya atılmıştı. Yaradanımız Medya yazıldığı günden bu yana, medyanın hayatımızda tuttuğu yer arttı. Birçoğumuz internetten, cep telefonundan dakikasında dünyanın haberini alıveriyoruz. Televizyon kanalları onlarla, yüzlerle ifade ediliyor. Televizyon başında geçirdiğimiz süre artıyor... Ancak McLuhan'ın tarif ettiği medyatik toplumdan, nitelik olarak, farklı bir yerde değiliz. Hatta, bugün için bile abartılı olduğunu görebiliriz.
Çeviriye dair Gecikmeli Türkçe çevirideki imza, alanın en uygun isimlerinden birine, iletişim profesörü Ünsal Oskay'a ait. Oskay'ın serbest bir yol izlemeye çalıştığı, daha kitabın adından belli oluyor. Aslında kitabın adı olan "The Medium is the Message", "İletişim aracı, mesajın kendisidir" gibi çevrilebilir. Daha da önemlisi, iletişim teorisindeki araç-mesaj ilişkisinde böyle bir "devrim" yaşandığı, McLuhan'ın temel tezlerinden biridir. Ona göre, artık nasıl söylediğiniz ne söylediğinizin önüne geçmiştir. Yani medyayı anlamak bakımından çok önemli ama biraz da abartılı McLuhan önermelerinden biri de bu. Dolayısıyla, Oskay'ın çevirisi Türkçe okumayı kolaylaştırıyor olsa da çeviride kaybolan böyle ayrıntılar olduğunu belirtmek gerek. Kısacası, Yaradanımız Medya, medya dininden olsanız da olmasanız da, 40 yıl sonra da güncelliğini koruyan bir temel kitap...
Evrensel'i Takip Et