22 Mart 2004 23:00
Tarihi koruma!
Diyarbakır'daki Arkeoloji Müzesi, Türkiye'de tarih ve kültür değerlerine verilen değerin göstergesi durumunda. Bir bataklık üzerine kurulan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, zemininin zamanla çökmesi sonucu duvarlarında çatlaklar oluştu, çatısı akıtmaya başladı. Yağışlı havalarda adeta bir şelaleye dönüşen müzedeki eserler de, su ve nem kaptıkları için çürümeye terk edildi. Diyarbakır Yerel Gündem 21'in raporlarıyla da belgelenen bu durum, çağdaş müzeciliğe de aykırı bulunuyor.
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, yağışlı havalardan sonra çatlak çatıdan ve duvarlardan meydana gelen su sızmaları nedeniyle adeta bir şelaleye dönüşüyor. Bir bataklık üzerine kurulan müze, zamanla zeminde meydana gelen çökmeler nedeniyle çatladı ve çatlaklar giderek büyüyor. Bu çatlaklardan sızan yağış suları da teşhir salonundaki vitrinlerdeki eserlerin de üzerine akıyor yada eserlerin yıpranmasına neden oluyor. Uzmanlar, arkeolojik eserlerin oldukça hassas ortamlarda, nem, ışık, ısı ve rüzgardan korunması gerektiğini kaydederken, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, adeta bir ibret tablosu olarak gözyaşı döküyor.
Yıllardır Kültür Bakanlığı'nın da bu durumdan haberdar olduğu ifade edilirken, bakanlığa müzenin kapatılması için defalarca öneride bulunulduğu belirtiliyor. Bakanlığa yapılan öneriler yerini bulmayınca, Diyarbakır Yerel Gündem 21 Kent Danışma Meclisi, Tarih Kültür Kentleşme Ana Çalışma Grubu'na bağlı Tarihi Dokuyu Koruma Alt Çalışma Grubu, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi'ni inceleme ve değerlendirmeye aldı.
Müze su baskınları Yapılan inceleme değerlendirmeler sonucu Jeoloji Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Şefik İmamoğlu, İnşaat Mühendisi Tansel Önal, Arkeolog Nevin Soyukaya, Mimar Bahar Acar, Yüksek Mimar Neslihan Dalkılıç ve Mimar Müjgan Bozyel'in imzalarıyla bir rapor hazırlandı. Ortaya çıkarılan rapor, müzenin içler acısı durumunu ortaya koydu. Raporda, müzenin su baskınlarına uğradığı; yapıda, fiziksel, mimari ve statik olarak birçok hasar oluştuğu ve eserlerin teşhiri ile ilgili bir takım sorunların meydana geldiği kaydediliyor. Müzenin jeolojik, statik, mimari ve binanın fiziksel durumuna da raporda yer verildi.
'Bataklık Müzesi' Raporda yer alan jeolojik durum incelemesinde müzenin; üzerine inşa edildiği alan dahil olmak üzere, bütün bu çevrenin eski bir bataklık alanı olduğu ve bu nedenle de binada zamanla düzensiz oturmalar olduğu kaydediliyor. Mimari ve statik durum incelemesinde de, müze binasının oturduğu alanda, zeminden kaynaklanan farklı oturmalara bağlı olarak zeminde ve duvarlarda değişik boyutlarda çatlaklar meydana geldiği tespit edildi. Zeminde oluşan bu oturmalara bağlı olarak da, bodrum katının, yağan yağmurların etkisiyle zaman zaman, yaklaşık 80 santimetreye kadar su dolduğu belirtiliyor. Binanın su almasının nedeninin sadece oturmalardan kaynaklı olmadığı dile getirilirken, zeminde ve duvarların su yalıtımının yetersiz olduğunu belirtiliyor. Binanın fiziksel durumuna ilişkin olarak da şu ifadeler yer alıyor: "Bina içerisi çağdaş müze anlayışına hizmet vermeyen bir görüntü arz etmektedir. Çatıda bazı yerlerde akıntının mevcut olduğu, bunun da müzedeki teşhir salonlarını doğrudan etkilediği, çatıdan akan sulardan kaynaklı, vitrinlerde yer yer mantarların oluştuğu gözlemlenmiştir. Nemin, eserler üzerinde olumsuz etki yapması ve korozyonlara neden olması da kaçınılmaz olacaktır. Sonuç olarak, arkeoloji müzesinde yapılan tespit çalışmaları sonucunda, mevcut binanın çağdaş müzeciliğe uygun hizmet verebilecek bir durumda olmadığı görülmüştür. Fiziki koşulları yetersiz müze binasının, köklü tarihi ve kültürel geçmişi olana ilimizin ihtiyaçlarına cevap vermediği ortadadır."
Gizlenen müze Müze binasının onarımının ve diğer tüm sorunlarının giderilmesinin yüklü bir maliyet getireceği ifade edilerek, müzenin kültür ve turizm merkezi olarak planlanan, İç Kale'ye taşınması da öneriliyor. Raporda ayrıca, bir tarafı askeri alan, diğer kalan kısımları ise hastane ve özel konut alanlarıyla çevrili olduğu için müze binasının adeta gizlendiği belirtiliyor. Gizlenmiş ve kendini göstermeyen bir müzenin, kentin tanıtımında başarılı olamayacağı da vurgulanıyor.
Müze su baskınları Yapılan inceleme değerlendirmeler sonucu Jeoloji Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Şefik İmamoğlu, İnşaat Mühendisi Tansel Önal, Arkeolog Nevin Soyukaya, Mimar Bahar Acar, Yüksek Mimar Neslihan Dalkılıç ve Mimar Müjgan Bozyel'in imzalarıyla bir rapor hazırlandı. Ortaya çıkarılan rapor, müzenin içler acısı durumunu ortaya koydu. Raporda, müzenin su baskınlarına uğradığı; yapıda, fiziksel, mimari ve statik olarak birçok hasar oluştuğu ve eserlerin teşhiri ile ilgili bir takım sorunların meydana geldiği kaydediliyor. Müzenin jeolojik, statik, mimari ve binanın fiziksel durumuna da raporda yer verildi.
'Bataklık Müzesi' Raporda yer alan jeolojik durum incelemesinde müzenin; üzerine inşa edildiği alan dahil olmak üzere, bütün bu çevrenin eski bir bataklık alanı olduğu ve bu nedenle de binada zamanla düzensiz oturmalar olduğu kaydediliyor. Mimari ve statik durum incelemesinde de, müze binasının oturduğu alanda, zeminden kaynaklanan farklı oturmalara bağlı olarak zeminde ve duvarlarda değişik boyutlarda çatlaklar meydana geldiği tespit edildi. Zeminde oluşan bu oturmalara bağlı olarak da, bodrum katının, yağan yağmurların etkisiyle zaman zaman, yaklaşık 80 santimetreye kadar su dolduğu belirtiliyor. Binanın su almasının nedeninin sadece oturmalardan kaynaklı olmadığı dile getirilirken, zeminde ve duvarların su yalıtımının yetersiz olduğunu belirtiliyor. Binanın fiziksel durumuna ilişkin olarak da şu ifadeler yer alıyor: "Bina içerisi çağdaş müze anlayışına hizmet vermeyen bir görüntü arz etmektedir. Çatıda bazı yerlerde akıntının mevcut olduğu, bunun da müzedeki teşhir salonlarını doğrudan etkilediği, çatıdan akan sulardan kaynaklı, vitrinlerde yer yer mantarların oluştuğu gözlemlenmiştir. Nemin, eserler üzerinde olumsuz etki yapması ve korozyonlara neden olması da kaçınılmaz olacaktır. Sonuç olarak, arkeoloji müzesinde yapılan tespit çalışmaları sonucunda, mevcut binanın çağdaş müzeciliğe uygun hizmet verebilecek bir durumda olmadığı görülmüştür. Fiziki koşulları yetersiz müze binasının, köklü tarihi ve kültürel geçmişi olana ilimizin ihtiyaçlarına cevap vermediği ortadadır."
Gizlenen müze Müze binasının onarımının ve diğer tüm sorunlarının giderilmesinin yüklü bir maliyet getireceği ifade edilerek, müzenin kültür ve turizm merkezi olarak planlanan, İç Kale'ye taşınması da öneriliyor. Raporda ayrıca, bir tarafı askeri alan, diğer kalan kısımları ise hastane ve özel konut alanlarıyla çevrili olduğu için müze binasının adeta gizlendiği belirtiliyor. Gizlenmiş ve kendini göstermeyen bir müzenin, kentin tanıtımında başarılı olamayacağı da vurgulanıyor.
Evrensel'i Takip Et