23 Ocak 2004 22:00
Bu anlayış hizmet veremez
GÜNÜN YAZILARI
Yoğun kar yağışı 10 saat geçmeden "Mega kent" olarak sunulan İstanbul'u tam anlamıyla felç etti. Elektriğin ve suyun kesilmesi, yolların kapanması nedeniyle "Erzurum'da çığ sonucu şu kadar köyün yolu kapandı" haberlerini aratmayacak görüntüler yaşandı İstanbul'da. Bir ilçeden başka bir ilçeye geçebilmek için 5-6 saati yolda geçiren insanlar, dün sabah da işe giderken erken kalkıp yollara koyuldular. Özel araçların büyük çoğunluğunun trafiğe çıkarılmadığı görülürken, az sayıdaki toplu ulaşım aracı insanları işlerine ulaştırma çalıştı. Yollarda perişan olan insanlar yetkililere tepki gösterdi.
Bu tepkilerinde de haksız sayılmazlar. Böylesi bir kaosun yaşanmasını engellemesi gereken Karayolları ve Köy Hizmletleri gibi kurumları işlemez hale getiren hükümetler, şimdi de Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile bu kamu kuruluşunu tamamen ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar.
Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Karayolları'nda örgütlü Yol-İş İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Ali Akdağ, eleman ve araç yetersizliğinden yakınarak, "Yıllardır eleman almadılar, hizmetleri taşerona devrettiler. Özelleştirmeleri ve kurumları kapatmayı gündeme getirdiler. Sürücü operatör sayısı iki elin parmakları kadar. Bu kadar az insanla yollar açılır mı?" sorusunu yöneltti.
Akdağ, Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nun bu hali ile çıkması durumunda kaosun hiç bitmeyeceğini dile getirdi.
Köy Hizmetleri'nde örgütlü Yol-İş İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Ahmet Seven ise, "Böyle bir ortamda Yerel Yönetim Yasası'nı çıkartmaya çalışıyorlar. Yerel yönetimlerin içine düştüğü nokta meydanda. Devlet gücünü yolunu açmak için kullanamazsa 7 bin araç Habipler'de mahsur kalır" dedi. Bu kurumlarda çalışan az sayıda işçinin yaş ortalamasının 40'ın üzerinde olduğuna dikkat çeken Seven, "Şimdi bi nizmetler kamuya bağlı olmayınca ihaleye mi verecekler? Sözleşmeyi yıllık mı yapacaklar? Yoksa ihaleyi kar yağdıktan sonra mı yapacaklar?" diye sordu. Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nu savunan AKP'yi desteklemelerinin söz konusu olmadığını dile getiren Ahmet Seven, AKP'nin bu krizden kendisine ders çıkartması gerektiğini söyledi.
Hava şartlarına teslim oldular
Hacer Yücel Doğal afetlere müdahale etmek ve hayatın normal akışının sürmesini sağlamakla yükümlü olan İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü, kelimenin tam anlamıyla kara teslim oldu. İstanbul'un büyük bölümünde elektirik ve su sıkıntısı yaşandı, trafik kilitlendi, insanlar evlerine ulaşamadı. Elektrik ve su kesintisi kentin önemli bir bölümünde dün de devam etti. 2000 yılında kurulan İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi, doğal afetlere karşı hazırlık yapmak, önlemler almak, en kısa zamanda olaya müdahale etmekle yükümlü. İstanbul Valiliği Afet Yönetimi, basına merkezi tanıtırken "modern haberleşme sistemine sahip olduklarını, bilgi bankalarının bulunduğunu, coğrafi bilgi sistemlerinin işlediğini ve tüm bilgileri harita sistemine aktardıklarını" övünerek anlatıyordu. Oysa özellikle önceki gün yaşanan manzaralar, anlatılanların laftan ibaret olduğunu açıkça ortaya koydu. Karayolları Genel Müdürlüğü ise otoyol, devlet ve il yolları ağını tespit etmek ve bu ağdaki değişiklikleri hazırlamak, yol ağı üzerindeki yol ve köprüleri inşa ve ıslah etmek, onarmak ve emniyetle kullanmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmakla yükümlü. Müdürlük aynı zamanda bu görevlerini yapmak için lüzumlu her türlü alet, edavat, taşıt ve makinalar ile donatımları, bunların işletilmesi ve onarılması için gerekli bütün malzemeyi seçmekle de yükümlü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin görevi ise ulaşım ve toplu taşımayı sağlamak.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


İki insan 'çöpe' atıldı Adnan Bilen Diyarbakır'ın Hasırlı Mahallesi'nde yaşayan Asya Bereket ve kızı Songül, 8 yıldır çöp için kullanılan küçük bir barakada hayat mücadelesi veriyor. Gözleri görmeyen 80 yaşındaki Asya Ana, aklı dengesi bozuk 25 yaşındaki kızı ile mahalle sakinlerinin kendilerine verdiği ekmeklerle yaşıyor. Asya Ana ve kızı önceleri üstü açık ve mahallenin çöplerini topladığı yıkık bir barakada yaşıyordu. Ancak kışın gelmesiyle birlikte mahalle sakinleri onları eski yerden daha iyi olan şimdiki yere taşıdı.
Çocuklar dövüyor Baraka neredeyse kemirgen hayvanların yuvası haline gelmiş. Evin içine kapıdan bakıldığında ne kadar hayvanın yaşadığını kolayca anlaşılabiliyor. Barakanın içinde biriken çöplerin verdiği koku da dayanılmayacak kadar ağır. Asya Ana'nın yüzü, elleri ve sırtı morarmış ve zorla ayağa kalkıyor. Vücudundaki şişliklerin ise mahalledeki çocukların dövmesi nedeniyle oluştuğunu anlatıyor.
Kimsenin haberi yok Kocası öldükten sonra oğullarının kendilerini terkettiğini ve kızıyla 25 yıldır çöplüklerde yaşadığını söyleyen Asya Bereket, kızının sabah evden çıktığını, akşama kadar çöplüklerde bulduğu ekmekleri eve getirdiğini ve o ekmeklerle karınlarını doyurduklarını belirtiyor. Mahalleden kendilerine çok yardım geldiğini dile getiren Asya Ana, komşulara yük olduklarını anlatıyor.
Yetkililere çağrı Bayramlarda kendilerine verilen sadakaların mahalledeki çocuklar tarafından zorla alındığını, hatta kendilerine gelen yiyeceklerin de bazen çocuklar tarafından dağıtıp döküldüğünü söyleyen Asya Ana, çoğu zaman aç kalarak barakanın içinde uyuştuklarını dile getiriyor. Kızıyla yaşadıkları durumdan kimsenin haberi bile olmadığını ifade eden Asya Ana, yetkililerden yardım istediğini belirterek artık dayak yemek istemediğini anlatıyor.
Komşuları yardım ediyor Mahallede oturan ve yıllardır Asya Ana'ya yardım eden Gülistan Kaya, ailenin çok zor durumda olduğunu, kendileri için en azından küçük ve temiz bir yerin temin edilmesi gerektiğini vurguluyor. Asya Ana ve kızının çoğu sefer barakada aç kaldığını anlatan Kaya şöyle konuşuyor: "Asya Ana'yı çocuklar her gün dövüyor. Komşular hallerini sormazsa açlıktan ölürler. Bu da bir anne değil mi? O da herkes gibi çocuk büyütmedi mi? Niye bu haklardan yoksun bırakılıyor? Yetkililerin onu bu durumdan kurtarması gerekiyor ve en kısa zamanda bunu bekliyoruz."
Hava şartlarına teslim oldular
Hacer Yücel Doğal afetlere müdahale etmek ve hayatın normal akışının sürmesini sağlamakla yükümlü olan İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü, kelimenin tam anlamıyla kara teslim oldu. İstanbul'un büyük bölümünde elektirik ve su sıkıntısı yaşandı, trafik kilitlendi, insanlar evlerine ulaşamadı. Elektrik ve su kesintisi kentin önemli bir bölümünde dün de devam etti. 2000 yılında kurulan İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi, doğal afetlere karşı hazırlık yapmak, önlemler almak, en kısa zamanda olaya müdahale etmekle yükümlü. İstanbul Valiliği Afet Yönetimi, basına merkezi tanıtırken "modern haberleşme sistemine sahip olduklarını, bilgi bankalarının bulunduğunu, coğrafi bilgi sistemlerinin işlediğini ve tüm bilgileri harita sistemine aktardıklarını" övünerek anlatıyordu. Oysa özellikle önceki gün yaşanan manzaralar, anlatılanların laftan ibaret olduğunu açıkça ortaya koydu. Karayolları Genel Müdürlüğü ise otoyol, devlet ve il yolları ağını tespit etmek ve bu ağdaki değişiklikleri hazırlamak, yol ağı üzerindeki yol ve köprüleri inşa ve ıslah etmek, onarmak ve emniyetle kullanmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmakla yükümlü. Müdürlük aynı zamanda bu görevlerini yapmak için lüzumlu her türlü alet, edavat, taşıt ve makinalar ile donatımları, bunların işletilmesi ve onarılması için gerekli bütün malzemeyi seçmekle de yükümlü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin görevi ise ulaşım ve toplu taşımayı sağlamak.
src=/resim/b1.gif width=5>



İki insan 'çöpe' atıldı Adnan Bilen Diyarbakır'ın Hasırlı Mahallesi'nde yaşayan Asya Bereket ve kızı Songül, 8 yıldır çöp için kullanılan küçük bir barakada hayat mücadelesi veriyor. Gözleri görmeyen 80 yaşındaki Asya Ana, aklı dengesi bozuk 25 yaşındaki kızı ile mahalle sakinlerinin kendilerine verdiği ekmeklerle yaşıyor. Asya Ana ve kızı önceleri üstü açık ve mahallenin çöplerini topladığı yıkık bir barakada yaşıyordu. Ancak kışın gelmesiyle birlikte mahalle sakinleri onları eski yerden daha iyi olan şimdiki yere taşıdı.
Çocuklar dövüyor Baraka neredeyse kemirgen hayvanların yuvası haline gelmiş. Evin içine kapıdan bakıldığında ne kadar hayvanın yaşadığını kolayca anlaşılabiliyor. Barakanın içinde biriken çöplerin verdiği koku da dayanılmayacak kadar ağır. Asya Ana'nın yüzü, elleri ve sırtı morarmış ve zorla ayağa kalkıyor. Vücudundaki şişliklerin ise mahalledeki çocukların dövmesi nedeniyle oluştuğunu anlatıyor.
Kimsenin haberi yok Kocası öldükten sonra oğullarının kendilerini terkettiğini ve kızıyla 25 yıldır çöplüklerde yaşadığını söyleyen Asya Bereket, kızının sabah evden çıktığını, akşama kadar çöplüklerde bulduğu ekmekleri eve getirdiğini ve o ekmeklerle karınlarını doyurduklarını belirtiyor. Mahalleden kendilerine çok yardım geldiğini dile getiren Asya Ana, komşulara yük olduklarını anlatıyor.
Yetkililere çağrı Bayramlarda kendilerine verilen sadakaların mahalledeki çocuklar tarafından zorla alındığını, hatta kendilerine gelen yiyeceklerin de bazen çocuklar tarafından dağıtıp döküldüğünü söyleyen Asya Ana, çoğu zaman aç kalarak barakanın içinde uyuştuklarını dile getiriyor. Kızıyla yaşadıkları durumdan kimsenin haberi bile olmadığını ifade eden Asya Ana, yetkililerden yardım istediğini belirterek artık dayak yemek istemediğini anlatıyor.
Komşuları yardım ediyor Mahallede oturan ve yıllardır Asya Ana'ya yardım eden Gülistan Kaya, ailenin çok zor durumda olduğunu, kendileri için en azından küçük ve temiz bir yerin temin edilmesi gerektiğini vurguluyor. Asya Ana ve kızının çoğu sefer barakada aç kaldığını anlatan Kaya şöyle konuşuyor: "Asya Ana'yı çocuklar her gün dövüyor. Komşular hallerini sormazsa açlıktan ölürler. Bu da bir anne değil mi? O da herkes gibi çocuk büyütmedi mi? Niye bu haklardan yoksun bırakılıyor? Yetkililerin onu bu durumdan kurtarması gerekiyor ve en kısa zamanda bunu bekliyoruz."
Evrensel'i Takip Et