09 Nisan 2015 17:05

‘Diyarbakır; kendi dilini yazması yasaklanan şehir’

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi” kapsamında Diyarbakır’da bölge toplantısı düzenlendi.

Paylaş

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi” kapsamında Diyarbakır’da bölge toplantısı düzenlendi.  Toplantıya aralarında Aram Yayınevi, Kurdi-Der, Nibuhar’ın olduğu çok sayıda yayınevi, gazeteci ve yazar da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını Yayınlama Özgürlüğü Projesi koordinatörü Metin Celal Zeynioğlu yaptı. Toplantıda Şair Ahmet Telli,  yayıncı Tuğrul Paşaoğlu ve Avukat Tora Pekin yayın özgürlüğü konusunda yaşanan sorunları aktaran birer konuşma yaptılar.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, Yayınlama Özgürlüğü Projesi’ni, yaşanan gelişmeleri bizzat yaşayanların ağzından duymak amacıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.  Zeynioğlu, Türkiye’de yıllarca basılan kitapların toplandığını ve devamında yayıncılara dava açıldığını hatırlatarak “Ama son üç dört yıldır değişen bir durum var. Türkiye genelinde duyulmayan yasaklama, engelleme ve sansürler var. O anlamda da bu bölge toplantılarını yapmayı amaçladık” dedi. Diyarbakır’ın yayıncılığın merkezlerinden olduğunu anlatan Zeynioğlu, burada yaşanan sorunların pek gündeme gelmediğine dikkat çekti.

Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatlığını yapan avukat Tora Pekin konuşmasında Diyarbakır’ı kendi ana dilini konuşması, yazması yasaklanan bir şehir olarak nitelendirdi.  “Diyarbakır hala çocukların anadilde eğitim görmesi engellenen bir şehir” diyen Pekin, bu yasaklara karşı Diyarbakır’ın büyük mücadele verdiğini söyledi. İfade özgürlüğünün Türkiye’de sorunların başında geldiğini anlatan Pekin, Cumhuriyet Gazetesi’nin Charlie Hebdo saldırısı sonrası, dayanışma amacıyla karikatürleri yayınladığını hatırlattı. Karikatürlerin yayınlanmasından sonra fırtınaların koptuğunu anlatan Pekin, “İki hafta boyunca gazete kuşatıldı. Başbakan, Cumhurbaşkanı çok ağır açıklamalar yaptı. Savcılık soruşturma açtı. ” dedi.

TELLİ: KÜRT VE KÜRTÇE YASAK

Yazar - Şair Ahmet Telli, geçmişte yazarların kitap yazarken 141 ve 142. Maddelerle karşılaşmamak için, otosansür uyguladığını anlattı. Amacının otosansürle yayınlama yapanları suçlamak olmadığını belirten Telli, geçmişte yaşadığı sorunları şu şekilde anlattı: “Otuzlu yaşlarımda, ‘Devrimci Kürt şairi Cigerhun ve Lenin Şafağı’ başlıklı yazımdan dolayı 142’den yargılandım ve hüküm giydim. Bana Lenin veya Marksizim sorulmadı, ‘Cegerxvini tanıyor musun’ diye sordular. Yazıda ‘Kürt’ veya Kürtlüğe dair ne olursa olsun, ceza gerekçesi yapılabiliyordu. Bu günden düne baktığımızda çok yol kat edildi. Bu gün Kürtçe yayın yapılabiliyorsa, yönetenlerin egemenlerin lütfu değil, bu mücadele ile kazanılmış bir hak da değil, gerekliliktir.”

İletişim Yayınları yayın yönetmeni Yayıncı - Yazar Tuğrul Paşaoğlu, kendisinin de dergi dağıtımcılığı yaptığı için yargılandığını söyledi. İletişim Yayınevi olarak Kürt meselesi, Alevilik, mezhep ve kışkırtma davaları, Ermeni soykırımı ve din istismarından yargılandıklarını belirten Paşaoğlu, davaların  devletin neyi tehlikeli gördüğü, neyi durdurmak ve susturmak istediği konuları ile alakalı olduğuna dikkat çekti.

KÜRTÇE KİTAPLARI BİRÇOK YAYINEVİ SATMIYOR

Toplantıda Diyarbakır’daki yayıncı, gazeteci ve yazarlar yaşadıkları sorunları anlattı. Kürt yazarlar kitaplarından dolayı çok sayıda suçtan yargılandıklarını, birçoğunun hapis ve para cezalarına çarptırıldıklarını belirtti. Kürt yazarların kitaplarının birkaç yayınevi ve kitabevi dışında sergilenmediği ve yayınlanmadığını belirten katılımcılar, Batı illerinde yaşayan Kürtlerin bundan mahrum bırakıldığını söyledi.(Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Özlem Paker Bitmeyen Yolculuk’la Türker Art’ta

SONRAKİ HABER

TGS İstanbul Şube Başkanı Durmuş: Karan ve Çetinkaya’ya devlet sansürü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...