15 Şubat 2015 03:48

Aday adayına çok hayati tavsiyeler

Öncelikle aday adaylığının birinci şartı iktidar olacak partiyi doğru tespit etmekle başlar. Maceraya atılmak için devlet kapısından vazgeçmek akıllıca olmaz.

Paylaş

Barış AVŞAR

Geçen hafta başı devlet, ‘aday adayı’ olmak için istifa etti! Gazetelerin politika editörleri günlerdir sayıyor ama halen kesin bir rakama ulaşılamadı. Yine de 200 bürokrat istifayı basıp aday adaylığına yelken açmış gibi görünüyor.
* Bu arada, istifa dilekçesini teslim edip adaylık başvurusu dilekçesini yazarken genel merkezden gelen, “Ya sen ne yaptın baboli, biz seni aday göstermeyeceğiz ki” telefonu ile koşup istifasını geri almaya çalışırken dalağı yırtılan ve dahi, “Senin dilekçen işleme kondu be güzelim, hadi hayatta başarılar” yanıtını alarak ortada kalan da var! 
* İstifa dilekçesini sunmak için gittiği bir üst makamdaki amirinin çoktaaan daha bir üst makama istifasını verdiğini ve kendi düşündüğü yer için aday adaylığı yarışına girdiğini öğrenip oturduğu yerde oturup üst makamın vekilliği için atama beklemeye karar veren de var...
* Peki nedir bunca deneyimli ve dahi kıdemli devlet elemanını zombi sürüsü gibi peşine takıp götüren ‘aday adaylığı’ namlı hülyanın kerameti? ‘Adaylık’ bile değil ama yani yahu! Sadece ‘adaylığa da adaylıkken’ söz konusu ama yine de bu derece göz döndüren sevdanın gücü nereden gelmekte? Ve dahi bir aday adayı bu gücü elde edebilmek için nelere dikkat etmeli?
* Öncelikle aday adaylığının birinci şartı iktidar olacak partiyi doğru tespit etmekle başlar. Maceraya atılmak için devlet kapısından vazgeçmek akıllıca olmaz. Her ne kadar devletin makamına ‘iktidara aday adayı olmuş olarak’ afili bir geri dönüş de olsa da sonunda, son tahlilde ‘seçilmemiş’ olarak karizmayı çizdirmek de var. Hem seçilenlerin sizden ne fazlası varmış canım! Ki zaten 200’e yakın istifacı bürokratın neredeyse tamamı, hali hazırda iktidarda olan ve yine de olacağını düşündükleri partiden aday adayı olmuşlardır. Böylece devletin ne derece doğru, akıllı, uyanık ve dahi becerikli ellerde olduğunu da bir kez daha göstermişlerdir. Devlet de yerlerine atanan ‘vekil’lerin eline kalmıştır amma o kadar da olacaktır. O da küçük değil yani artık, 91 yaşına geldi!
* İktidar partisinden aday adayı olmuş ve zincirlerinden boşalmış bir devlet görevlisinin ilk yapacağı şey telefon rehberinde ‘merkez’e yakın uzak kim varsa sırayla arayarak nabız tutmaktır. Bu arama döngüseldir. Listeler YSK’ya verilene kadar aralıksız devam edecektir. Acaba kendisiyle ilgili düşünceler ne yönde gelişmekte, bu düşünceleri kimler kimlerle konuşmakta, o konuşanlar birbirlerinden nasıl bir izlenim edinmekte ve daha da önemlisi kendisine yönelik bir katakulli dönmekte midir? Dönmüyorsa daha da dönmemesi, dönüyorsa bertaraf edilmesi için acaba hangi ‘abi’ aranmalıdır?
* Evet, maalesef siyasette katakulli döner. Kol kırılır yen içinde kalır, acısını ekmek içi alır... Ki katakulli dediğinin en yağlısı da iktidar partisinde döner. Herkesin ve her şeyin iktidar olduğu yerde siz de iktidarın bekaası adına birilerinin ‘tavşanı’ olarak bulabilirsiniz kendinizi örneğin: “Ya o daha genç, döner makamına oturur, bu seçim deneyim olur bir dahakine tekrar gelir. Onu bizim Lütfullah beyin ardına koyalım. Lütfullah beyin hatırı büyüktür” diye bir cümle kuruldu muydu hakkınızda, bittiniz! ‘Olur mu olur, belki bu kez bir vekil fazla gider bizim bölgeden, Lütfullah adisinin peşine takılır ben de Ankara da alırım soluğu’ ham hayalinin peşine takılır, görkemli seçim kampanyanıza servet gömüp, seçim gecesi de ‘çok hatırlı Lütfullah bey’i öpüp koklayıp, ağlaya ağlaya eve dönebilirsiniz!
* Nabzı iyi tutmanız da yetmeyecektir. Düzenlemeniz gerekecektir. Seçilecek bir yerden adaylık kapabilmeniz için gâh serum, gâh iğne, gâh oksijen tüpü, gâh suni teneffüs ile nabza müdahale etmelisiniz. Acaba ‘beyefendi’ ile aranızdaki o en güçlü bağlantı olan ‘diğer beyefendi’ gerçekten son söz söyleneceğinde sizi mi işaret edecek? “Elbette beni işaret edecek, bana adaylık bahsini ilk açan o yahu” demeyin! Siz başka bir adayın negatifi olarak öne sürülmüş, “O varken bunu nasıl aday gösterelim ama beyefendiciğim” son sözündeki kontrol altında tutulan ‘bu’ olmak için aday adayı yapılmış olabilirsiniz! Ondan sonra da al sana nabız!
* Her şey iyi gidiyor diyelim. Ki diyemeyiz. Unutmayın hiçbir zaman her şeyin iyi gittiğini düşünmemelisiniz. Bu nedenle destek güçlerinizi devreye sokmalısınız. Taraftarlarınız organize olmalı, zamanında sizden gördükleri ve zamanı gelince görecekleri iyiliklerin aşkına parti içinde ve dahi çevresinde bir ‘siz’ fırtınası estirmelidir. Sizin adaylığınız hem de seçilecek bir yerden olacak şekilde adaylığınız elzemdir yahu! Bunu devlet katındaki göreviniz sırasındaki hizmetlerinizle zaten de herkes görmüştür. Oradaki varlığınız dahi hükümeti güçlendirmiş, itibar getirmiştir ki bir de vekil olursanız bu etkinlik arşa varacak, yıldızlar arasında tur attıracaktır iktidara! Bunları ne kadar çok kişi ne kadar çok kişiye derse o kadar iyidir. Bir hava yaratılmalı, aday adaylığınızın namı alıp yürümelidir. Zaten iktidar vekilliğinin hükmü mecliste değildir. Oraya gidince bas oy butonuna ya da basma, al maaşını otur aşağı! Unutmayın vekilliğin havası seçim bölgenizdedir. Ankara’da herkes vekil! Seçim bölgenizde havanız olmazsa gazınız kaçar. Dal gibi kurur gider listenin dibine oturursunuz en fazla. Onca devlet deneyimi bu günlerde işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak be gülüm. Estir artık şu rüzgarı! Kap şu ikinci sırayı!
* Siz bunları yapın, ben seçimden sonra sizi bulurum... Hadi gazanız mübarek olsun!

ÖNCEKİ HABER

Belki aşk

SONRAKİ HABER

Çehresi değişen mücadele...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...