Kırmayacakları gerdan yok!

Şerif KARATAŞ 
İstanbul 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü olan 24 Nisan’da Çanakkale savaşlarının yıl dönümü törenleri için dünya liderlerini Çanakkale’ye davet etmesine tepki geldi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Dünya liderlerini o gün oraya çağırmak için kırmayacakları gerdan yok” dedi. Agos gazetesi yazarı Pakrat Estukyan, “Cumhurbaşkanı olarak dünya başkanlarına çağrıda bulunmak, fevkalade talihsiz ve akamete uğramaya mahkum da bir iştir” dedi

Selahattin Demirtaş, son güncel gelişmelere ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulundu. 
Davetin ve son olarak Saray’daki savaşçıların Osmanlı’ya atıf olduğunu kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: “Cumhuriyetin 90 yıllık yaşanmışlığını kayıp olarak görüyor Neo Osmanlıcılar. Bu (Ahmet) Davutoğlu’nun fikridir. Yeni Osmancı anlayış ile Osmanlı’daki zihniyeti canlandırma ve hayata geçirme onlar açısından en büyük siyasi projedir. O yüzden kendisi yaptığı yere saray diyor, kendisini de padişah gibi göstermeye ve halka da kabul ettirmeye çalışıyor. Bir yandan da halifeliğin hazırlığını yapıyor. Bunlar şaka değil! İnsana şaka gibi geliyor ama pratikte uygulanıyor.”

SOYKIRIMIN YIL DÖNÜMÜNE KARŞI ALTERNATİF! 

Dünya liderlerini Çanakkale’ye davet edilmesiyle Osmanlı’nın büyük zaferinin hatırlatılmak istendiğini söyleyen Demirtaş, davetin Ermeni Soykırımının 100. yılına karşı bir alternatif etkinlik olarak kullanılmak istendiğini de söyledi. Davetin dünya liderlerinden ilgi görmeyeceğini dile getiren Demirtaş, “Şimdi iyi hesaplanmamış bu büyük çıkışın ve davetin altını doldurmaya ve cazip hale getirmeye çalışacaklar. Dünya liderleri o gün gelsin diye Türkiye’nin neyini peşkeş çekecekler, neyi pazarlayacaklar bilemiyorum. Dünya liderlerini o gün oraya çağırmak için kırmayacakları gerdan yok” dedi.   

AKP YARGIYI KENDİSİNE BAĞLIYOR 

HSYK’nin  888 hâkim ve savcının görev yerlerini değiştirmesine ilişkin de Demirtaş, hükümetin yargı üzerinde sınırsız gücünün olmasının başlı başına bir sorun olduğunu kaydetti. Bu durumun demokrasi açısından da sıkıntılı olduğuna dikkat çeken Demirtaş, “AKP şu an dikkat ederseniz; adil ve bağımsız yargı mekanizması için yargıya müdahale etmiyor. Kendini korumaya almak için, yolsuzluk rüşvet operasyonlarını garantiye almak için müdahale gerçekleştiriyor” dedi. AKP’nin daha önce yargıyı temsil ettiği Cemaatle ortaklığının bitmesinden dolayı şimdi yargıya kendi kadrolarını yerleştirmek olduğuna dikkat çeken Demirtaş, “Yargı zaten bağımsız değildi, yargıyı kendine bağımlı hale getirmeye çalışıyor” dedi. 

‘MUTABAKAT YOK DİKKATLİ DAVRANIYORUZ’

Çözüm sürecin şeffaf yürütülmemesinden dolayı rahatsız olduğunu ifade eden Selahattin Demirtaş, hükümetle varılmış kesin bir mutabakat olmadığına dikkat çekti. Demirtaş, “Şu anda müzakereler resmi olarak başlayana kadar bir miktar dikkatli davranma hassasiyetiyle hareket ediliyor. Yoksa öyle halktan gizli hükümetle karar aldık, gizli saklı yürüteceğiz diye, öyle bir şey yok. Ama ben şu geçici dönemdeki şeyi de doğru bulmuyorum. Her şey bence konuşulmalı, konuşacağız da, hiç kimsenin tereddüdü olmasın halkın orada ne olup bittiğinden haberi olacak” diye konuştu.  

Şırnak’ın Cizre ilçesinde güvenlik güçleri içerisinde bir grubun ilçe hayatının normale dönmemesi için uğraştığını dile getiren Demirtaş, güvenlik güçlerinin elinde bulundurduğu kamu gücünü provokatöre dönüştürdüğüne dikkat çekti.  Demirtaş, bundan dolayı normalleşmenin de kolay olmadığını kaydetti. Cizre’deki gerilimin tekrar ‘90’lı yıllara dönüş endişelerini de beraberinde getirdiğine dair sorumuza Demirtaş “O günlere dönüleceğini düşünmüyorum. Kimsenin gücü yetmez! Bunun heveslileri olabilir, ama hiçbirimiz buna izin vermeyiz” yanıtını verdi.

ESTUKYAN: AKAMETE UĞRAYACAK

Agos gazetesi yazarı Pakrat Estukyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen yıl 23 Nisan’da yaptığı açıklamayı da hatırlatarak, Erdoğan’ın açıklamasını talihsizlik olarak değerlendirdi. Estukyan şunları söyledi: “Eğer samimi idiyse arkasından böyle bir açıklama samimiyetsiz bir açıklamadır. Talihsiz bir açıklamadır. Yaşadığımız  zaman artık bir şeyleri onarmanın zamanıysa bir yerden hareket etmek lazım. Acıları yarıştırmaya çabalamanın hiçbir anlamı yok. Bugüne kadar hepimiz biliyoruz ki, Çanakkale anmalarının tarihi 18 Marttır. Bu sene bunu 24 Nisan’a çekmek başlı başına samimiyetsizliktir. Cumhurbaşkanı olarak dünya başkanlarına çağrıda bulunmak, fevkalade talihsiz ve akamete uğramaya mahkum da bir iştir. Bir Türkiyeli olarak en çok buna üzülüyorum. Eninde sonunda bu iş akamete uğrayacak, istediği sonucu elde edemeyecek. Aliyev ile baş başa kalacaklar diye düşünüyorum. Türkiyeli olarak üzüntü duyuyorum. Türkiye’nin hali bu olmamalıydı. Türkiye’nin yöneticilerinin yaklaşımı bu kadar sığ, bu kadar basit olmamalıydı.”

.