28 Aralık 2014 02:50

2014 yılının özeti: Esinlenme, uyarlama

Türk Edebiyatını tanıttığı iddia edilen dizi endüstrisinin son kurbanı Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü. Köy gerçeklerini anlatış biçimi tartışılan, filmi de dava konusu olan Yılanların Öcü bu uyarlamada yeni bir Asmalı Konak dizisi haline geldi.

Paylaş

Sennur SEZER

2014 yılı yitirdiklerinin ağırlığıyla anılabilir: Yazarlar, şairler, aktörler, aktrisler, müzikçiler... İnsan ömrü, gen, DNA falan ölüm nedenleri de, piyeslerden, oyunlardan “ahlaki düzen” ya da sıkı düzen yüzünden yitenler var. O da düzenimizin fıtratından (yaradılışından) olmalı.

En son Cibali Karakolu adıyla 1953’lerden beri oynayan oyunun yeni oynanışında oyundaki fahişeyi de, siyasal espriyi de kaybettik. Bu yalnızca bir örnek.

Söz konusu oyun, Henri Keroul ile Albert Barre’ın yazdığı ve ilk kez 1904 yılında Fransa’da sahnelenen Nuits de noces (Zifaf Gecesi) adlı üç perdelik bulvar komedisinden Muammer Karaca-Refik Kordağ tarafından Cibali Karakolu adıyla ülkemize uyarlanmış ve ilk kez 1955 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu’nun açılış oyunu olarak oynanmıştı. 16 yılda üç binden fazla sahnelenen oyunda, kırık dökük bir karakolun çapkın baş komiseri olan Cafer Sabbah  anlatılmakta.

Çapkınlıklarında kendini Tüccar Necip Zoka olarak tanıtan komiserin serüvenleri yoluyla kadın erkek ilişkileri konusundaki yargılar,  paranın ilişkilerdeki etkisi, çeşitli kurumlardaki eksikliklerin neden olduğu yetersizlik, toplumsal ve politik yaşama dair eleştiriler sergilenmekte, ayrıca cevaplanması gereken pek çok soruyu da yaratmaktadır. Komiser Cafer’in sevgilisine “Gel beni soy” sözü bir seyircinin belediyeye şikayetine yol açtı. Kadın soymayı reddedince Cafer, “İlla hükümet mi soyacak?” diye espri yapıyor. Seyirci bu sözün hükümeti rencide ettiğini düşünmüş. Bu arada oyundaki fahişe rolü de, hayır sansürlenmemiş yalnızca oyunu sarkıttığı için atılmış.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Fazıl Say’ın eserlerinin de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yıllık programından çıkartılışının da böyle bir sarkıtma olayına bağlı olduğu anlaşılıyor.
Edebiyat dünyamız bu yıl Orhan Kemal’in 100. yaşını çeşitli etkinliklerle kutladı. Ne var ki yazarın adına konulan ödülü Çıplak ve Yalnız adlı romanıyla alan yazar Hamdi Koç, Orhan Kemal’in dünyaya bakış açısı bilenleri hayal kırıklığına uğrattı. Edebiyatı tembel harcı bir iş olduğu için seçen, düzenli gelir sahibi “varlıklı” yazar, bakın edebiyattan ne bekliyor: “İşime hayatımı yatırdım, o da karşılığında bana bir şeyler versin. Romanım hem çok okunsun, hem çok satsın, beni daha çok sevilen biri yapsın, insanları etkilesin, aileme gurur versin.Ve tabii en sonunda beni ölümsüzlüğe biraz daha yaklaştırsın. Kişisel takıntım ölümsüzlük.” Hamdi Koç, düzenli para kazanmak zorunda olsa yazamayacağına inanıyor. Roman bu ara 25. yılını bir yıllıkla kutlayan İnsancıl dergisinde eleştiriliyor.
Türk Edebiyatını tanıttığı iddia edilen dizi endüstrisinin son kurbanı Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü. Köy gerçeklerini anlatış biçimi tartışılan, filmi de dava konusu olan Yılanların Öcü bu uyarlamada yeni bir Asmalı Konak dizisi haline geldi. Öküz ile boğa farkını filmeyen dizi yazarlarının hatasını da ancak dikkatli kulaklar fark etti. Neyse kimi dizilerde şiirlerden esinlenilmiş dize benzeri konuşmalar uçuşuyor da kulaklarımız şenleniyor.

Bu arada Varlık Dergisi de 81 yaşında. Bir panelle kutladı yeni yaşını. Biz de hem İnsancıl’ı hem Varlığı kutluyoruz. Varlık ailesine Varlık yöneticilerinden Osman Deniztekin’in 1 Aralık’taki  genç yaştaki kaybı yüzünden başsağlığı diliyoruz. Yayın dünyası onun “Doğrucu Davut” tavrını özleyecek.
Başsağlığı dileğimiz  bütün aydınlarımız için. Ve liste epey uzun: Önce uluslararası kayıplar: 1 Mart’ta Fransız Yeni Dalga hareketinin öncülerinden  yönetmen Alain Resnais, 17 Nisan’da Nobel ödüllü  Meksikalı yazar Gabrial Garcia Marquez, 28 Mayıs’ta ABD’de ırk ayrımına dayalı sistemi koruyan yasalara karşı mücadele eden sivil haklar hareketinin önde gelen isimlerinden yazar, şair, aktivist ve akademisyen Maya Angelou, 15 Temmuz’da Nobel ödüllü Güney Afrikalı yazar Nadine Gordimer öldü.

Bizim edebiyat kayıp listemiz de şöyle: Adnan Azar (10 Ocak), Halet Çambel (12 Ocak), Kemal Bekir (13 Ocak), Ahmet Yorulmaz ( ), Alpay Kabacalı ( 15 Nisan), Bülent Habora (1 Mayıs), Orhan Suda (6 Mayıs), Ayşe Şasa (16 Haziran ), Erdoğan Alkan (20 Haziran), Bekir Sıtkı Erdoğan (24 Ağustos), Şeref Taşlıova ( ), Metin Demirtaş (26 Eylül), Talip Apaydın (27 Eylül), Vecihi Timuroğlu (23 Ekim ), Uluğ Nutku (17 Kasım), Melisa Gürpınar (), Talat Sait Halman (5 Aralık), Rasih Nuri İleri (6 Aralık).
Bu listede yalnız edebiyat yazarları yok, felsefe, arkeoloji sinema ünlüleri de var. Son halk şairlerinden biri de, 9 Ocak’ta Erdal Alantar’ı, 26 Şubat’ta  Mehmet Gün’ü, 2 Nisan’da Naile Akıncı’yı, 1 Eylül’de Tiraje Dikmen’i yitirdik. Hepsi de  resim alanında önemli adlardı.Verda Erman ile Ayhan Baran müzikte unutmamamız gereken yitiklerimiz.

Ölüme 11 Mart’a kadar, 269 gün direnebilen Berkin Elvan her gün bile bile yitirilen gençler listesinde.
2014 yılı, genelde dizilerin  adlarını taşıdıkları romana benzemezliklerinin bahanesi sayılan  “uyarlama, esinlenme” bir yıl sayılabilir. Mesela ben kendimi hep 21. yüzyıl Avrupası’ndan  esinlenilmiş bir demokraside yaşıyor sandım da.

ÖNCEKİ HABER

Roboskî: Dinmeyen acı bitmeyen adalet arayışı

SONRAKİ HABER

O kadar sansür her demokraside olur!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...