16 Haziran 2025 00:08

Meydanlar kalabalık sokaklar sessiz: Hattı muhalefet değil sathı muhalefet

İmamoğlu’nun gözaltına alındığından bugüne Özgür Özel mitingler yapıyor. Hakkını teslim etmeli: Muazzam bir efor; Özel, erke dönergeci gibi. Lâkin yine de insan sormadan edemiyor ki benzer bir soruyu, ön seçim/temayül yoklaması (23 Mart) öncesi seri mitingler yapmaya başlayan İmamoğlu için de sormuştum; Özel için de sormak gerekiyor. Mitinge indirgenmiş bir muhalefet hareketi ne kadar toplumsallaşabilir; toplumsal muhalefete dönüşebilir.

Nitekim gelecek seçimler için yapılan kamuoyu araştırmaları da CHP’nin sokağı derleyip toparlamakta, toplumsal muhalefetin lokomotifi olmakta -evet, başarısız demeyelim ama- yeterince başarılı olamadığını da bize gösteriyor. Evet, Di-En ve Themis gibi şirketlerin an-ketlerinde CHP-AKP arasındaki fark yüzde 8-9 civarlarına yükselmiş görünüyor ama benzer dönemlerde ORC ve Bulgu gibi şirketlerin tahminlerinde fark yüzde 3’ün altında. Diğer şirketlerde de durum pek farklı değil; CHP, anketlere göre en fazla yüzde 4 önde görünüyor.

Unutmadan, uğradığı haksızlığı topluma anlatabilmek ve toplumdan siyasal destek istemek bir parti için çok önemli ama toplumun tutuklanan belediye başkanlarından çok daha önemli bir gündemi var. CHP’nin ekonomik krizle ilgili alternatifi nedir? Öğrenciler sokakta, çok ciddi sorunları olduğunu fısıldayabilirim size. Emekçiler, emekliler, kadınlar… evet hepsi gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerini önemsiyorlar, büyük çoğunluğu da İmamoğlu’nun Erdoğan’ın iktidar hırsı yüzünden tutuklandığının farkında. Ancak bu, tüm bu insanların ayın sonunu getirmekte zorlandıkları, kadınların sokak ortasında katledildikleri, gençlerin gelecek umutlarını yitirdikleri gerçeklerini de değiştirmiyor.

Sokağa çıkmak, halka gitmek

Türkiye siyasetinin popüler kavramlarından biridir halka gitmek, sine-i millete dönmek. Ama nedense, sokağa çıkmak/inmek dendi mi sine-i millette gitmekteki o efsun, o büyü kayboluverir. Sokak tehlikeli, millet ise erdemli olarak kodlanır popüler Türkiye siyasi hayatı sözlüğünde. Oysa ikisi neredeyse aynı. Oysa halka gitmeye, sine-i millete dönmeye böyle misyoner bir çaba gibi de bakmamalı. Halka, topluma gitmek; yasama ve yargı organlarını denetleyebilen, medyanın önemli bir kısmını kontrol eden iktidarın karşısında sivil toplumda bir (Gramscian) karşı-hegemonya oluşturmak olarak okunmalı.

Ben halka gitmenin CHP’nin oluşturması gereken bütünlüklü stratejinin bir manivelası, kaldıracı olması gerektiğini düşünüyorum. Tabir-i caizse, bütünlüklü strateji dediğim şey, iktidarı değiştirmek için yapılacak bir SWOT analiziyse, halka gitmek de onun nasılını oluşturur. Seçmen ikna edilemezse, toplum motive ve mobilize edilemezse, velhasıl halka gidilemezse CHP’nin bu bütünlüklü stratejisi, bu SWOT analizi bir entelektüel çaba olarak kalacak; SWOT analizi oluşturulmadan halka gitmeye çabalanırsa da bu eskilerin kitle kuyrukçuluğu ya da halk dalkavukluğu dedikleri şeyin sınırlarını aşamayacaktır. Sözün özü, eğer bir bütünlüklü strateji yoksa seçmeni neye ikna edeceksin nasıl rıza üreteceksin; halka gitmeyeceksen bir SWOT analizi, bir bütünlüklü strateji ne işine yarayacak.

Özel’in mitinglerinin de halka gitmenin önemli bir enstrümanı olduğu su götürmez. Ancak yine de hatırlatmak gerekiyor ki, CHP örgütü topluma nüfuz etmedikçe, onunla yüz yüze/birebir bir ilişki kurmadıkça, CHP toplumla reel anlamda bir ilişki kurmayı da başaramayacaktır. Toplum dediğin nedir ki, var mı gören, duyan? Toplum, kurumları ile somutlaşır. Onu ailede; onu hukuk, siyaset, ekonomi gibi kurumlarda görürüz; onu derneklerde, vakıflarda; onu sokakta, gündelik yaşamın akışında görürüz. Topluma gitmek buralara gitmektir. Halka gitmek kampüsteki öğrenciye, ulaşmaktır; pazardaki insana, otobüs durağındaki, metro istasyonundaki insana, camideki insana, ev kadınına, fabrikadaki işçiye… ulaşmaktır.

Halka, topluma, ancak, toplumun tüm kurumlarında yer alınarak ulaşılabilir. Mitingler topluma ulaşmanın en cafcaflı, en gösterişli ama aynı zamanda en etkisiz yollarından biridir. Toplumsal kurumlar içinde, gündelik yaşamının içinde, pazarda alışveriş eden, kantinde çay içen, parkta çekirdek çitleyen, kreşten çocuğunu alan… insana/halka birebir ulaşamayan bir parti, miting yapabilir ama halka ulaşamaz. Halka ulaşmanın rüknü, sokağa çıkmaktır.

Siyaset/muhalefet yalnızca genel başkanın kürsü konuşmalarına indirgenemez. Ancak toplumun her alanında örgütlü bir CHP, sadece tepki veren değil gündem kuran, ilişki kuran, güven veren, alternatif üreten bir CHP, bir toplumsal muhalefet gücüne dönüşebilir. Bunun için de yerel örgütlerin sokağa inmesi, inisiyatif alması şarttır. Merkezden gelen talimatlarla politika yapan, mitinglerde genel başkanı alkışlamaktan başka bir işlevi olmayan örgüt de topluma inemez.

Başta da dediğim gibi, Özgür Özel nükleer enerji ile çalışan bir miting makinesi gibi. Mitingler de kalabalık. Peki iyi de o zaman CHP-AKP arasındaki fark neden hâlâ ortalama yüzde 4 civarında. Buna, bir müddet sonra Özel’in mitinglerinin birer politik aktivizm olmaktan çıkıp, kendini tekrar eden politik-showlara; ancak muhalif kanallarda ve muhalif sosyal medya mecralarında kendine yer bulabilen ve muhalif kesimin bile birkaç dakika seyrettikten sonra izlemekten imtina ettiği showlara dönüşme riskini de ekleyelim.

CHP’lilerin anlayacağı dilden özetlemeye çalışayım derdimi: Hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır. O satıh bütün toplumsal kurumlardır. Miting hattında yapılan muhalefet toplumsal satha taşınmazsa, diyor Attila İlhan, miting dağılır, bir acı yel kalır meydanda yalnız; mitinge katılanlar gider, şölen biter, ne eski heyecan kalır ne hız; yalnız kederli yalnızlığınızda sıralı sırasız, o seçim günü gelir, çatar, müjganla siz yine, yine ağlaşırsınız.

Özgür Özel’in mitingleri belki coşku üretiyor; belki haksızlığı görünür kılıyor. Ama yalnızca kürsüden seslenerek halkla bağ kurulamaz. Halk, meydanda değil; sokakta.

Dayanışmayla, dostça ve hoşça kalın…

ABONE OL

Mete Kaan Kaynar

Meydanlar kalabalık sokaklar sessiz: Hattı muhalefet değil sathı muhalefet
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et