Onlar artık alanları dolduran milyonların da arasında!

Fotoğraf: Evrensel
Deniz, Hüseyin ve Yusuf katledilmelerinin 53’üncü yılında da aramızdalar.
Yarım yüzyıldan beri olduğu gibi onları bugün de özlemle ve sevgiyle anarken devrimciliklerinden, mücadele azmi ve kararlılıklarından öğrenmeye de devam ediyoruz.
Sınıf partisi ve devrimci-demokrat siyasi parti ve çevrelerin toplum tarihlerindeki önemli olayları anmaları, kendi mücadele geçmişlerini öğrenerek bugün için dersler çıkarmaları, mücadelelerine tarihsel bir dayanaklar sağlamaları, bunlardan yararlanarak geleceğe dair kestirimler yapmaları bakımından vazgeçilmezdir.
Ülkemizde de Deniz, Yusuf, Hüseyin’in katledilmesinden beri her 6 Mayıs günü ve 6 Mayıs’ın içinde olduğu günler, toplumsal hafızamızın yenilenmesi, mücadelenin dünüyle bugünü arasında bağların kurulması bakımından önemli bir dayanak oluşturmaktadır.
6 Mayıs sadece Deniz Yusuf Hüseyin’i anma günü değildir
Nitekim Deniz, Yusuf, Hüseyin’in katledildiği gün olan 6 Mayıs, sadece bu üç devrimcinin anıldığı bir gün olmanın ötesine geçerek, devrimci mücadele içinde katledilen tüm devrimcilerin anma ve mücadelenin bütün olarak muhasebesinin yapıldığı bir gün (günler) olagelmiştir. Bu yüzden de 6 Mayıs anmaları herhangi bir anma gününden fazla özel bir öneme sahip olmuştur.
Son yıllarda 6 Mayıs etrafındaki etkinlikler ve olumlu anlamda tartışmalara Deniz, Yusuf, Hüseyin’in, çoğu zaman da Deniz’in adı üstünden geleneksel devrimci gurupları aşarak, geçmişte devrimci mücadele ve onun değerlerine mesafeli duran kesimlerin de yakınlaşıp katıldığına tanık oluyoruz.
Son yıllarda CHP Gençlik Kollarından gençlerin “Yolumuz Denizlerin yolu” diyerek çeşitli eylem ve etkinlikler yaptıkları; yapılan etkinliklere giderek daha etkin biçimde katıldıklarını gördük, görüyoruz.
Son aylarda ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel tek adam rejiminin sahte antiemperyalizm ve sahte antisiyonizmini teşhir ederken bu konulardaki tutumlarını mealen; “Bizim bu konulardaki tutumunuz, Amerikan 6. Filosu’nun askerlerini Dolmabahçe’de denize döken, Filistinlilerin İsrail’e karşı verdiği mücadeleye destek vermek için Filistin’e giden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının tutumudur!” diyerek açıklamaktadır.
‘Denizlerin yolu’ nasıl bir yoldur?
Kuşkusuz ki “Denizlerin yolu” dendiğinde anlaşılması gereken;
- Nasıl bir dünya, nasıl bir Türkiye istediklerini kitleler arasında, mahkemelerde, darağaçları altında,…her koşulda savunma cesareti,
- Kişisel çıkar gözetmeyen ve kendi kurtuluşunu işçi sınıfı ve halkların kurtuluşuna bağlayan, sömürüsüz, savaşsız, barış içinde bir insanlık dünyası için her fedakarlığı göze alan bir devrim ve mücadele anlayışıdır.
Bu anlayış 1960’lardan beri devrimci çevrelerin alametifarikalarından olan “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarının son aylarda tek adam rejimine karşı CHP’nin çağrılarıyla gerçekleştirilen mitinglere yansımaktadır. Ki, CHP’nin beklentilerini de aşan geniş yığınların siyasete doğrudan müdahalesi amaçlı miting ve gösterilerde yüz binlerin en geniş katılımlı, en coşkulu ve birleştirici sloganlara dönüşmüş olması “Denizlerin yolu”yla alanları dolduran yığınların talepleri arasında bağ kurulması elbette çok önemlidir.
Bir rastlantı mı?
Burada, “Denizler ve onların şahsında, elbette yarım yüzyıldır 6 Mayıs etkinlikleri çerçevesinde gündem olmuş olan devrimci mücadelenin şiarlarının demokrasi güçleri, dahası geniş emekçi yığınları arasında yayılıyor olması bir rastlantı mıdır?” sorusu akla gelebilir.
Bu sorunu yanıt kesinlikle “hayır”dır!
Elbette bu “hayır”ın bir dayanağı bir yanıyla devrimci siyasi parti ve çevrelerin bu değerleri taşımakta gösterdikleri ısrardır. Ama daha önemli olan yanı,
- 50 yıl öncenin emperyalist dünya sistemine bölgeye müdahalesine karşı verilen mücadelenin değerlerinin hatırlanması,
- Tek adam rejiminin halklarımızın 200 yıllık demokrasi ve özgürlük mücadelesinin ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlerin bir “varlık yokluk”la karşı karşıya gelmiş olması karşısında demokrasi güçlerinin kendi tutumlarına tarihsel dayanaklar bulmasıyla ilgili oluğunu söylemek yanlış olmaz.
Kısacası 2025 ve sonraki yılların 6 Mayıs etkinlikleri önceki yıllardan hayli farklı koşullarda gerçekleşecektir.
50 yılı aşkın bir zamandır her 6 Mayıs’ta, “mücadele sürdükçe aramızda” olduğunu söylediğimiz Deniz, Yusuf ve Hüseyin ve onların şansında devrimci mücadele içinde hayatını kaybetmiş devrimciler artık yüz binlerce, milyonlarca işçinin, emekçinin de arasındadır!
Evrensel'i Takip Et