03 Nisan 2014 00:07

Kürdistan'da seçim sonuçları nasıl okunmalı?

Kürdistan\'da seçim sonuçları nasıl okunmalı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Netameli bir dönemde nihayet Türkiye yerel seçimlerini gerçekleştirdi. Bir taraftan tüm aksaklıklarına rağmen devam eden ‘Barış ve Çözüm Süreci’ diğer yandan 12 yıldır sarmal bir biçimde birbirini besleyen siyasi iktidar ve cemaat ikilisi arasındaki kavganın şiddetlendiği bir ortamda, her türlü manipülatif yorumun ve sonucun beklendiği yerel seçimler sonuçlandı. Çıkan sonuçlar bir süre daha tartışılacağa benziyor. Toplumun bu kadar kamplaştığı bir ortamda sonuçların taraflarca hemen kabul edilmesi zor görünmektedir. Birçok yerde yapılan itirazlar biraz da bu güvensizliğin eseri olsa gerek. Yapılan ciddi seçim hileleri, orada burada bulunan mühürlü seçim evrakı bu güvensizlikle birleşince daha vahim etkilerin ortaya çıkmasına neden oldu/olmaktadır.
Bu zor koşullarda Kürdistan’da sadece Kürt hareketinin temsilcisi BDP ve devleti temsilen AKP’nin varlık gösterdiği bir sonuçla karşılaştığımızı görmek gerekiyor. Tüm imkansızlıklara rağmen BDP üçü büyük şehir olmak üzere 11 il, 69 ilçe ve 23 beldede belediye başkanlığını kazanarak önemli bir başarıya imza atmış bulunmaktadır. Büyükşehir yasasından dolayı belediye olma hakkını kaybeden daha önce Kürt hareketinin kazandığı onlarca belde belediyesi kapanmasına rağmen BDP’nin elindeki mevcut il merkezlerini koruyarak, belediye sayısını 98’den 103’e çıkarması gerçekten küçümsenecek bir başarı olmasa gerektir. BDP’nin özellikle Kürdistan sınırlarına doğru bu seçimde kazanımlarını genişlettiğini görüyoruz.  Özellikle Serhat’ta ciddi bir başarı göstermesi, Mardin, Ağrı ve Bitlis il belediyelerini kazanması, Erzurum’da ilk kez Hınıs, Tekman, Karaçoban ve Karayazı gibi dört ilçe merkezinde belediyeyi alması, Urfa’da Bozova ve Halfeti’yi kazanması, Elazığ Karakoçan’ı önemli bir farkla alması; yine Van ve Mardin’de aldığı sonuçlar BDP’nin önemli bir başarısı olarak not edilmeli. Ayrıca Urfa’da oyunu ikiye katlaması da gelecek açısından son derece umut vericidir.
Ancak, başta Diyarbakır olmak üzere Batman, Bingöl gibi illerde kısmen oylarının düştüğünü görmek gerekiyor. BDP daha önce elinde olan Ağrı’da Patnos, Siirt’te Kurtalan, Bitlis’te Tatvan, Batman’da Kozluk, Urfa’da Ceylanpınar gibi önemli belediyeleri bu seçimde AKP’ye kaptırması da bir eksiklik olarak not düşülmelidir.
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi önemli bir başarının yanında eksikliklerin de dikkatle değerlendirilip, geleceğe bu eksiklik ve hataların taşınmaması bu sonuçları titizlikle tartışmamızı zorunlu kılmaktadır. Çıkarılacak ilk sonuç; bölgede iki partinin varlığı Öcalan’ın başlattığı barış ve çözüm sürecine destek olarak görülmelidir. Günümüzde artık sürece yönelik negatif söylem açıkça kaybettiren bir söylemdir. Süreç, artık tüm aksaklık ve eksikliklerine rağmen geri dönderilemez bir noktaya evirilmiş görünmektedir. Bu önemli bir sonuçtur. Ancak, bunu sadece AKP’nin sürdürebileceği bir süreç olarak algılamak veya kamuoyunda böyle bir algı yaratmak kanımca BDP’nin oylarının düşmesinde en ciddi etkendir. Nitekim seçimler öncesinde Kürdistan’da BDP’nin her koşulda yüksek oy alacağı düşüncesi hakimdi. Önemli olan sürecin diğer tarafının yani siyasi iktidarın bu yolsuzluk ve rüşvet bataklığına batmış olduğu bir ortamda ciddi oy kaybedeceği kaygısı ve sürecin bundan zarar göreceği algısı bir kısım seçmenin AKP’ye yönelmesinde etkili oldu. Bu algıya diğer muhalefetin süreç aleyhindeki eylem ve söylemi de önemli bir katkı sundu. Muhalefet, barış ve çözüm sürecini bir bölünme süreci olarak ifade etmekten imtina etmedi. Maalesef Kürt siyaseti de bu algıyı giderecek bir politika üretmeyi başaramadı. Oyların düşmesine etki eden bir diğer etmenin BDP’li belediyelerin ürettiği hizmete yönelik eleştiriler olduğunu düşünüyorum. Kürt siyaseti başta kadın, gençlik, ve sosyal belediyecilikte devrimsel başarılara imza atmış olmasına rağmen katılımcı, ekolojik belediyecilikte 12 yıllık deneyime rağmen bir model oluşturmayı başaramadı. Halk siyasi mücadelenin geldiği boyuta paralel bir belediyecilik hizmetin verilmediği gibi genel bir algıya sahip. BDP belediyelerinin bu negatif algıyı giderecek politika üretmedikleri açıktır. Kürt siyaseti şapkayı önüne koyup, sonuçları ön yargısız olarak analiz etmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa