01 Mayıs 2014 00:06

Ülkenin son dönem hit polemikleri

Ülkenin son dönem hit polemikleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son dönemde paralel yapıdan tutun da, Anayasa Mahkemesine, emekçilerle Taksim polemiğinden Kürt meselesine kadar, oradan Alman Cumhurbaşkanı Gauck ile yaşanan söz düellosuna kadar hemen her konuyla ilgili siyasi iktidar muhataplarına karşı savaş halindeymiş gibi bir görüntü veriyor. Muhatap olduğu tüm kurumlarla toplum önünde çatışmaktan kendisini sakınma gereği dahi duymuyor. Muhatap kişi veya kurumlar siyasi iktidarı ya kayıtsız şartsız desteklemek durumunda kalmakta ya da düşman safına konulmaktadır. Ülke, sürekli karşılıklı polemikler ile zaman geçirmekte ve enerjisini bu yolla boşa harcamaktadır.
Son dönemin önemli polemiklerinin başında iktidarın, Anayasa Mahkemesi ve Başkanı Haşim Kılıç ile yaşanan düellosu gelmektedir. Anayasa Mahkemesinin son dönemde verdiği twitter, HSYK kararı benzeri dava sonuçlarını beğenmeyen siyasi iktidar, kurumun değer ve önemini düşünmeden Anayasa Mahkemesi için, verdiği kararın milli olmadığından tutun da paralel yapının bir uzantısıymış imajı verilmesinden bile sakınca duymadı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ta aynı çatışmacı dille sanki bir siyasi partinin başkanıymış gibi cevap vermekten kendisini alıkoymadı.
Diğer önemli bir çatışma meselemiz, ülkenin yüzyıllık ana sorun kaynağı olan Kürt meselesi konusunda yürütülmeye çalışılan barış ve çözüm sürecindeki belirsizlik ve güvensizliğin giderek tekrar bir kaosa dönüşmesi ihtimalidir. Bölgede inşaatı hızla devam eden kalekollar ve operasyon hazırlıkları meselesine karşı bölge halkının verdiği tepkiler de yoğunlaşmaktadır. Bu güvensizlikler üzerine bölgeden gerilla güçlerine Kürt gençlerinin yoğun katılımına dair duyumlar giderek artmaktadır. Bu durum barış ve çözüme dair inançsızlığa ve güven kırılmasına yol açacaktır. Maalesef siyasi iktidar bir yılı aşkın bu süre zarfında dişe dokunur hiçbir adım atmadığı gibi sürekli belirsiz söylemler ve uygulamalarla bir adım atılacağına olan inancı da günbegün azaltmaktadır. Gençleri kabul eden gerilla güçlerinin de sürece inancı zayıflamış olmalı ki, sürekli kendilerini bir çatışmaya hazırlıklı kılmak istedikleri anlaşılmaktadır. Bu durum gerçekten artık katlanılabilir bir süreç değildir.  Dolayısıyla başta siyasi iktidarın üzerine düşen adımları ertelemeden tarafların bir an önce sürecin önünü açan bir yol haritası oluşturmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun başında da Öcalan’ın rolünü oynayacağı koşulların yaratılması gelmektedir.
Siyasi iktidar bir taraftan Kürt meselesinde tüm eksikliklerine rağmen barış ve çözüm sürecinde ısrarlı olduğu imajı yaratmak isterken diğer yandan özellikle ülkenin batı yakasında demokrasinin alanını da giderek daraltmakta bir beis görmemektedir. Ülkede barış, demokrasi ve özgürlük alanı daraltılırken kimsenin Kürt meselesinin çözüleceğine inanması beklenemez. Kürt meselesi demokratik bir ortam olmadan çözülemez. Bir taraftan emekçileri, yoksulları, gençliği mengeneye alarak kendi sorunlarını ifade edecek alanları yok ederken diğer taraftan barış ve çözüme Kürtlerin inanmasını beklemek abestir. İşte böyle bir ortamda emekçilerin kanlarıyla girmeyi başardığı Taksim’in bu yıl 1 Mayıs kutlamalarına kapatılması kabul edilemez. Güvenlik gerekçesini öne sürmenin ne kadar anlamsız olduğu yasağın olmadığı dönemde 1 Mayıs’ın nasıl bayram havasında kutlandığını hatırlamakta fayda var. Güvenlik güçlerinin müdahale etmediği durumlarda tüm toplumsal olaylarda herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığı defalarca tecrübe edilmiştir.
Son olarak; iktidarın, Alman Cumhurbaşkanı Gauck ile yaşadığı polemiğe Alevi yurttaşları alet etmesi ve Aleviliğin içine kendince fitne sokmak istemesi tam bir şark kurnazlığıdır. Aleviliği bir tanıma hapsetmek ve onun hakkında fetva vermek siyasi iktidar dahil hiç kimsenin haddine olmasa gerektir.
Ülkenin çatışmacı  son dönem hit polemikleri kısaca böyleydi. Artık bu çatıştıran dilden, polemiklerden kurtulması gerektiğini defalarca dile getirdik, getirmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu dil kısa vadede size yarayabilir ama uzun vadede kaybeden bu ülkenin yurttaşları olmaktadır tekrar hatırlatırız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...