02 Şubat 2014 00:11

Amme hizmeti: Cinsiyetçilik

Amme hizmeti: Cinsiyetçilik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Emektarlarına göre, bir zamanların TRT’si bir okuldu. Orada sadece program yapmayı, haber sunmayı değil koca dünyanın bilgisini öğrenirlerdi. Kamu yayıncılığı öncü bir hizmetti; kısıtlı ama medeni bir yerdi orası. Bugün kimse yüzüne bakmıyor.
Birkaç gün önce bir haber okuduk: TRT televizyonlarının birinde yayınlanan “Yeni Güne Merhaba” adlı programa görüşlerinden yararlanmak üzere davet edilecek konuğun ille de erkek olması istenmişti. Konu paketli gıdalardaki etiket kodlarıydı ve bu konuda bilgi vermek için erkek ya da kadın olmayı gerektirecek özel bir durum yoktu. Fakat kanal, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’yle (TMMOB) yaptığı görüşmede, geçtiğimiz kasım ayında yayınlanan bu program için ‘bay mühendis’ talep etti. Oda, elbette ki bu talebi ayrımcılık diye geri çevirdi. TMMOB’ye bağlı odalar ve kadın örgütleri de ayrımcılık yapıldığı için kurumun bu tavrına tepki verdi. Gıda Mühendisleri Odası durumun elle tutulur bir gerekçesi (olmaz gerçi ama) var mı diye merak etmiş olacak ki TRT’ye sordu. HDP’li milletvekili Levent Tüzel de TRT’den sorumlu Bülent Arınç’ın yanıtlamasını isteyerek Meclis’e bu konuda bir soru önergesi verdi.
Cinsiyetçilik konulu bir seminer verecek olsak ibretlik diye duvara asmakta tereddüt etmeyeceğimiz yanıtlar geldi TRT Anadolu kanalından ve kadınların eş ve anne ve hizmetçi dışında bir şey olamayacağına dair iç bilgisini bu yaştan sonra katiyen değiştiremeyecek olan Arınç’tan: “Mühendislik gibi konularda ağırlıklı olarak erkek konuklara yer veriliyor.”
Yanıtın devamı da cinsiyet ayrımcılığıyla imtihanı uzun sürmüş aklı başında kişileri şaşırtmayacak kadar tipikti: “Söz konusu program yaş grupları farklı da olsa; ağırlıklı hedef kitlesi kadınlardan oluşan bir programdır. Programda, sağlık, mühendislik, günlük yaşam (itfaiye, ambulans hizmetleri, beyaz eşya, kuru temizleme vs) gibi konularda gerek stüdyoya davet edilen gerekse kendisiyle röportaj yapılarak VTR şeklinde yayınlanan bölümlerde ağırlıklı olarak erkek konuklara yer verilmektedir. ” Oldu, peki. Ya kadınlar? “Psikoloji, çocuk, sanat, yemek, el becerileri, evlilik gibi alanlarda ise ağırlıklı olarak kadın konuklara yer verilmektedir.” Anladık da neden? “Ekran görselliği ve renkliliği oluşturulması amacıyla konusu ve konseptine uygun olarak davet edilen konukların bir bölümde kadın ise, diğer bölümde erkek olmasına dikkat edilmektedir.”
Görsellik. Renklilik. Uzmanlık. Konsept. Cinsiyet eşitliğiyle meselesini halledememiş toplumlarda en tehlikeli kıstaslardır bunlar. Bir yayını ‘bakılır’ hale getirmek için kadın görüntüsü gerekir; ‘izlenir’ olması için renk lazımdır, kadın renktir; söylediklerine itibar edilmesi için söyleyenin erkek olması iyidir; konusunun uzmanı çağrılmalıdır, ki uzmanlık erkeğindir, böylece yayının konsept tarifi tamamlanmış olur. Birçok anaakım yayın organında formül budur. TRT kurumunun bu döngüyü sürdürmek yerine formülü ters yüz etmeye yönelik adımları sıklaştırması 50 yıl boyunca sözünü/sesini/yorumunu onun kanallarında dolaşıma sokmuş emektarlara bir boyun borcudur. Cinsiyet eşitliği ise ütopyalarımızda halen ‘medyanın, doğası gereği en çok savunması gerekenler’ hanesinde.

AYRIMCILIK BAĞIRMAZ

Var ya da yok demenin dünyaya nereden baktığımızda ilgili olduğu bir şeydir ayrımcılık. Ayrımcılık çoğu zaman öyle bas bas bağırmaz ben buradayım diye. Bu nedenle, yok diyene inanmak da güçtür. Ayrımcılık düşünce ve davranışlarımızın arasına sızar, siner, bir parçamız olur. Muradımız o değilken bile dilimiz onu söylüyor olabilir. Veya niyetimiz tam da odur aslında. Kadınların psikoloji, mutfak, el becerisi vb. ile uğraşması değildir sorun. Bunların kadın işi olarak görülmesi, özel alanda rol ve sorumlulukların cinsiyetlendirilmesi, anne-bakıcı-aşçı rollerinin kadınların var oluşuyla ilişkilendirilmesi, “anatominin kader olarak” öğretilmesidir asıl sorun. Kadınlar ‘uzman’ olarak konuşacaksa bu konulara girsinler demek bu nedenle tashihe muhtaç talihsiz bir yorum olur. Nitekim TMMOB’ye bağlı Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Beyza Metin, bu gelişmeleri bir gazeteciye değerlendirirken “Biz kadın mühendisler olarak, aynen erkek meslektaşlarımız gibi şantiyelerde, fabrikalarda, proje bürolarında; bir de üzerimizde ev işlerinin ağırlığı var iken, mesleğimizi icra ediyoruz. Ve erkek meslektaşlarımız kadar sözümüzü söyleme yetimiz ve hakkımız var” dedi.

KÜLTÜR ARTIK BİR ATIKTIR

Bu yazının yazıldığı gün, 31 Ocak, TRT’nin doğum günüydü. Şimdiki genel müdür 50. yıl dolayısıyla yaptığı açıklamada “TRT kültürümüzün bekçisidir, kültürümüzü günümüze taşıyan bir yapıdır” dedi. Bu cümlede adı geçen kültür, bir atıktır artık. Kültürden anladığımız sunucunun mıhlamaya bandığı Karadeniz yaylaları temalı programlarsa, Rumeli türküleri konserleriyse, yayın kesildiğinde ekrana sabitlenen çeşmi bülbülse evet, TRT yıllarca bunu yaptı, harika bir aktarıcı oldu. Kültürümüz dediğimiz yalnızca bunlarsa kimse eline su dökemez. Ama unutulmasın ki o kültüre ayrımcılık, ırkçılık, kadın düşmanlığı gibi kötülükler de dahildir; yani bunlar da vardır ama olmamalıdır. Mıhlamayı yaşatalım ama cinsiyet eşitsizliğini yok etmek için de çalışalım. TRT’ye düşen budur. Değilse, ayrımcılık kamu hizmeti verenler için de anayasal bir suçtur.  
Demokrasisi tavsamış, toplumsal adaletinin gazı kaçmış, yurttaşlarını zıvanadan çıkarmış, hoşgörü mitleriyle avunan, şiddeti kışkırttığı için şiddeti savunan, halk sağlığı alarm veren bir ülkede, kamu yönetimi de böyle ise hele, haber denen şeyin sonu gelmez. Ama hak temelli olmayan haberciliğin ve yayıncılığın sonu geliyor, miadı dolanlar öyle ya da böyle ‘kültürümüzden’ siliniyor. Müjdeler olsun! Bir de Arınç ve arkadaşları şunu bilsin: Bilgisayar yazılımı, benzin zammı, silahsızlanma, küresel ısınma, enflasyon, trafik sigortası, köprü ihalesi, termik santral, vergi vb. her konu kadınların da konusudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...