28 Aralık 2013 00:50

Umutlar yeşersin...

Umutlar yeşersin...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Güzel adam, büyük ozan Nazım Hikmet neredeyse yetmiş yıl önce yazdığı şiirinin başında ümidin düşmanlarından söz eder sevgilisine. Akarsuyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanlarından. Tıpkı bugünü anlatır gibi.  Bu şiiri ve tüm şiirlerini yaşamın koyu karanlığına bağıra bağıra okuyup nereden nereye gelemediğimizi bir kez daha duymalıyız aslında. Geleceğe yönelik hiç bir umudun kalmadığını.. Tüm umutların budandığını, AVM’ ye dönüştürülmüş ormanlara benzetildiğini, ırmak olup akan gözyaşlarına HES’ ler kurulduğunu, küçük bir yeşil alan, akıtılan küçük su görüldüğünde hemen kolların paçalarla birlikte sıvandığını... Sinekten yağ çıkartılarak gemiciklere yakıt yapıldığını... Ayakkabı kutularının kasa olarak kullanıldığını... “En az üç çocuk” buyruğu uyarınca üreyerek çoğalmak için yaşamın serpilip gelişmesinin hiç; ama hiç önemsenmediğini, bütün önemin bacak arasına indirgendiğini.. Görülsün bir, duyulsun. Bunun için de elden gelen her şeyin yapıldığını hem de. Savaş bile olsa... Hep ölüm, hep kan, hep gözyaşı bile olsa. Korkulardan kaçma içgüdüsünün savaş çığırtkanlığına, baskıya, gözdağına yol açtığını.
       Ülke insanının yaşamlarına girilmiş, yatak odaları ele geçirilmiş, ordusu dağıtılmış, aile yapısı belirlenmiş, ne içeceklerine; hem de ne içmeyeceklerine karar verilmiş, genel ve kişisel yaşam alanlarının her köşesi eylemsel olarak ele geçirilmiş olabilir değil, olmuştur. Ele geçirilmiştir. Ama yine de özgürlük ve demokrasiden yoksun (!) bırakılmamış, kendileri gibi ülkenin ve insanının canına okumuş büyüklerinin yargılandığı Yassıada’ nın adı bu kavramlarla donatılarak “Özgürlük ve Demokrasi Adası”  yapılmıştır. “Özgürlük ve demokrasi istiyorsanız alın işte, tepe tepe kullanın”  dercesine.
       Onlar umudun düşmanıdırlar, akarsuyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen yaşamın düşmanı.Onlar sevginin düşmanıdırlar. Sevişmenin. Sevişmeden, sevişemeden üreme,sevgisiz ceninler yaratmaderdindedirler. Çoğalmak, salt çoğalmak, hep çoğalmak. Çoğalıp yoksullaştırmak.
       Yaşamının yoldaşıkadını “Suyu ısıt” buyruğuyla yaşam kadınına çevirip üremeye zorlamaktır tüm çaba. Ne var ki kendini, erkekliğini insanlıktan dışlama çabası da vardır bunun özünde. Kadının gücünü etkisizleştirme uğruna erkekliğini insansızlaştırma tutkusu. Egemenlik savaşındaki kadının gücünü yitirmeme uğruna boynu bükük, bağrı yanık bir biçimde fiziksel üstünlüğe kadınsal albeni ile karşı koyarak tinsel bir yengi kazanmanın sessizliğivardır belki de sorun öbür ucunda. Belki de kadının kendisidir kendisini ikinci sırada tutan.Damızlıktır, semizliktir, göstermeliktir. Bir kuluçka canlısıdır. İzleyiciye yasaklanmış bir ayaktopu karşılaşmasında, doğurdukları çocuklarla birlikte kullanılan bir dolgudur. İzleyici bile değildirler. Ama yine de düzene uyandır, izleyendir başkaldırmak yerine.
        Şiirin sonunda yine de bir umutla haykırır Nazım Hikmet sevgilisine güvence verir gibi. “Dolaşacaktır elini kollunu sallaya sallaya/ Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle/ İşçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet”  der. Yetmiş yıl sonra aynı umudun ardından koşuyoruz memleketin koyu karanlığında ve parçalanarak. Söylemek pek kolay değil; ama o işçi tulumunu giyecek olanlar da düşman gibiler o umuda. “Dünyanın tüm işçileri birleşin” deseler de ülkenin tüm solcuları, her biri bir baş olacakmış gibi başını alıp gitmektedir solun bir köşesine. Sağın ekmeğine yağ sürercesine hem de. Elleriyle. Bunu yaparken de solculuklarına söz ettirmezler. En solcu kendileridir çünkü.
       Solda güreş tutan kimi önderlerin sağın umudu olan itişmelerini, didişmelerini bir düşünmek gerek. Hem herkesin, hem didişenlerin.. Umudun düşmanı çok olsa da bu ülkede; yine de umuda umut bağlayanlar vardır. Umut yoksula ekmek olarak sunulduğu sürece de olacaktır. Oysa umut insandadır; ama insanda. Umut kadındadır; ama dolgu olmayacak, başkasının isteğiyle kuluçkaya yatmayacak kadında. Umut erkektedir. İnsan olabilecek erkekte.  İnsan gibi bakmasını bilen erkekte. Bir silkinmek gerek umutları yeşertmek için. Salt silkinmek. Yeni yılda yaşanacak öyle çok ve güzel umutlar var ki. Yeşertin şunları.
       Umutla yaşamak için değil, umudu yaşamak için nice umutlara. Güzel yıllara..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa