15 Mart 2014 00:09

Semih için aykırı düşünceler

Semih için aykırı düşünceler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ayaktopu çayır çimeninde bir Semih olayı yaşandı geçtiğimiz günlerde. Haftanın tüm ayaktopu ve de spor karşılaşmalarının önüne geçen bu esinti bende de kimi aykırı düşünceler geliştirmişti daha o günde.
Olayda öncelikle bir ayaktopu karşılaşmasını yöneten adamın kararının değişmeyeceğine ilişkin görüş boşa çıkmış oldu. Çünkü yöneten oynayanın bir sözüyle kararını değiştirdi. “Olmaz olmaz deme olmaz olmaz” denilen olabilirlik de bir kez daha kendini göstermiş oldu. İkinci olarak Semih’in söylediğini önce söylemesine karşın, anılmayan oyuncu değersizleştirilmiş oldu. Öyle ya niye kendisine inanılmamıştı da öbürüne inanılmıştı. Oysa o oyuncuya inanılmış olsaydı eli sıkılacak adam oyunu yöneten adam olabilirdi. Ne de olsa bir ilki gerçekleştirmiş olacaktı. Ama olamadı. Üçüncü olarak oyunu yöneten altı kişinin, ortadakiyle birlikte hiç değilse üç tanesinin görmesi gereken gerçeği görmediği düşünülürse görevlerini yeterince yapamadıkları sonucuna götürür insanı ki bu da onları boşa çıkartır. Onların görüp de görmezlikten geldikleri kuşkusunu da doğurur ki bu da hiç hoş bir şey değildir.  Kendilerine olan güvensizliği hem artırıcı; hem de doğrulayıcı bir olgudan öteye gitmez.
Dördüncü olarak olayın kahramanı Semih’i geleceğiyle birlikte bir kez daha düşünmek gerekecektir. Bundan sonrası için büyük sorumluluk yüklenmiştir kendisi. Bundan böyle herkes ondan aynı dürüstlüğü; hem de sürekli olarak bekleyecektir. Ayrıca arkadaşlarına ve diğer oyunculara örnek oluşturacak ve takım arkadaşları kendilerini ele vereceği korkusuyla koşuşturacaklardır yeşil alanda.
Beşinci olarak, geleceği böyle biçimlenecek Semih’in bir de geçmişine bakmak gerekecek. Yaş olarak genç görünse de, yaşayacağı çok şeyler olsa da çayır çimen üzerindeki yaşamında çok da genç olduğu söylenemez. Bayağı bir geçmişi olduğu düşünülürse ayaktopunda olgun dönemini yaşadığı ve de yaşlanmaya doğru gittiği bile söylenebilir. Bu süre içinde benzeri bir olayı ilk kez bu karşılaşmada yaşamış olamaz. Bu yoruma ardına dek açık bir düşüncedir aslında. Düşün düşünebildiğince. Yani kendi ayağından dışarı giden top için yanlış karar verilmesi gerçeğiyle ilk kez karşılaşıyor olamaz. Böylesine bir yanılgı hemen her ayaktopu karşılaşmasında sıklıkla olabilecek bir şeydir. Olmuştur da. Aynı gün bir alt kümede bir oyuncu da aynı şeyi yapmış; ama hiç duyulmamıştır. Öyleyse… İşte Semih’i bir de bu sözcük kapsamında düşünmek gerek diye düşünüyorum. Düşününce de davranışını çok büyütmemek gerektiği sanısına varıyorum. Eğer büyütülürse Semih’in eski takım arkadaşı Dany’e ince bir karşılık verdiği sonucuna bile gidilebilir.
Umalım ki Semih’in bu övülen davranışı herkesin dilediği gibi tüm topçulara örnek olmaz ve herkes bugüne dek yapmadığını yapıp doğrucu Davutluğa soyunmaz. Yoksa sayıları giderek artan düdüklü adamlara gerek kalmayabilir. Sokak karşılaşmaları da kalmadığına göre halı üzerinde oynanan oyunlara döner her düzeyde oynanan yeşil alan karşılaşmaları. Zorlandığında da izleyicilere başvurulup halk oylamasıyla karar bile alınabilir.
El ve dil birliğiyle Semih’i göklere çıkaranlar başka ne yapıyordu bir de onlara bakmalı ve davranış bozukluklarından söylem bozukluklarına diklemesine bir geçiş yapmalı bunun için. Orada da örnek alınması ve yapılmaması gereken çok şey var.
Bir gazetenin “Mourinho şaşırttı” başlıklı haberinde Riera’nın hâlâ aslanın oyuncusu olduğunu sanan çalıştırıcı sakaraya alınmaya çalışılıyordu. Elin adamı nereden bilsindi aslanın her gün üç oyuncu alıp beş oyuncu sattığını ve kimin gelip kimin gittiğini. Hem de bir sayfa öncesinde yazan Serkan Korkmaz bile korkmadan aynı şeyi yazarken. “Mourinho’ nun özellikle Riera’ya dikkat etmeliyiz” demesi çok şey anlatmıyor mu size” diye soruyor ve “..Telles yerine İspanyol oynasaydı şüphesiz ki…”  sözü Mourinho gibi düşündüğünü düşündürüyordu Korkmaz’ın. “Riera’ nın Rusya’ya gittiğini söylemeyin, Korkmaz onu Türkiye’ de sanıyor” diyerek şakayla karışık karşılanmalı bence bu durum. Mourinho bütün bunları öğrenseydi kendisine gülenlere başka bir biçimde gülerdi de gazete yönetimi de aynı biçimde gülmüş müdür kendine.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...