06 Nisan 2014 00:01

Biz attık da sayılmadı mı?

 Biz attık da  sayılmadı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pek çok kişi gibi ben de Aziz Nesin’in ülke insanına ilişkin söylediği sözü anımsadım seçim akşamı. Kapatılacak iletişim ağlarının başında bulunan Facebook’taki anımsatma ise öz, ağır; ama acıtıcıydı: “Aziz Nesin yüzde 60 dedi, yüzde 100 haklı çıktı.” O böyle demişti ya öldükten sonra çok şey değişmiş, ülke bayağı bir gelişmişti (!). O nedenle oranın daha da yükselmiş olması kaçınılmazdır.
Son zamanlarda yaşanan Gezi direnişi, yolsuzluk hırsızlık savları, Ergenekon, Balyoz, paralel yapı olayları, türlü baskılara karşın yine de seçiliyorsa bunları yapanlar yüzde 60’ın bayağı bir artmış demektir. Söylemeye dilim varmıyor ama halk arasında bu tür olumsuzluklara alışkanlık ve yatkınlık da var demek ki. Çakma, çıkma bir dindarlık hem de. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın benciliği var diyeceğim; ama dokunan olmasa… Ya da devletin malı deniz yemeyen domuz vurdumduymazlığı sarmış her yanı. Bunlara geleneksel oy hırsızlığı da eklenirse.. Ama yine de biz attık da sayılmadı mı diye de düşünmeli bir.
Göt kılı olma isteğindeki kadından başlayıp başyöneteni gördüğünde kocasına duymadığı duyguları yaşadığını söyleyen başı örtülü; ama isteği açık kadından geçip karısını başyönetenle aynı yatakta görmekten mutluluk duyacağını söyleyen profesöre ve onun kılı kıpırdamamış karısına gelirsek o yüzde 60’ın nerelere gittiğini çok açık görürüz ki bunlar da seçim şaşkınlığından kurtarır; çözümü de başka yerde arama gerçeğine götürür bizi. Seçimin kolaylaştırılmasına en azından. Güvenli, hızlı ve eşitlikçi bir uygulamaya olmalı. Oy verip de çıkan ve yüzde 60’ın dışında olduğu düşünülen komşulara oy kağıdında bağımsızların olup olmadığını sorduğumda ayrımsamadıklarını söylemeleri buna bir neden bence. Görmemişler ya da görememişler. Doğrusu görülecek gibi de değildi. Adını ilk kez orada gördüğüm partiler olanca şıklığı ve görkemiyle adları ve simgeleriyle yer alırken uzun boylu kağıtta bağımsızlar boş bir yuvarlağın altındaki küçücük yazılmış adlarıyla yer almışlardı. Görmek ve okumak için büyüteç gerekiyordu desem abartı olmaz inanın. Bağımsızların haklarını yendiğini düşünüyorum açıkçası. Hiç değilse okuma özürlü insanlarımız için resim konmalıydı.
Bu seçimde daha çok yaşansa da her kez oy sayımında sorun olur. Sanırım bunu ve aynı zamanda azınlığın çoğunluğu yönetmesini önlemenin en iyi yolu iki aşamalı seçimdir, bu yoksul ülkeye yük olacak olsa da. En çok oy alan iki parti bir kez daha çıkmalıdır alana.
Ancak, insanlara bir kez daha umut olan; ama yine boşa çıkaran ana muhalefet diye adlandırılan partinin bu değişikliği istemesi; ama önce kendisine gelmesi gerekir. Sürekli sağa kayarak ve dine sığınarak bir yere varılamayacağını; ancak öykündüklerinin ekmeğine yağ süreceğini öğrenmesi gerekir. Sosyalist enternasyonale katılmanın sosyal demokrat olmaya yetmeyeceğini görmeli ve artık yönünü sola, tam sola döndürerek birleştirici, bütünleştirici bir kimlik edinmelidir. Kendi kadın milletvekiline pantolon giydiremeyen; ama türbanlı milletvekillerinin meclise girmesine demokrasi ve özgürlük gözlüğüyle bakan Atatürk’ ün partisinin gelecek seçimlerde cübbeli, sarıklı, asalı, sakallı milletvekillerini de buyur etmesinden korkulmaktadır açıkçası. “Yetmez; ama evet”  diyen akillerin bu ülkeye verdiği dokuncaları görmezden gelip “Olmaz; ama evet”çi yeni bir oluşum yaratma kuşkusu vardır bu korkunun içinde.
Ayrıca başyönetene “Sen kimsin?” deme aymazlığına düşmeyecek; “milletvekillerine güvenmediği için müsteşarını bakan yapma” eleştirisinde bulunurken başka partilerin kazanamamış ya da seçilmemiş adamlarını aday yapmayacak; başka partinin simgesine sığınmayacak bir genel başkan bulması gerekiyor ki kendi kimliğini değiştirip geliştirebilsin. Öylesine sağa yanaşmış bir parti için bunların beklenemeyeceğinin de ayırdındayım kuşkusuz. Hep söylediğim gibi umudun sosyalistlerin birleşmesinde olduğuna inanıyorum. Bunun  gerekliliği küçük ölçeklerde de olsa görülmüştür. Tunceli’de, Avanos’ta. Bu olmazsa, buna yanaşmayanların da yüzde 60 yükselmesinde, yeni Türkiye’nin gelişmesinde (!) önemli katkıları olacaktır. Bundan sonra da yapılması gereken ligin birincisi belli, ikincisinin kim olacağını tartışmaktır.
Aziz Nesin’ e saygıyla. Ve sevgiyle kuşkusuz… Ve üzüntüyle…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...