07 Aralık 2013 00:41

Usla konuşmalar

Usla konuşmalar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Akılla bir konuşmam oldu dün gece”  derken Hayyam aykırı düşünüşlerle yaşamı sorgular. Müziğin bilge kişisi Fazıl Say da Hayyam’ ın şiirini besteler ve başka besteleriyle birlikte “İlk Şarkılar” olarak Serenad Bağcan’ın sesi eşliğinde sunar dinleyicisine. Bilgisayarda çalışırken eksik etmediğim müziğimde şimdi Fazıl Say ve Serenad Bağcan ile İlk Şarkılar ‘ın  güzel şöleni var. Bu sıra onlar güdülüyor beni. Serenad Bağcan’ın sesine hiçbir diyeceğim yok; ama salt piyano olması; bana daha bir hoş gelecekmiş sanki. Bağcan’ın sesi piyanoya eşlik etseymiş hiç değilse. Kulağımdan girip beynimin beğenisine ulaşan müziğin gittiği yerde bıraktığı etkinin bendeki esintisi bu, bir eleştiri kesinlikle değil. Bilge adam bana kızarsa da katılırım, daha önce söylediği, karakolluk olduğu her sözüne katıldığım gibi.

Ülkenin çakma başkenti İstanbul’un iki yakası arasındaki bir hafta önce oynanan Kartal ve Kanarya arasındaki büyük ve ünlü ayaktopu karşılaşmasındakibir olayı kendi içimde tartışırken Hayyam’la Fazıl Say’ ı anımsadım ve onları da katayım istedim yazıya. Ben de usumla konuşuyordum çünkü. Onlardan esinlendim de diyebilirim.

Oyunun bir yerinde Kartal’ın Karası ile Kanarya’nın Sarısı iki topçu birbirlerinin eteklerinden tutmuşlar topun ardından koşar gibi yaparken  bir engelleme yarışı içindeydiler. Amaç topu almak, hiç değilse diğerine kaptırmamaktı. Onlar itiş kakış içinde koşamazlarken toptan da uzaklaşmışlar ve topun yerine dışarı çıkmışlardı.  Ancak, görüntüye göre çeken Kara oğlanın değil  Sarı’ nın düşmesi, çekenin ayakta kalması gerekirken, tam tersi oluyor, Kara düşüyor,  Sarı  ayakta kalıyordu. Ayrıca top özgürlüğü seçip alıp başını gidiyorken engelliyor gibi görünen Kara’nın Sarı’ yı bırakıp topun peşine takılması gerekiyordu; ama yapamıyordu. Sarı da Kara’yı çekiyordu çünkü. Bu durumda Sarı’nın çekilerek düşürülmesi fizik kurallarına tersti. Oysa toptan ayrı düşüp sarmaş dolaş giderlerken Sarı, tuttuğu yerden hem aşağıya doğru bastırırken; hem de kendisine çekerken Kara’nın düşmesi daha bir olağandı. Öyle de olu-yor Kara yerde kalıyor, Sarı ayakta el kol sallamaları ve çene oynatmalarıyla suçluluğunu gizlemek için çırpını-yordu. Hiçbir şey yapmamışı oynuyordu yani. Kara ise oldukça rahat, etek eteğe bir savaşımı kazasız sonlandırmış olmanın yorgunluğuyla soluklanıyordu yattığı yerde.Koşa koşa gelen en büyük Sarı Siyah adam da, en küçük bir devinime ve sese Toma’larla, biber gazıyla karşılık veren güçlerin tersine yerde yatana ikinci sarı kartını gösteriyor ve oyun alanının dışınaçıkmış olan adam orada kalıveriyordu.

Olayın ayrıntısını, ben ve bütün yorumcular yavaşlatılmış çekimlerde ancak görebiliyorduk. Yani Sarı’ nın Kara üzerindeki ağırlığını. Dördüncü denilen yardımcının gözünün önünde geçen olayın bu ayrıntısını Sarı Siyah adamın görme olasılığı ve de olanağı olmayabilirdi. Ama ya dördüncünün.. Aslında bilimin kol gezdiği bir dünyada görmemek de olamazdı, olmamalıydı. Sarı Siyah’ın, olayı izlerken Kara’nın çekildiğini fizik kurallarını düşünerek çözmesi gerekirdi. Koşarken usuyla bir konuşması olmuştur onun da kuşkusuz. Olmadıysa da olmalıydı. Sarı’nın yeşil alandaki duruşun da, duramayışın da çok bilinen bir gerçek olduğunu düşünerek olayın ruhbilimsel boyutunu da eklemeliydi sorunun çözümlenmesine. Olayın ardından el kol sallamaları, çene oynatmaları suçluluk duygusunun çığırtkanlığı olarak değerlendirilmeliydi yani. O sarıyı Sarı oğlan görseydi…

Ve sessiz olan bir kez daha yeniliyordu böylece. Dördüncü de susmuştu üstelik. Bütün bunlardan sonra birileri çıkıp da birinciden sonuncuya  dek o konuşamayan sarı siyahların kötü bir düşüncesi olmadığını söylerse... Yalancıdır. Korkaktır.

Ulaştığım yorumcular, uygulamanın yanlışlığı konusunda ve nedeninde aynı görüşteydiler; ama çözümde yine ayrı düşünüyorlar, değişik çözümler öneriyorlar, her zamanki gibi anlaşılmaz bir çelişki yaratıyorlardı. Bu durumda en iyisi ben gideyim ussal konuşmalarımı sürdüreyim. Arkası gelecek çünkü bu çelişkilerin. Açayım Fazıl Say’ ın İlk Şarkılar’ını, dinleyeyim Hayyam’ ın akılla konuşmasını…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...