07 Ağustos 2013 16:50

Rojava, Kürtler ve ulusal kongre

Rojava, Kürtler ve ulusal kongre

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de siyasi iktidar komşularla sıfır sorun söylemiyle sıfır komşu noktasına gelmiş bulunmaktadır. Dış politikalarımızı belirleyen ve tüm komşularla savaş noktasına bizi getiren ana unsurun bitmek bilmeyen Kürt karşıtlığı olduğu bilinen bir gerçekliktir. Öyle ki, Kürt karşıtlığı bugün Türkiye’yi Rojava’da, çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden acımasızca sivil katletmekten çekinmeyen eli kanlı bir çete örgütü olan el Nursa’nın destekçisi durumuna getirmiştir. Ramazan ayı olmasına rağmen insanlığı doğrayan bu eli kanlı seyyar ve para karşılığı çalışan çetenin Türkiye’den silah ve lojistik destek aldığı, sınırların fiilen, bu seyyar insan doğrayıcıları için ortadan kalktığı, hatta başta Antep olmak üzere Türkiye’nin değişik kentlerinde toplantılar yaptığı her gün basına düşmektedir. İslam maskesi takmış el Nursa çetesi Esad’la savaşmayı bırakmış, Kürtlere saldırmaktadır. Kürtlerin oluşturdukları özyönetimlerini yıkmaya ve Rojava devrimini ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.
Eli kanlı çete her gün hesapsızca sınırdan, silahlarda dahil olmak üzere tüm gereksinimlerini Türkiye’den karşılayabiliyor iken, Türkiye Kürtlerinin kardeşleri olan Rojava Kürtleri için yapmak istedikleri insani yardımlar bizzat Türkiye yetkilileri tarafından açıkça engellenmektedir. Yardımlar günlerce sınırda bekletilmektedir. Maalesef bunu yapan siyasi iktidar diğer taraftan Newroz’da Öcalan’ın verdiği mesajla startını alan kendi içinde bir barış ve çözüm projesini de yürüttüğüne ve bunda samimi olduğuna bizleri inandırmak istemektedir. Gerilla güçlerinin Kandil’e çekilme süreci tamamlanmasına rağmen hâlâ çözüme yönelik hükümetin attığı bir tek adım gerçekleşmemiştir. Türkiye’de öteden beri var olan hakim anlayışın, ‘Kürde hiçbir hak vermeyeceksin, vermek zorunda kalırsan da içini boşaltarak ver’ şeklinde olduğu bilinmektedir. Ancak Türkiye siyasi iktidarı 21. yüzyılda Kürtlerin kendilerini Ortadoğu’da bir yıldız gibi var edecek hem konjonktürel hem de öznel ve nesnel koşulların sahibi olduğunu hâlâ görmek istememektedir. Kürtler geçmişteki Kürtler değildir. Kürtler kendini hızla örgütleyen bir örgütlülüğe ve bilinç düzeyine ulaşmış bulunmaktadırlar. Çok değil, iki yıl öncesinde Kürtlerin Rojava’da bir devrim gerçekleştireceği, kendi bölgelerinde kendi özyönetimlerini kurup kendilerini yönetecekleri söylenseydi, bunun bir hayal olduğu iddia edilirdi. Oysa bugün hali hazırda yaşanan durum gerçek bir devrime işaret etmektedir. Türkiye, Kürtlerin gelmiş olduğu bu düzeyi görmeli ve artık Kürtlerle beraber ve komşu olarak yaşamaya kendini alıştırmalıdır. Türkiye’nin en uzun kara sınırının yakın bir gelecekte Kürtler ve Kürdistan’la olacağı fikrinin kabulünün Türkiye’nin kesinlikle çıkarına olduğu anlaşılmalıdır.
Bilinmelidir ki, her halkın kendini yaşadığı topraklarda yönetmek istemesi meşru bir haktır. Burada yaşayan halk nasıl yaşayacağına, nasıl bir statüde yaşayacağına bizzat kendisi karar vermelidir. İnsanlığın biriktirdiği insani ve evrensel değerlerde bunu dayatmaktadır. Geçmişte Kürdistan’ı parçalayıp yöneten egemen güçlerin artık Kürtleri dar grupsal çıkarlarla kandırıp birbirlerine saldırtma politikaları sonuç vermeyecek bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Kürtler eski Kürtler olmadıklarını egemenlere ispatlamaktadırlar. İşte tam da böylesi stratejik bir dönemde Hewler’de Kürt Ulusal Kongresinin, içinde bulunduğumuz bu ay içerisinde toplanması kararı tarihi bir aşamaya geldiğimizin açık bir ifadesi durumundadır. Ulusal kongrede Kürtler her parçada nasıl bir statüde yaşayacaklarını, yaşamak istediklerini dost düşman herkese deklare edeceklerdir. Kürtler büyük bir Kürdistan hayali kurmadıklarını ancak bulundukları bölgelerde kendilerini de yönetmek istediklerini defaatle ifade etmişlerdir. Ayrıca Kürtler bu kongrede bir parçaya yönelik saldırıyı tüm Kürtlere yapılmış gibi ortak bir refleksle karşılayacaklarını açıkça karar altına alıp, ilan etmelidirler. Hiçbir koşulda Kürtler birbirine silah doğrultmayacaklarını açıkça ifade etmelidirler. Bu konferans, Kürtlerin 21. yüzyılın Ortadoğu’da parlayan yıldızı olacağının birlik ve olgunluğunu dünyaya göstermelidir. Bu anlamda kongrenin hazırlık çalışmalarının kapsayıcı ve derinlikli olma gereği önemlidir.
Herkesin bayramını tebrik ediyor, bayramın coğrafyamızda barışa vesile olmasını  diliyorum.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...