20 Temmuz 2014 09:28

Müslümanlar, Mevlana ve iş güvencesi

Mevlana’nın bir sözü vardı, 'Bu müslümanlara desek ki birazdan Timur burada olacak, sizi kıyım kıyım doğrayacak, yine de yaşantılarını hiç bir şey olmayacakmış gibi devam ettirirler.' Biz de bu memura desek ki bir torbaya geleceğimizi koymuşlar önümüze de sandık koymuşlar, yine de yaşantılarını devam ettirmeye çalışırlar.

Müslümanlar, Mevlana ve iş güvencesi
Paylaş

Mustafa GÜVEN

Mevlana’nın bir sözü vardı, “Bu müslümanlara desek ki birazdan Timur burada olacak, sizi kıyım kıyım doğrayacak, kadınlarınıza kızlarınıza kötülük edecek vb. “ yine de yaşantılarını hiç bir şey olmayacakmış gibi devam ettirirler”.
Biz de bu memura desek ki kamuda taşeronlaştırma artacak, iş güvencemiz adım adım kaldırılacak, bir torbaya geleceğimizi koymuşlar önümüze de sandık koymuşlar, yine de hiç bir şey olmamış gibi olmayacak gibi yaşantılarını devam ettirmeye çalışırlar. Güler misin ağlar mısın? Mış gibi yaşamak bu olsa gerek.
Ben buna kızmıyorum ama keşke görmeyince olanlar olmamış olsa keşke hep rutin huzurluymuş gibi yaşayabilsek. Hep standart, karın tokluğuna, ölmeden öldürmeden, rahatça şükredebilsek Dünya nimetlerine… O kadarda kötü değil hani.
En azından “mış” gibi. O da yetiyor ya.
İş güvencemiz varmış gibi, insanca bir ücret olmasa da idare ediyormuş gibi,
çocuklarımızın geleceği varmış gibi hiç savaş yokmuş gibi, başımıza hiç bir şey gelmeyecek gibi...
Mış gibi yaşamak süper bir şey.
İstediğin her şey varmış gibi tasavvur edebildiğin gibi olan birçok kötü şeyi de yok sayabiliyorsun.

Eskiden iftar topu atılırdı ya Ramazanlarda herkes sofra başında dakikaları saatler gibi sayardı.
Top sesini duyar duymaz biz çocuklar saldırırdık sanki oruçluymuşuz gibi, herkesten daha iştahlı mutlaka…
Büyükler uyarırdı yavaş yavaş yiyin, su için önce felan...
Mutlu gibiydik sanki çünkü herkesin sofrası yeryüzü sofrası gibiydi.
Konu komşu olmadan lokma boğazdan geçmezdi.

Şimdi…
Komşun açken tok
Komşun ölürken mutlu
Komşun savaşırken barış içinde…
Gazsız mazsız huzur içinde…
Yeter ki nazar değmesin inşallah…
mış gibiyiz yani!

İşyerinde…
Yanımızda binlerce taşeron çalışmıyormuş gibi
Hatta onlardan kendimizi daha üstün görmüyormuşuz gibi.
Bir işyerinde iki ayrı Dünya kurulabilir mi?
Ayda bin lira alan taşeron işçi ile 2-3 bin lira alanın
Sofrası muhabbeti aynı olabilir mi?
Aynıymış gibi yapıyoruz da onlarda bizi idare ediyor.
Ne onların kira derdi, okul masrafı
Çocuklarının hayatın ta başında mağlup başlamları…
Hatta taşeron Rojava’da olmadığı için hemen yanıbaşımızda olduğu için
gözümüzle gördüğümüz çalışma arkadaşımız olduğu için
böyle Ramazanlarda bayram önceleri yardım toplayıp felan veriyoruz
Mutlu ediyor, mutlu oluyoruz
Nazım’ın Abidin’e sorduğu mutluluk bu muydu acaba diyesim geliyor.
Aslında onlardan fazla çalışmıyoruz, biliyoruz ama haketmiş gibi yapabiliyoruz.
Her türlü sınıfsal, geleneksel, statüsel ve raslantısal önceliğimizi bir hakmış gibi görüyoruz.
Sadaka veriyoruz ama sadaka toplumu da istemiyoruz.
Lanetliyoruz…
Fakirlik eşitsizlik yokmuş gibi ya da bizim içinse hakmış gibi yapıyoruz.

İşgüvencemize sahip çıkmak istiyoruz
Her yanımız saran kuşatmayı görmezden geliyoruz
Bu yılan bize dokunmaz diyoruz, bin değil beş bin yıl yaşasın diyoruz
İşsiz mi taşeron mu okusaydı diyoruz
Bazen özelleştirmeyi savunuyoruz, ama çocuklarımızı KPSS dershanelerine gönderiyoruz.
Sisteme o kadar güveniyoruz ki!
Çocuklarımız için bile mış gibi yapıyoruz
Sanki onların geleceği bu düzende varmış gibi

Liberal ekonomiyi, serbet piyasayı, girişimciliği savunuyor
Ama işgüvencemize dokunulmasın istiyoruz

Trafik kurallarında hep Almanya’yı öykünerek anlatan ama kendisi Türkiye’de kırmızı ışıkta geçen Almancı gibiyiz bazen,
Kendine Müslüman…
Acaba herkes kendine müslüman olunca komple müslüman olmuş mu oluyoruz?
Yani kendi halinde
Böyle iyi yani Allah daha beterinden saklasın, çoluğumuzu çocuğumuzun başına bir şey gelmesin
Birikmişimiz varsa bir kooparatif evi gibi onuda çocukların okulu, düğünü felan
Hep aynı plan, aynı düzen aynı oyunu herkes oynamıyor muş gibi

Bir işyeri toplantısında emekliliğini hak etmiş olanların yoğun olması nedeniyle
Çocuklarına kaç yıl bakabileceklerini sormuştum, neden dediler
Bu işkanunu ve kamu reformu anlayışına göre çocuklarınızın emeklilik hakkı yok
Eeeeeeeee dediler tabi,
Yani çocuklarınız kadar yaşayabilir misiniz ?
Yüzlerini ekşiterek baktılar olmaz öyle şey der gibi..
Her zaman onlara kol kanat gerebilir misiniz dedim.
Geremeyiz
Şimdi hak etmiş olduğunuz emeklilik hakkından onlar faydalanamayacak
Aynı çalışma koşullarında ve  aynı haklardan da, iş güvenceleri zaten olmayacak.
Hüzünlü gülüşmeler olmuştu.
Onları greve katmak için çocuklarının geleceğini kullanmak zorunda kalmıştık.
Evet çocuklarınızın işgüvencesi varmış gibi yapabilir misiniz ya da güvenli sağlıklı bir geleceği, en azından asgari kim garanti edebilir?
Sanki bu ülkede faşizm yok demokraside yaşıyor muş gibi yaşamaya devam mı edeceğiz

Sadece sendikaya üye olunca örgütlüymüşüz gibi yapmak var bi de
Sendika ne yapıyor, büyüklerimiz abilerimiz ne yapıyor?
Taşeronlar bunu soruyor…
Şimdi emekçiler bunu soruyor

İşin garibi işgüvencesi olduğunu zannedenler yani memurlar örgütlü olmaktan korkarken, güvencesi olmayanlar sendikalaşmak için çıkar yol arıyorlar
Örgüt en korkunç kelimeymiş gibi yapıyoruz
Örgütlü olmak geri bir tutummuş gibi, boş işlermiş gibi,
Böyle güvenli gibi hiçbir şey olmayacak gibi her şeyin hayırlısı inşallah..

Bizim mahalleye huzursuzluk uğramıyor gibi,
Hayat yine rutin kendi minvalinde akıyormuş gibi,
Kamu emekçisi rutin, sade yaşamın makine dişlisi pili bitmeyecek bir robot gibi.
İş güvencemiz bitmek üzere olan bir pile benziyor, kamuda taşeronlaştırma, güvencesizleştirme arttıkça bu robotun pil ömrü kısalıyor ama biz pilimiz bitmeycekmiş gibi yapıyoruz?
Örgütlülük lazım, grev lazım, genel grev ve direniş.
Sanki bunlar ihtiyaç yokmuş gibi mi yaşamaya devam mı edeceğiz.
Varmış gibi mi  yaşayacağız yoksa var etmek için mücadele mi edeceğiz.
Sendikalar var mı yoksa varmış gibi yapmaya devam mı edecekler.

ÖNCEKİ HABER

Pasaport, IŞİD ve Türkiye: 10 soru 10 cevap

SONRAKİ HABER

O su o camiden gelecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa