01 Temmuz 2014 06:00

Mem û Zîn’e teatral yorum

Mem û Zîn’e teatral yorum
Paylaş

Vecdi ERBAY
Diyarbakır

 
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, sezon sonuna doğru Êhmedê Xanî’nin”Mem û Zîn” eserini sahneye taşıyarak tiyatro izleyicisine güzel bir sürpriz hazırladı. Mekan tiyatrosu olarak tasarlanan ve sahnelenen oyun, izleyici için de yeni bir deneyim oldu. İzleyicinin bu deneyimden gayet memnun kaldığı, sezon finalinde Cemilpaşa Konağı’nı doldurmasından da anlaşılıyor.   

İKİ YARATICI İSİM
Kürtçeye telif şiir ve öyküleriyle olduğu kadar çeviri kitaplarıyla da katkıda bulunan Kawa Nemir, dilini sadeleştirdiği Mem û Zîn’i  -kendi yorumunu ekleyerek, ama asıl metne zeval vermeden- yeniden yazmış.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Rüknettin Gün ise, Kawa Nemir’ın yazdığı oyunu sahneye koyan isim. Rüknettin Gün, bugüne kadar çok güzel oyunların sahnelenmesine öncülük etti. Deneysel olarak nitelendirilebilecek kimi oyunları (Antigone, gibi) Şehir Tiyatrosunun repertuvarına almasını ise, ufkunun genişliği ile ilişkilendirmek mümkün.
Kawa Nemir’ın esas metne sadık kalarak dilini sadeleştirdiği Mem û Zîn, herkes tarafından anlaşılır hale getirilmiş. İnsanları salona çekmek için bir avantaj bu. Öte yandan kurallı-kafiyeli yazılmış bir şiirden, içinde diyalogların da olduğu, hatta küçük ve Mem û Zîn’i bilenleri, büyük değer biçenleri rahatsız etmeyen esprilerin yerleştirilmesi bile tek başına başarı.
Oyunu yönetme işini üstlenen Rüknettin Gün masasına konan teksti incelerken ne kadar müdahale etti bilemem. Ama teksti oyuncular ve oyunu sahneleyeceği mekanla birlikte değerlendirdiği mutlak. Çünkü ne kurguda, ne oyunculuklarda ne de mekanın kullanılmasında rahatsız edici hiçbir sorun yok.

MEKAN TİYATROSU
Oyunun mekan tiyatrosu olarak tasarlanmış olmasından özellikle söz edilmeli. Mekan tiyatrosu bilebildiğim kadarıyla modern Kürt tiyatrosu için bir ilk. Görkemli Cemilpaşa Konağı oyunun başlıca kişilerinden biri. Geniş avlusu, balkonları, kapıları oyunun başlamasıyla birlikte müthiş bir görsel şölen sunuyor. Birçok sahne, mekanın katkısıyla, izleyicinin hafızasına kazınıyor adeta. Damdaki erbane dinletisi/gösterisi gibi…
Cemilpaşa Konağı’nın avlusunu dolduran izleyicilerin bir kısmı gibi ben de çimenlere oturmak durumunda kaldım. Oyunu izlemekte biraz zorluğa neden olsa da, çimenlere oturup oyunu izlemenin keyfi ayrıca güzeldi.
Şunu da belirtmekte yarar var: Yıllarca atıl kalan tarihi konağın restore edilmesi, şehir müzesi görevini üstlenmesi ve benzer etkinliklere ev sahipliği yapacak olması, kültür sanat ortamının geleceği konusunda umut verici.

OYUNCULAR, ŞARKILAR, ŞİİRLER…
Oyunun mekanla birlikte kurgulanması ve mekanın görsel şöleni nedeniyle oyunculuk yeteneğini/birikimini (özellikle ilk bölümde) doyasıya sergileme fırsatı bulamıyor oyuncular. Oyunun kötü adamı Bekir ve Bey rolünde Kemal Ulusoy, metnin verdiği görev nedeniyle, diğer oyunculara göre biraz daha öne çıkıyorlar ve işlerini hakkıyla yerine getiriyorlar.
Komedyen olarak hafızamızda yer edinen Mesut Erenci, Anlatıcı rolünde çok iyiydi. Şiirleri okurken sergilediği performansı kıskanmamak mümkün değil.
Mem’i Ali Tekbaş, Zîn’i Zelal Gökçe oynuyor. İkisinin de iyi müzisyen olduğunu biliyoruz. Verilen rolü hakkıyla oynadılar. Ama oyuna asıl katkılarını söyledikleri şarkılarla Mem û Zîn eserine müthiş bir tat katarak sergilediler. Şarkıların sözlerini Şair Şexmûs Sefer’in yazdığını, müziklerini Tekbaş ve Gökçe’nin hazırladığını da hatırlatmak gerekiyor.
Serhat Kural ve Yeşim Coşkun’dan da söz etmek gerekiyor. Deneyimli ve yetenekli bu iki dansçı övgüyü hak ediyor. Cemilpaşa Konağı’nda sergiledikleri dans performansı, düşsel/büyülü bir atmosfer yarattı.   
Yaklaşık sekiz ay süren bir hazırlıktan sonra sahnelendi Mem û Zîn. Oyunun yazım süreciyle birlikte, şarkıları, kastı, dekoru, kostümleri hazırlamak; 62 oyuncuyla iki saatlik bir oyunun provalarını yapmak; Cemilpaşa Konağı’nı hakkıyla değerlendirmek için sekiz ay kısa bir süre aslında. Mem û Zîn metninin zenginliği, projenin olanakları ve ekibin birikimi birlikte değerlendirildiğinde, oyunun kendini sürekli yenileyeceğini düşündürüyor. Sonbaharda başka bir Mem û Zîn sahnelenirse şaşırmamak lazım.

ÖNCEKİ HABER

Messi, Shakiri\'ye karşı

SONRAKİ HABER

Temmuzun ‘Başka’ filmleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...