Depremzedeler ölüm orucuna başladı!
Depremden sonra konteyner kentlere yerleştirilen depremzedelerin elektrik ve sularının kesilmesine karşı başlattıkları açlık grevinin 17'nci gününde, 20 depremzede ölüm orucuna girdi. Tüm başvurularına rağmen yetkililerin konut sorunlarını çözmediğini belirten depremzedeler, sesleri duyulana kadar ölüm orucunu sürd&uu
Depremden sonra konteyner kentlere yerleştirilen depremzedelerin elektrik ve sularının kesilmesine karşı başlattıkları açlık grevinin 17'nci gününde, 20 depremzede ölüm orucuna girdi. Tüm başvurularına rağmen yetkililerin konut sorunlarını çözmediğini belirten depremzedeler, sesleri duyulana kadar ölüm orucunu sürdüreceklerini vurguladı.
Van'da yaşanan depremlerin üzeriden 2 yıl geçmesine rağmen konteyner kentlere yerleştirilen depremzedelere verilen sözler yerine getirilmediği gibi, afet sonrası yerleştirildikleri konteynerlerden valilik kararıyla elektrikleri kesilerek, zorla çıkarılmak isteniyor. Buna karşı açlık grevine giren Anadolu Konteyner Kent’te yaşayan depremzedelerin başlattığı açlık grevi eylemi 17'nci gününde girdi. Dönüşümlü olarak devam eden açlık grevinin bittiğini ve 20 kişi ile birlikte ölüm orucuna girildiğini belirten depremzedelerden İsa Gören, açlık grevine başladıkları tarihten bu yana devletin hiçbir yetkili kurumunun gelip hallerin sormadığını ifade etti.
‘ÇOCUKLARIMIZI OKULA GÖNDERMEYECEĞİZ’
Bugünden itibaren ölüm orucuna girdiklerini belirten Gören, “Burada bulunan 20 kişi ile alınan ortak karar sonucunda ölüm orucuna başladık. Ölsek dahi buradan kalkmayacağız. Verdiğimiz kararın arkasındayız. Valilik açlık grevine girdiğimiz günden beri gelip hiç sormadı. Çözüm bulmak yerine sessiz kalmayı tercih etti. Bizi insan yerine koymadı. Edremit’te oturan vali her gün buradan geçmesine rağmen bizi görmemezlikten geliyor” dedi. Hiçbir siyasi görüşe sığınmadan sadece çocuklarının geleceği için ölüm orucuna girdiklerini dile getiren Gören, çocuklarını okula göndermeyeceklerin söyledi. Gören, bu soruna çözüm bulununcaya kadar ölüm orucunda kalacaklarını, devletten tek isteklerinin sadece konut olduğunu dile getirdi. Gören, “1 milyon Suriyeliye elektrik, su ve ayda 600 Dolar verebiliyorsunuz da burada yaşayan 120 aileye bakamıyor musunuz? Bu bize karşı bir kin ya da nefret mi? Devlet ne yapmaya çalışıyor” dedi.
‘ÇÖZÜM BULUNANA KADAR VAZGEÇMEYECEĞİZ’
20 arkadaşı ile birlikte toplu olarak ölüm orucuna girdiklerini açıklayan Gülten Turgut ise dönüşü olmayan bir karar verdiklerini ve soruna çözüm bulunana kadar vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Turgut, “Devletten çok fazla bir talebimiz yok, sosyal bir konut dışında bir şey istemiyoruz. Suriye’de göç eden 100 binlerce kişiye bakan devlet burada yaşayan bir avuç kişiye bakamaz mı? Vali her tarafa yardım ederken, bizlere neden yardım yapmıyor. Neden gelip çektiğimiz sefaleti görmüyor” dedi. Turgut, çocuklarını bıraktıklarını ve barakada ölüm orucuna girdiklerini, çözüm bulunana kadar eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
3 HAFTALIK BEBEK YOĞUN BAKIMDA
Karanlığın 24’ncü gününe, açlık grevinin ise 17’nci gününe girdiklerini dile getiren bir diğer depremzede Osman Yavuz ise hiçbir resmi kurumun gelip sorun ile ilgili çözüm üretmediğini belirtti. 16’ncı günün ardından ölüm orucuna başladıklarını vurgulayan Yavuz, “9 kadın, 11 erkek arkadaşımızla ölüm orucu kararı alarak buraya kendimizi kilitledik” diyerek, bu sorunlara çözüm bulununcaya kadar süresiz ölüm orucuna son vermeyeceklerini dile getirdi. Yavuz, “Çocuklarımızla irtibatı kestik, hiçbir çocuğa bakmıyoruz. Zaten çocukların bir çoğu astım, bronşit ve benzeri bulaşıcı hastalıklarla kırılıyor. Yoğun bakımda ve hastanede yatan bir çok çocuk var. 3 haftalık bebek yoğun bakımda” dedi.
İki yılı aşkın süredir konteynerde kaldığını dile getiren Abdurrahman Altıntaş ise kalbinin pille çalışmasına rağmen burada yaşanan mağduriyete dikkat çekmek için gönüllü olarak ölüm orucuna girdiğini söyledi. Evi ve yeri olmadığını belirten Altıntaş, sorunlarına çözüm bulununcaya kadar ölüm orucunda kalacağını dile getirdi. (Van/DİHA)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
