BAYETAV Raporu: Z kuşağı 'ortada' konumlanıyor
Bayetav’ın Bahar 2025 İzmir Barometresi, gençliğin umutsuzlukla örülü gündelik yaşamına rağmen siyasallaşan ve değişim talep eden bir öznellik geliştirdiğini ortaya koyuyor.

Fotoğraf: Evrensel
Merve Tur
[email protected]
Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) İzmir Barometresi Bahar 2025 Raporu, gençliğin içinden geçtiği toplumsal ve ekonomik baskıların onları hem politik hem de bireysel düzeyde yeni özneleşme biçimlerine yönelttiğini gösteriyor. Raporda, geleceğe dair karamsarlık ve ülkeden kopma eğilimi yaygın olsa da değişim talebi ve umut hâlâ canlılığını koruduğu belirtiliyor.
Günümüzde sıklıkla apolitikleştiği iddia edilen gençliğin 19 Mart sonrası sokaklara çıkışı, bu yaklaşımın sorgulanmasına yol açmıştır. Bu çıkış, farklı siyasal pozisyonlar tarafından hem olumlu hem de olumsuz biçimlerde değerlendirilmiştir.
Yeni milliyetçilik ve sivil yansımaları
Raporda, yükselen yeni milliyetçilik, “sivil bir milliyetçilik” olarak tanımlanmaktadır. Bu anlayış, farklı kimliklere yönelik ayrımcı dil kullanımından imtina etmemekte, özellikle Kürt karşıtlığı üzerinden şekillenmektedir. Bu yaklaşımı benimseyenler, kendi pozisyonlarını “kıvamında milliyetçilik” olarak nitelendirmektedir.
Örneklemin yüzde 52,1’i erkek, yüzde 47,9’u kadındır.
Gençliğin kendi gözünden tanımı
Rapor, gençlerin kendilerini tanımlama biçimlerine dair önemli veriler sunmaktadır:
- “Doğduğumuz hayattan çıktığımız an gençlik başlıyor. Kendi hayatımızı kurduğumuzda.”
- “Ayağına bir gülle bağlanıp denize atılmış, yukarıya çıkıp nefes almaya çalışan kişi gençtir.”
- “Genç olduğumuzu fark ettiğimizde aslında ne kadar güçsüz, zayıf ve yalnız olduğumuzu görüyoruz. Umutla umutsuzluk arasında gidip gelen bir yerdeyiz.”
Bu ifadeler, gençlerin kimlik kurma süreçlerinde hissettikleri yalnızlık, kırılganlık ve güvencesizlikle biçimlenmiş bir gençlik deneyimine işaret ediyor.
Z kuşağına yönelik algılar ve direnç
Gençlerin sıklıkla “tembel” ya da “her şey elinin altında olan” bireyler olarak etiketlenmesi eleştirilmekte; bu yargıların kendilerini anlamaya yönelik bir çaba taşımadığı vurgulanmaktadır:
- “Kendimizi keşfedecek ekonomik özgürlüğe sahip değiliz.”
- “Hayatta kalabileceğim bir meslek seçmeye zorlanıyorum, hayalini kurduğum değil.”
- “Dünyayı görüyoruz ama ulaşamıyoruz.”
- “Gençliğimizi yaşadığımızı düşünmüyorum. Politikayla fazla iç içeyiz çünkü hayatta kalmak için mecburuz.”
Geleceksizlik, kuşaklararası gerilim ve umutsuzluk
Gençler, kendilerini önceki kuşaklardan daha güvencesiz hissediyor:
- “Annem yoksulluk gördük diyor, ama onlarınki geçiciydi. Bizimki ise hiç geçmeyecek gibi.”
- Hayat pahalılığı ve ekonomik eşitsizlik, kuşaklar arasında derin bir kopuşa neden oluyor.
Barınma, geçim ve mekânsal dışlanma
İzmir’de yaşamaya çalışan gençlerin barınma koşulları son derece zorlu:
- “1+0 evde yaşıyorum, 8.500 TL kira ödüyorum, okula gidemiyorum çünkü çalışmak zorundayım.”
- “Rutubet, böcek, ısınamama sıradan durumlar. Aile desteği olmadan hayatta kalınmaz.”
- “Paramız olmadığı için yağmurlu havalarda bile dışarda kalıyoruz. Para harcamadan oturabileceğimiz kapalı alanlar yok.”
İzmir’de özgürlük söylemi ve çelişkili deneyimler
Katılımcıların bir kısmı İzmir’in özgürlükçü kimliğini sorgulamakta:
- “Demokrat ama kimin için? Kürtçe duyunca özgürlük bitiyor.”
- “İzmirlileşmişsen rahatsın. Ama kimliğini ifade etmeye çalışıyorsan İzmir cehennem olabilir.”
- “Bu ülkeyi seviyorum ama bir gün gitmek zorunda kalabilirim. Umudum var ama umudum tükenirse de gideceğim.”
Gençlerin hayal kırıklığı, sevdikleri ülkeye dair açık bir gelecek tahayyülünün eksikliğiyle birleşerek derin bir ruhsal kopuşa neden oluyor.
Gençliğin siyasete yaklaşımı ve 19 Mart sonrası
Gençler “apolitik” olmakla suçlansa da rapor tersini gösteriyor:
- “Biz apolitik değiliz, sadece parti siyasetini takip etmiyoruz.”
- “Sahaya ilk çıkan bizdik. Politik bilincimiz var ama hep korkutularak büyütüldük.”
- “İlk defa bir şey talep ettik. Sadece siyasette değil, yaşamda da özne olabileceğimizi fark ettik.”
Siyasal konumlanış: Ortada duran gençlik
- İzmir’de 18–29 yaş arası gençlerin yarısından fazlası kendini “ortada” olarak tanımlıyor.
- Zafer Partisi seçmenlerinin yüzde 75’i de kendisini sağda değil, “ortada” konumlandırıyor.
Sol görüşe en yakın grup 60 yaş üstü olurken, gençlerde net bir yönelme değil, “ortada durma” eğilimi dikkat çekiyor.
Evrensel'i Takip Et