30 Nisan 2025 11:55

Kamu işçisi harekete geçmek istiyor: 1 Mayıs başlangıcımız olsun

Ankara'da 5'inci Ana Bakım ve Dikimevi Fabrikasında çalışan kamu işçileriyle kamu çerçeve protokolü görüşmelerini ve 1 Mayıs'ı konuştuk.

Kamu işçisi harekete geçmek istiyor: 1 Mayıs başlangıcımız olsun

Fotoğraf: Evrensel

Can Eğri
[email protected]


Ankara — Kamu iş kollarında çalışan 600 bine yakın işçinin ücret zamlarını ve sosyal haklarını ilgilendiren KÇP (kamu çerçeve protokolü) görüşmeleri sürüyor. İki aydan uzun süredir hükümet sessizliğini korurken sendikaların da bekleyişi işçilerin tepkisini büyütüyor. Gazetemiz aracılığıyla kamu işçileri çok defa taslaktan beklentilerini dile getirdi. Biz, 5'inci Ana Bakım ve Jandarma Dikimevi Fabrikasında çalışan işçilerle 1 Mayıs'ı tartışıyoruz.

Fabrikanın yüzde 90’ı ek iş yapıyor

Bir araya gelebildiğimiz işçilerin anlattıklarında nice örnek var. Tekstil, iş makineleri, taksi, ev temizliği… Hafta sonları, resmi tatiller, gün sonu ek mesai yapan, yevmiyelik işlerde çalışan yüzlerce askeri iş kolu işçisi. Konuştuğumuz kamu işçisi de bu süreçten bahsediyor: “Dikimevi Fabrikasında çalışan işçilerin çok büyük bir kısmı konfeksiyoncudur. Yevmiyeli iş veren tekstil WhatsApp gruplarına bakın, yüzlerce arkadaşımızı görürsünüz. Ek iş bulundu mu adeta sevinçle karşılıyoruz. Bizi bu hale getirdiler. Ücretler 35-42 bin TL aralığında. Çocuğu olan, ev geçindiren kimseye yetmeyecek bir ücret. Savunma Türkiye’de sürekli değerlenirken bizim halimiz bu. 1 Mayıs için de sendikanın tek bir dediği olmadı. Çoğu arkadaşımız nerede çift yevmiyeli iş bulurum diye değerlendiriyor 1 Mayıs’ı” diyor.

“İlgisizlikten mi? Zorunluluktan mı?​” diye soruyor başka bir askeri iş kolu işçisi. İkisinin de etkin olduğunu düşünüyor işçiler. Taslağın belirlendiği böyle bir süreçte kamu işçilerinin sokaklarda olmaması, sendikanın hareketsizliği 1 Mayıs’ın da yeterince anlaşılmamasının temel sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.  

‘Bekleyerek mi kazanacağız?​’

‘Güçlü bir tepki göstermedikçe finalde yine biz ezileceğiz” diyen kamu işçisi taslakla hükümetin politikaları arasında büyük bir açı farkı olduğunun altını çiziyor: “Taslaktaki zam beklentimizin çok altında zamlar yapılıyor diğer iş kollarında. Geçtiğimiz yıla bakarsak da hükümetin bizi çok düşünmediği ortada. Tam aksine kesilen vergilere bakın, 80 bin TL brüt gözükürken maaş 40 bini ancak buluyor. Masraflarımızı karşılarken de vergi üstüne vergi ödüyoruz. Biz bu süreçte kenetlenmez, kalabalık ve güçlü eylemler yapmazsak kimse bize bunları vermez. Ben soruyorum, iki ay geride kaldı. Bekleyerek mi kazanacağız?​” diye ekliyor.

Konuştuğumuz işçiler içerisinde 1 Mayıs’ın süreç açısından önemi buraya ilişkin. On binlerce işçi Türkiye’nin dört bir yanında alanları doldururken Ankara’da kamu işçilerinin sendikalarının sessizliği dikkat çekici. Konuyu tartıştığımız kamu işçisi “Taslak için 1 Mayıs başlangıcımız olsun. Kendimizi gösterelim, haklarımızı dile getirelim, gerekirse ek işe gitmeyip 1 Mayıs’a gelecek arkadaşlarımız tabii ki var. 20 Ekim Tandoğan eyleminde bunu yapmadık mı? Ancak süreç böyle işlemiyor. Buna rağmen sayısı az da olsa alanı görmek için 1 Mayıs’a gidecek arkadaşlarımız olacak” diyor.

“Bu bizim en onurlu, en insanca meselimiz. Ekmek davamız” diyen kamu işçisi, grev yasağı, askeri iş yeri olması, savunma için üretiyor olmanın birçok işçi açısından kollarını bağlayan noktalar olduğunu ifade ediyor. Göstermelik eylemler veya hareketsizliğin sebebinin burası olduğu söylenirken “nasıl harekete geçileceği” noktasında işçilerin de sürece doğrudan dahil olması kaçınılmaz bir noktayı oluşturuyor. Sendikayı da harekete geçirecek, taslağı da kazanacak gücün bir yandan da kendi ellerinde olduğu unutulmamalı. Görüşüne yer verdiğimiz kamu işçisinin dediği gibi: “Hakkımızdan ötesini istemiyoruz. Yoksulluk sınırının üstünde ücret, vergiden muaf olmanın hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Taslağın hep birlikte arkasında durmak için harekete geçmeliyiz. Şimdi değilse ne zaman?"

Evrensel'i Takip Et