TÜPRAŞ işçileri: TİS sürecinde de 1 Mayıs’ta da mücadeleyi sürdüreceğiz
Koç Holding'in yüzde 28'lik zam dayatmasına karşı eylemlerini sürdüren TÜPRAŞ işçileri, “Emeğimizin karşılığını alana kadar mücadele edeceğiz” diyerek 1 Mayıs’ta da alanlarda olacaklarını söylüyor.

Fotoğraf: Evrensel
Eren Saran
Aliye Ceylan
TÜPRAŞ’ta Koç Holding’in yüzde 28 oranındaki zam teklifine ve 3 yıllık sözleşme dayatmasına karşı Petrol-İş sendikasında örgütlü olan işçiler eylemlerine 2.haftasında da devam ediyor. Koç Holding’in yeni bir teklifle gelmemesi üzerine işçiler gündüz vardiyasında rafineri önünde tam gün eyleme geçtiler. 1 Mayıs öncesinde TİS sürecine ve 1 Mayıs’a dair taleplerini konuştuk.
Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Hasan Toptan şu ana kadar 12’ye yakın görüşme yapıldığını belirterek, “Görüşmelerden sonuç çıkmamasının sebebi işverenin anlamsız tutumları. Diğer şirketlerinin zarar ettiğini duymuşsunuzdur. Arçelik ve Beko’da olanlar bizi alakadar etmez. İşveren olumsuz bir şekilde benim bütçem bu diyor biz de diyoruz ki bu bütçeyi yükselteceksin. Biz işverenden tapu istemiyoruz, emeğimizin karşılığını hakkımız olanı istiyoruz. Bunu alana kadar da devam edeceğiz. Ya o masada bize haklarımızı verecekler ya da biz sonuna kadar direneceğiz. Fabrikaya kapanma dahil her şeyi yapacağız sonuna kadar. 1 Mayıs sabahı Aliağa’daki etkinliğimizi yapacağız sonra İzmir’e doğru yola çıkacağız. Daha kalabalık bir şekilde İzmir’de kutlayacağız. Ayrıca birlikte mücadele ettiğimiz Temel Conta işçileriyle birlikte alanda olacağız. Aliağa’daki tüm rafineri işçileri olarak 1 Mayıs çalışmalarımız sürüyor”dedi.
“Ürettiğimiz kadar varız ve karşılığını istiyoruz”
“Dünden bugüne çok değişiklik göstereceğine dair bir umudumuz yoktu, işverenin zaten geçen seneden itibaren başlayan söylemleri vardı” diyen 13 yıllık işçi, “Bu sözleşmenin çabuk biteceğini, para konuşulmayacak bir sözleşme olduğunu özellikle kapsam dışı personel bize bunu yaklaşık 6 aydır söylüyor. Bu kavga başka bir kavga. Bu kavga emeğin kavgası. Yarın bir gün çocuklarımıza geleceğimize sahip çıkabilmemizin kavgası eğer yarın çocuklarımıza bir şey anlatabilmemiz gerekiyorsa bugün burada olacağız yarın alanlarda olacağız mücadeleyi bırakmayacağız. 13 sene önce bu standartlarda değildik biz yaşam standartlarımızı tutturamamaya başladık. Bu ailemizde huzursuzluğa yol açıyor. Biz Türkiye’nin enerjisini üretiyoruz. Ürettiğimiz kadar varız bu hayatta ve bunun karşılığını almak istiyoruz” diye belirtti.
20 yıldır TÜPRAŞ’ta çalıştığını belirten işçi, “Zam şu an da şartlara göre çok az, iyi bir zam ümit ediyoruz. Eskiden şartlarımız daha iyiydi alım gücümüz yüksekti ama şimdi düştü. Ekonomik şartlar ve enflasyonun artması bizim maaşlarımızı pandemi sürecinden beri 5 yılda eritti. 1 Mayıs’ta yaşam şartlarının iyileşmesi ve daha iyi ücret politikaları istiyoruz” diyerek talebini dile getirdi.
“Daha öncesinde bize öğretilen Tüpraş’ta olmak ayrıcalıktır sözünün tam tersini yaşadığımız bir yer geldiğime geleceğime pişman oldum” diye belirten bir başka işçi ise, “Zamanında tam idare ederken burada artık yokluğu iliklerimize kadar hissediyoruz. 24 bin TL alıyorum. Ev kiram 13 bin oldu. Rafineriyi bir ekmek fabrikasıyla karıştırmasınlar. Yaptığınız iş ileri düzeyde tehlikeli sınıfta. Patlayıcı ve zehirli gazlar var ve buna göre ücret almamız gerekiyor ama buna karşılığı olabilecek bir ücrete tekabül etmiyor verdikleri zam oranı. İşveren bize verdiği maaşı bir masraf olarak görüyor karından azalacağını düşünüyor. Halbuki ona o karı ettiren işçi sınıfı”diyerek tepkisini dile getirdi.
“Koç Holding’in 3 yıl boyunca 1 işçiden elde ettiği katma değer oranı 1.3 milyon dolar”
Rafineri deyince akla gelen ilk şey çalışma fiziki koşullar ve iş kazası riski. “Eskiden çokça malzeme vardı kullandığımız, malzemeyle iş yapabiliyorduk her şeyin yedeği vardı şimdi malzeme sistemi yok” diyerek fiziki şartlarına dikkat çeken bir diğer işçi, “Ünitede bir şeyler yaparken malzeme aramazdık şimdi kendimiz üretiyoruz, bir yerden söküp diğer yere takıyoruz falan ve bu tehlikeli bir şey. Başımıza gelen olaylar var. Rafineri eskiyor bir de tecrübesizlik var. 15-20 yıllık tecrübeyle çalışanlar vardı eskiden, şimdi 5-6 yıla indi. Gelen arkadaş hiçbir şey bilmeden geliyor. Biz sesimize duyurmak istiyoruz insanlara. Sesimize ses olurlarsa önümüzdeki canavarlaşmış işverene bir tepki olabilir belki bu sayede kulaklarına bir şey gider. Koç holding işçisine bunu yapmamaları bunlar bile yapıyorsa diğer yerleri tahmin edemiyorum”dedi.
Koç Holding’in kendine yakışmayan bir zam teklifinde bulunduğunu belirten 13 yıllık bir başka işçi ise “Hepimizin bildiği gibi TÜPRAŞ Türkiye’nin lokomotifi ve aslında Türkiye’deki birçok işletmenin dört gözle beklediği bir sözleşme imzalayacak ve bu oranı küçük tutarak diğer işletmelerinde işçilerinde daha düşük zam oranlarıyla çalışmalarını sağlamış oluyor. Bununla birlikte dün İzmit’te açıklamalar oldu. 2022-2024 dönemi̇nde toplu sözleşmede 3 yıl boyunca 1 işçiden elde ettiği katma değer oranının 1.3 milyon dolar olduğunu söylediler. Biz kararlıyız istediğimizi alacağız. Bugün buradayız tam gün. İlerleyen günlerde nasıl bir eylem kararı alır sendikamız bilmiyoruz. Şu an arabulucudayız” diye belirtti.
“1 Mayıs’ta talebim bütün işçilerin birleşmesi ve sınıf bilincine erişmesi”
“Hem müzakere hem mücadele ikisini bir arada götürmeye çalışıyoruz” diyen işçi, “Girdiğimiz zamana göre yaptığımız işin miktarı arttı. İşlerimiz çok arttı. Birimlerimizde çalışanların sayısı azaldı ve kalan sayıyla aynı işi çıkartmaya devam ediyoruz. Sosyal hayatımızdan ödün vermeye başladık mesailerimiz arttı gelsen olmuyor gelmesen olmuyor. Ailemizle vakit geçirmeye dermanımız kalmıyor. Evimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmekte zorlanıyoruz. 1 Mayıs’ta talebim bütün işçilerin birleşmesi ve sınıf bilincine erişmesi. Meydanlara çıkıp sesimizi duyurmamız gerekiyor, istedikleri kadar kulak tıkasınlar. Buna mahkum değiliz, hakkımızı alacağız. Herkesi 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyorum” diyerek kararlılıklarını dile getirdi.
9 yıldır çalışan bir diğer işçi, “Hepimiz 1 Mayıs’a katılacağız. Hak ettiğimiz şartlarda yaşamak için ücretlerin ve yan hakların yükseltilmesi gerekiyor ağır iş kolunda çalışıyoruz. Özverili çalışmaya devam ediyorsak, işverenin çarkını elimizden gelen en iyi şekilde çevirmeye devam ediyorsak bunun karşılığını da almalıyız. Bizim istediğimiz bize vadedilen Tüpraş’a yakışır koşullar istiyoruz” diye belirtti.
18 senedir çalışan bir diğer işçi, ”Eskiden alım gücümüz yüksekti şu an asgari ücretin biraz üstüne çalıştırılıyoruz. Ortak temennimiz herkesi memnun edecek bir rakam ama bu çok dip bir fiyat insanca değil. Piyasaya göre günden güne daha ağırlaştı. Rafineride her gün ölümlü iş kazası yaşanma ihtimali çok yüksek. Tecrübe ve dikkat istiyor. Bunların hepsini birleştirince gerçekten ücretlerin bu şekilde olmaması gerekiyor. 1 Mayıs’a katılacağız insanca yaşanacak ücret talebiyle. Sadece karnımızı doyurabiliyoruz. Ay sonunda faturalar kredi kartları ekstreleri geliyor, bir birikim yapamıyoruz” dedi.
Rafineride kadın işçi olmak
Rafinerilerde her ne kadar erkek işçiler ağırlıklı olsa da kadın işçilerin de sayısı azımsanamaz. Görüş aldığımız kadın işçiler zorluklar yaşadıklarını belirterek, “Sıkıntılarımız var ama sonuçta ekmek parası. Operatör alanında, sağlık alanında çalışan kadınlar var ayrıca kadın mühendisler var. Demir yığınlarının arasında çalışıyorsunuz. Erkek egemen bir çalışma alanı. Kadın olarak bazen birbirimizden destek alıyoruz. Vardiyalı çalışma konusunda eğer eşiniz de size destekçiyse bu konuda rayına oturtuyorsunuz ama vardiyalı çalışmak zor, bu koşullarda da aldığımız ücretler çok az burası herhangi bir iş yeri değil çok tehlikeli bir iş kolunda çalışıyoruz. Her an her şey olabilecek bir ortam. Alanın içinde yürürken bile patlama ihtimali var. Bunların göz önünde bulundurulması gerekiyor ama yapmıyorlar. Herkesin emeklerinin karşılığını almasını istiyoruz” dedi.
“Koç’tan alamadığımızı AKP iktidarından mı alacağız?”
“9 yıldır çalışıyorum artık bizi duymalarını istiyoruz diyen işçi, “İşverenin artık bizi duymasını istiyoruz. Söyledikleri rakamlar çok komik. 3 sözleşme dönemidir bir türlü istediğimizi alamıyoruz. Bizi hakem heyetiyle tehdit edip duruyorlar. Bunu bırakıp masada bizimle anlaşmasını istiyoruz artık” dedi.
15 yıldır TÜPRAŞ’ta çalıştığını ve stresli bir iş yaptıklarını söyleyen işçi koşullarını şöyle anlatıyor: “Maalesef ülkenin bütün yükü işçinin üzerinde. Biz tam 9 aydır aynı maaşla çalışıyoruz. İşçiler vergiden de muaf değil. Ben 3. ayda girdiğim vergi dilimine bir sonraki sene 2.ayda giriyorum. Yani devlet hep benden alıyor işverene teşvik bizim de gözümüze göz dikiyor biz kimi kime şikayet edeceğiz. Koç’tan alamadığımızı AKP iktidarından mı alacağız onun hakemlerinden mi alacağız? Adaleti bize bu hükümet mi sağlayacak. İşçiyi hem iş veren hem hükümet öyle bir kıskaca aldı ki bugün grev hakkımız olsa ne olacak. Bir cumhurbaşkanının sözüyle bizim grevimiz iptal olacak. Bu dönemde halkın işçinin güveneceği hiçbir kurum kalmamış. Halkın uyanması lazım artık. İşçi mahkemelerine de güvenemiyorsun artık herkes sopa gösteriyor bize. Tüm bunlara karşılık 1 Mayıs’ta birlik olmalıyız”
“PETKİM ve Star rafinerisi işçileri olarak TÜPRAŞ işçilerinin yanındayız”
Aliağa’da diğer rafinerilerde çalışan işçilerin de TÜPRAŞ işçilerine desteği yoğun. SOCAR‘a bağlı Star Rafinerisinde çalışan ve TÜPRAŞ’taki işçilere desteğe gelen bir işçi, “Bu havza içinde PETKİM’in, Star rafinerinin durumu belliyken kalkıp geçmişi bir kenara bırakmayıp hala aynı tavırla devam edi̇p bu maaşla arkadaşlarımızı çalıştırmaya devam etmesi doğru değil Biz Star işçileri olarak TÜPRAŞ işçilerinin yanındayız. Buradan ne karar çıkarsa biz de destek için elimizden ne geliyorsa yaparız. 1 Mayıs işçilerin birlik olması için olan bir gün. İşverenin işçiye karşı dayatma ve mobbingleri olmadığı mutlu ve huzurlu olduğu bir 1 Mayıs diliyoruz” diyerek desteğini belirtti.
Desteğe gelen bir başka PETKİM işçisi, “Yıllardır buraya emek veren insanların kendilerini sürekli riske atan insanların haklı bir hak arayışı var. Bu işin düzgün bir şekilde çözülmesini istiyoruz. Kimse bu süreçlerin yaşanmasını istemez ama işveren masada mücadele çağrısı yapıyorsa biz buradayız gitmeyiz, bizim için fark eden bir şey yok. Sendikamızın olduğu yerde biz kendimizi çok güçlü hissediyoruz. Burada sadece ekonomik şartlarla sınırlı değil taleplerimiz. Güvenli çalışma alanlarının yaratılmasını ve iş cinayetlerinin olmadığı çalışma koşulları istiyoruz” diye belirtti.
Evrensel'i Takip Et