30 Nisan 2025 04:35

Bir cuma hutbesi: Alın teri mukaddestir!

Bir metal işçisi
Kayseri

25 Nisan Cuma günü, bir grup işçi arkadaşla namaz sonrası cuma hutbesine ilişkin yaptığımız sohbeti paylaşmak istiyorum. Cuma hutbesinin konusu “Alın teri mukaddestir” olarak belirlenmişti. Bence 1 Mayıs öncesi oldukça manidardı. Hutbenin içeriğini daha iyi değerlendirmek için internetten okuyup inceledik.

Yaklaşık 30 yıllık bir işçi arkadaşımız şunları söyledi: “Memlekette herkes ücret düşüklüğünden şikayetçi. Toplumun tüm kesimleri yoksullaştı. İnsanlar ev geçindirmekte zorlandığı için iktidara ve patronlara tepkilerini bir şekilde dile getirmeye başladı. Ancak bu tepkileri bastırmak için dini kullanarak bizleri susturmaya çalışıyorlar.”

Başka bir işçi arkadaşımız “Cuma hutbesini dinlerken yanımdaki yaşlı amcaya, ‘Diyanet her işi bıraktı, sendikacılığa mı başladı?​’ dedim ve birlikte güldük. Gerçekten bu kadarı pes dedirtecek bir durum. İnsanları dinden soğutuyorlar. Zaten ara sıra camiye gidiyorum, bugün biraz daha uzaklaştım” dedi.

Bir diğer işçi arkadaşımız, “Bunun anlamı, iktidar ve patron ne verirse kabul edin demektir. Sakın ola isyan etmeyin. Eğer isyan ederseniz, inancınızdan kuşku duyun mesajı veriliyor. İslam inancında devlete ve patrona karşı çıkmanın şirk koşmak anlamına geldiği ima edilmek istenmiş. Ancak ben şunu söyleyeyim, kim benim emeğimin hakkını vermiyorsa, ben isyan ederim. İsterse bana ‘İslam inancında böyle bir davranış yok’ desinler” ifadelerini kullandı.

Bir başka işçi de dikkat çekici bir yorum yaptı: “Cuma hutbesinin içeriğinde özellikle şu mesajlar dikkat çekiyor: ‘Az da olsa helal kazanç makbuldür. İşverenin durumu da göz önüne alınmalı. İsyan etmeyin, sabredin, şükredin. Kazancınızın bereketi önemli. Kimse Allah’tan daha çok veremez.’ 1 Mayıs’tan sadece bir hafta önce böyle bir hutbenin gelmesi, toplu sözleşmede düşük zam beklentisine karşı bir ön hazırlık ve moral verme mesajı gibi görünüyor. Zam oranı beklentinin altında gelirse şaşırmayın diye şimdiden ‘şükredin’ sinyali veriliyor olabilir. Paylaşmak, sorgulamak ve farkında olmak hepimizin hakkı. İşçinin alın teri gerçekten mukaddesse, bunun karşılığı da adil bir şekilde verilmelidir.”

Son olarak bir işçi arkadaşımız da “Ülkemizde son bir ay içerisinde hem ekonomik hem politik gelişmeler yaşandı. Böyle bir hutbenin, milyonlarca işçinin yoksullaştığı bir dönemde yayılması, tek adam rejiminin ve Saray talimatlı Diyanet İşleri Başkanlığının titrediğinin göstergesidir. Şu an ülkenin en büyüğü Koç Holdinge ait TÜPRAŞ fabrikalarında işçiler, düşük zam dayatmasına karşı eylem yapıyor. 600 bin kamu işçisi, toplu iş sözleşmelerinde yoksulluk sınırının üstünde bir ücret istiyor” dedi.

Anlayacağınız, 2025 yılı hem sözleşmelerin hem de ücret mücadelelerinin yılı oluyor/olacak. Bu nedenle Erdoğan-Şimşek politikalarının çöktüğünü dile getirip sokaklara çıkacak işçilerden korktuklarını adeta ispatlamış durumdalar. Bu hafta 1 Mayıs tüm ülkede kutlanacak. Sömürücü Saray iktidarı, dini kullanarak işçileri ve emekçileri sakinleştirmeye, isyan etmemelerini sağlamaya çalışıyor. Bu, aslında bir süredir sürdürdükleri faşizan politikaları genişletmek için bir zemin hazırlama girişimidir.

Buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Bu memlekette her şeyi var eden biz işçilersek, bizim örgütlülüğümüz ve mücadelemiz güzel günleri yakınlaştıracaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ya hep beraber…

Ya hep beraber…

Yarın 1 Mayıs... 20 milyona yakın emekçi ve ailelerinden oluşan Türkiye’nin büyük çoğunluğu, 2025 1 Mayıs’ına katlanan sorunlar ve yeni saldırılarla giriyor. Üretimi ve kârlılığı artırmak için vardiyalar uzuyor, ama ücretler enflasyonun altına süpürülüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
30 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et