7 Mart 2025 13:00

Özgür Özel: Meclis zemininde bir demokratikleşme paketi yürütülmeli

Özgür Özel, NOW TV'de yaptığı değerlendirmelerinde Öcalan'ın çağrısı ve 'sürece' dair konuştu. Meclis'i işaret eden Özel, "Kürt sorununu çözecek bir demokratikleşme paketi yürütülmeli" dedi.

Özgür Özel: Meclis zemininde bir demokratikleşme paketi yürütülmeli

Ekren görüntüsü Now TV yayınından alınmıştır

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, NOW TV'de yayınlanan "İlker Karagöz ile Çalar Saat" programına konuk oldu.

Brüksel'deki temaslarına ilişkin konuşan Özel, Türkiye’de yaşanan sürecin Avrupa’da yakından takip edildiğini söyleyerek "En çok soru bu konuda geldi. Ekrem İmamoğlu’na beş siyasi yasak istenmesi... Davalar hakkında, ‘Nedir davalar’ dendiğinde, inanamıyorlar. 31 yıl önce alınmış diplomanın iptali için uğraşıyorlar dedim. Hem kaygıyla hem acı acı gülerek takip ediyorlar. Çünkü ‘Demek ki Erdoğan bundan sonra demokratik yollardan seçim kazanamayacağını anladı. Bundan sonra kazanmak için bunlara yelteniyor’ diye bakıyorlar." dedi.

Türkiye'nin AB üyelik süreci ile ilgili ise "Seçimi kazandığımızın ertesi günü, ışık hızıyla Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmeye başlayacağız. Türkiye özgür ve demokratik bir ülke olacak. Bütün yasakları kaldıracağız. Tam üyelik isteyeceğiz. Bize düşen prosedür kısımlarını çok hızlı yapacağız ve ilerleyeceğiz" ifadesini kullandı.

Erdoğan'a 'başkomutan' yanıtı 

Özel, Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanları, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı tarafından kendisi hakkında manevi tazminat davası açmasıyla ilgili açıklamasında "Bir kere Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı onlara da açtırmış. Ben konuşmamda diyorum ki, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanına sözüm yok. Onların gayret sarf ettiklerini biliyorum ama öbür ikisi, bu teğmenleri yakan öbür ikisi. ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ dediler diye ordudan birilerini atarsanız, siz bu orduya en büyük kötülüğü yaparsınız. Çünkü, bu ordunun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Şimdi diyor ya ‘Başkomutanım...’ Sen ne Başkomutansın? TBMM adına temsil görevi yapıyorsun. Sen ana muhalefet liderine ‘Ayağını denk al. Denk getirmesini biliriz’ dersen, AB fotoğrafında yer alamazsın. Çünkü onların ülkesinde böyle bir siyaset dili yok. Bu bir tehdit dili. Böyle bir işin parçası olduğum için utanıyorum.

Biz iktidara geldiğimizde, bu teğmenler kayıpsız orduya dönecek. Onları atanlar da ordudan ayrılacaklar. Emekli olacaklar. Bunu bir değil, bin dava açsalar, ordudaki her bir asker ve personel adına dava açtırsa, bu noktadan geriye bir adım atmam" dedi.

'Meclis'te demokratikleşme paketi yürütülmeli'

Abdullah Öcalan'ın çağrısı sonrası gelinen nokta hakkındaki soruyu yanıtlayan Özel, şunları dile getirdi:

"‘DEM’lenme’ diyorlar, ‘Terör İttifakı’ diyorlar, ‘Teröristlerle işbirliği yapıyorsunuz’ diyorlardı bize. Ne yapmışız? Cumhurbaşkanı adayı çıkarmışız, DEM Parti de cumhurbaşkanı adayı yokmuş, DEM partinin üyeleri Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayına oy vermiş diye Kandil’den montaj video yayınlattı mesela bunlar. Şimdi bu sözleri söyleyebiliyorsanız, bunu yapıyorsanız geçmişte CHP el sıkışınca ‘DEM’lenmek, terörle işbirliği yapmak’ oluyor da şimdi hep beraber birbirinize bu güzel sözü söylüyorsanız, CHP’den de bir helallik istenecek. Çünkü bize çok yanlış yapıldı, çok ayıp edildi geçmiş dönemde. Biz neyi savunduk? DEM Parti’nin demokratik siyaset yapmasını savunduk. ‘Terör olmasın, demokratik siyaset olsun’ dedik. ‘Sözü susturursan, silahlar konuşuyor’ dedik. ‘Silahları susturalım, ağızlar konuşsun’ dedik. Şimdi o noktaya geldi Türkiye. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi’nin dediği nokta çok önemli. Ama şimdi bu süreç süreci, böyle gözler kapalı yani körebe gibi gözünü bağladın milletin, eliyle ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Birileri bir şey biliyor, biri bilmiyor. Kimi her şeyi inkar ediyor. Bu doğru değil. Ben işin neresinde olduğumuzu söyleyeyim. Biz Meclis zemininde, parlamentoda bir tam yetkili komisyon eliyle hızlı şekilde Kürt sorununu çözecek ve daha da ötesinde Türkiye’nin demokrasi sorununu çözecek bir demokratikleşme paketinin, tıkır tıkır yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz."

AKP'nin çağrının sadece Türkiye'ye yönelik olmadığı yönündeki açıklamalarına değinen Özel, sürecin şeffaf işletilmesi gerektiğini vurguladı ve "Suriye’de Kürtleri de Türkleri de, Arapları da Dürzileri de, Sünnileri de Alevileri de kapsayan önce bir geçiş hükümeti kurulmalı, hızla bir anayasa yapılmalı. O anayasa altında Kürt’ün de Türk’ün de, Arap’ın da Dürzilerin de güvence altına alınması ve demokratik seçimlerle Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunduğu bir demokratik Suriye inşa edilmesi lazım. Yapılan çağrıdan sonra DEM’den ve Suriye’den gelen açıklamalar, ‘Bu bizi kapsamazdı ama Erdoğan ve AK Parti kaynakları mutlak kapsadığını söylüyor. Demek ki yapılan görüşmelerde çağrının dört yere; Türkiye’ye, Avrupa’ya, Suriye’ye ve Irak’a yapılması konuşulmuş ve bu süreçte de başka şeyler de konuşulmuş. Bu çağrı bu şekilde yapılmış üzerinde mutabakata varılmış bir metin okunacağına göre. Bu metnin Türkiye’yi kapsadığını söylüyorlar, demek ki daha yapılan müzakereler var. Bunu görmek lazım. Bunun Suriye’deki yapıyı da, Türkiye’yi de kapsayacak, Avrupa’ya da seslenecek bir çağrı, Türkiye’nin çok büyük bir demokratikleşme adımıyla bütün sorunları ortadan kaldıracaksa buna da olanak tanımak lazım." dedi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı

Özel, erken seçim tartışmalarına ilişkin değerlendirmesinde de “Seçim bugün de olsa cesaretimiz var. O gün de olsa cesaretimiz var. Bugün karşımıza çıkamayanlar, 2,5 yıl vadeli efelik taslamasınlar. Gelirler, şimdi seçim yaparlar olur. Erdoğan aday olsun diye 5 ay öne alalım... Ne alacağız öne. O gün bekleyen adayını da belirlesin. Elitaş adaysa, Hakan Fidan adaysa şimdiden açıklasın. Öyle Erdoğan’ın arkasına sığınıp, bize ateş etmesinler." dedi.

Özel, son olarak "Hem Ekrem İmamoğlu, hem Mansur Yavaş, iki güçlü aday. Bir Genel Başkan olarak siz nasıl hissediyorsunuz?" sorusuna “Güçlü hissediyorum. Yani böyle adayların varlığı her zaman güçlü hissettirir" diye yanıt verdi. (Politika Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Genel grev genel direniş

Genel grev genel direniş

Tutuklama kararlarından sonra da ülke genelinde kitlesel gösteriler sürdü. Öğrenciler boykot kararı aldı. Gençler, işçiler, çiftçiler, emekliler, kadınlar, birikmiş sorunlarının kaynağı olarak iktidarı işaret ederek ve değişim talebiyle alanlara aktı. Sendikal bürokrasinin ölü taklidine rağmen, genel grev genel direniş çağrısı alanlarda duyulmaya başladı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Fahrettin Altun: Türkiye sokağa teslim olmayacak.

Evrensel'i Takip Et