08 Kasım 2021 23:17

Metal işçisi yazdı: Biz tasarrufu iyi biliyoruz ama...

"Bir yandan bakan tarafından tasarruf planı halka sunulacak, diğer taraftan ise onun tek adamı “İtibardan tasarruf olmaz” diyecek, sarayları, uçakları, araç konvoyları olacak."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Özçelik-İş üyesi bir metal işçisi
Kayseri

Tek adam yönetimi ve onun enerji ve tabii kaynaklar bakanının vatandaşa kış tasarruf önerisi geldi, “Evi daha az ısıtın” dedi. Kış aylarının en temel ihtiyaçlarından biri olan ısınmadan, yani doğal gazdan, her evin en önemli ihtiyacı olan bir şeyden tasarruf etmeliymişiz bakana göre... Yüzde bilmem kaç tasarruf söz konusu imiş... Şu kadar yakarsak şu kadar tasarruf edermişiz vs.

Bir yandan bakan tarafından tasarruf planı halka sunulacak, diğer taraftan ise onun tek adamı “İtibardan tasarruf olmaz” diyecek, sarayları, uçakları, araç konvoyları olacak. Ne güzel itibar değil mi? Oy aldığı halka “tasarruf” diyerek birtakım önlem planı açıklayacak. Samimi değilsiniz.

Türkiye halkları gerçekten tasarrufu bilir ve ona göre her şeyin önlemini önceden alır. Tek adam yönetimi de halkın sağduyusunu iyi bildiği için ona göre çağrılar yapıyorlar. Türkiye enerjide öteden beridir dışa bağımlı. Bu halk bu gerçeklikle bakar ve ona göre hareket eder.

Son dönemlerde sadece döviz kurlarına bağlı TL’de ciddi bir erime varken, bunu çözmenin yolu da doğru politikalardan geçiyorsa (Ki bu son dönemde iyice ayyuka çıkmış gözükmektedir) tasarruf etmeyi Türkiye halkları bilir ve önlemini de alır. Ama tasarrufu yönetenler yapmamaktadır. Sömürü ve yanlışlar üzerine kurulu bir düzenin sonuçları ortaya çıkmaktadır. Örneğin öngörüsüzlükler var. Yangın, sel, pandemi vb. süreçlerde mekanizmalar çalışmıyor. Ağırlaşan ekonomik koşulları yönetemez oluyorlar. Pandemi öncesinde de ekonomi iyi değildi. “Güvenin bu kardeşinize” diyen tek adam, “Faizle öteki-berikiyle biz mücadele edeceğiz, ekonomiden ben anlarım” diyordu, nasıl anladığını yaşayarak gördük. Ekonomideki durumdan da anlaşılacağı üzere gayet açık ve net gördük.

Türkiye’deki bazı sermeye çevrelerinin de (TÜSİAD) bu gerçekleri dile getirmesi meselenin ciddiyetini daha fazla öne çıkarıyor. Elbette kârlarını katlayarak pandemiyi bile fırsata çeviren bu sermaye çevrelerinin sahneye çıkması, pastadan daha büyük pay istemelerinden kaynaklanıyor.

Yürütülen ekonomi politikaları halkın geçim sıkıntısını daha da arttırıyor. “Tasarruf” söylemi de halkın alım gücünün düştüğü gerçeğinin artık inkar edilememesi anlamına geliyor. Ama başta da belirttiğimiz gibi bir sağduyuya oynama var. Çünkü her evde bir ekonomik denge ve plan var. Hal kötü olunca işçi eşlerinin, yani kadınların evleri yönetirken uyguladığı yol ve yöntemler belirleyicidir. Gündüz doğal gazı kapatarak ya da yatacağı zaman salonu kapatarak, soba kurarak, ek battaniye koyarak, doğru ya da yanlış “gerekli” önlem alırlar.

Eşim, “Biz zaten geçim sıkıntısından kaynaklı tasarruf ediyoruz da siz doğru politikaları uygulamıyorsunuz” diyor. İşçiler eriyen ücretlerinin yanı sıra bir de tasarruf çağrısı duyunca bir yandan “Senden mi öğreneceğiz tasarrufu, biz zaten biliyoruz” derken diğer yandan “Sen doğru yönet” diyorlar. Bu aralar işçi arkadaşlar, “Kaç sefer gaz bulduk deyip ertesi gün doğal gaza yaptıkları zamları unutmadık” diyorlar. Çok eski bir işçi abimin dediği gibi “1985’ten beri çalışırım, birçok iktidar gördüm ama bu kadar zor bir dönem olmadı.”

Yeter artık diyoruz. “Tasarrufu” biz iyi biliriz yıllardır ama siz yönetemiyorsunuz diyoruz.

ÖNCEKİ HABER

KKTC, 23 Ocak 2022'de erken seçime gidiyor

SONRAKİ HABER

Lütfü Türkkan'ın istifasının ardından İYİ Parti Grup Başkanvekilliği'ne Erhan Usta seçildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...