25 Şubat 2021 23:45

İzmir'de işten çıkarılan belediye işçileri: İşimize geri dönene kadar direneceğiz

İzmir Büyükşehir Belediyesinden Kod-29’la işten atılan işçiler soruşturmaların yasal dayanağının olmadığını belirterek, işlerine geri dönene kadar direnmeye devam edeceklerini söyledi. 

Fotoğraf: Eda Aktaş | Evrensel

Reklam

Dilek OMAKLILAR
Eda AKTAŞ
İzmir

İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZENERJİ ve İZELMAN’da çalışırken İzmir Valiliğinin başlattığı güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek Kod-29’la işten atılan işçilerin direnişi sürüyor. 20 Ekim 2020 tarihinde belediye tarafından işten atılan ve 16 Şubat’tan bu yana belediye önünde bekleyişlerini sürdüren DİSK/Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, işe geri dönene kadar mücadele edeceklerini söyledi. Kod-29’da yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış gerekçesinin doğru olmadığına dikkat çeken işçiler, işe iadeleri için İzmir İdare ve İş Mahkemesine de başvurdu.  

Kültür Sanat Şube Müdürlüğünde çalışırken işten atılan Fırat Can Kalyon, “Kod-29 diye bilinen, pandemide bütün işverenlerin işten atma yasağını delmek için kullandıkları maddeyle çıkarıldık” dedi. Valiliğin yaptığı soruşturmanın hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirten Kalyon, şöyle devam etti: “Çünkü elimizde Anayasa Mahkemesinin ve Danıştayın iptal kararları var. Ancak burada işten çıkarma yetkisi tamamen belediyelerde. Bu soruşturmayı yapan Valilik evet, fakat tamamen subjektif yorumlarla yapıyorlar bunları. Hiçbir mahkeme kararı aramaksızın, hiçbir somut delile dayanmaksızın. Ama buradaki sorumluluk son tahlilde belediyelerde. Biz ve hukukçular bu kararın hukuksuz olduğunu, belediyelerin buna uymaması gerektiğini söylüyoruz.”

"AYM KARARINA GÖRE İŞE İADE EDEBİLİRLER"

Hukuki süreci de aktaran Kalyon, “İdari mahkemede soruşturmanın iptali için, iş mahkemesinde de işimize iade edilmek için dava açtık. Pandemiden dolayı mahkemeler çok yavaş ilerliyor. Zaten genel olarak hukuk alanında ciddi sıkıntılar var, adil yargılanma hakkımızın elimizden alındığını da düşünüyoruz. Çünkü Valilik gönderdiği savunmalarda hiçbir somut bilgi, belge sunmuş değil. Her birimizin katıldığı basın açıklamaları, etkinlikler gösteriliyor. Biz bunların demokratik haklarımızın olduğunu düşünüyoruz. Bunlara dayanarak kimsenin çalışma hakkının elinden alınamayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Bu dayatmadan geri dönen belediyelerin olduğunu İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ilettiklerini aktaran Kalyon, şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi bir karar verdi ve bu uygulamanın hukuksuz olduğuna kanaat getirdi. Bu saatten sonra belediyenin bizi işe almamak için ya da insanları işten atmak için mahkeme kararına ihtiyacı yok, yalnızca Anayasa Mahkemesinin kararıyla hepimizi işimize iade edebilir. Zaten biz de bu taleple buradayız.”

"DİRENMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK"

İZENERJİ’de 8 aydır Sosyal Hizmetler biriminde şoför olarak çalışırken işten atılan Orhan Yıldız da “Pandemi süreci boyunca sermaye işçi sınıfına karşı Kod-29 saldırısı başlattı. Ben de 4 aydır işsizim. Birkaç iş başvurusu yaptım ama Kod-29’dan kaynaklı bütün başvurularım reddedildi. Şu an hiçbir gelirimiz yok. Sendikamızın bir dönem desteği oldu, onun dışında bir gelirimiz yok. Hepimiz maddi olarak tükenmiş durumdayız. Eş dost yardımları, aile yardımlarıyla ilerliyoruz. Kredi borcu olanlar var” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yapılan görüşmelerden de bahseden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “4 ay boyunca iyi niyetle davrandık, Soyer’in inisiyatifine bıraktık ama hiçbir gelişme olmadı. Süreç tıkandı ve direnişe başladık. Artık direnmekten başka çaremiz kalmadı.”

"KADINLAR İÇİN SÜREÇ DAHA DA ZOR"

Sosyal Yardımlaşma Müdürlüğünde 8 aydır çalıştıktan sonra işten atılan Tijda ise “4 kadın arkadaş Kod-29 ile çıkarıldık ve birçok mağduriyet yaşadık. En büyüğü de Kod-29 ile çıkarılmak” dedi. Faturanın kadınlara kesildiğini ifade eden Tijda, “Sosyal yaşamda bir adım daha bizi geride bıraktılar. İş bulma olasılığımızın önüne geçtiler. Bizler tacizle, tecavüzle, hırsızlıkla suçlanıyoruz. Özel bir şirket bile sigorta çıkışımızdan Kod-29’u görecek. Bu, iş yerlerinde mobbingten tutalım her türlü şeye de yol açacak” diye konuştu. 

Geçim sıkıntısı yaşadıklarını da dile getiren Tijda, şunları söyledi: “Günümüzde binlerce kadın işçi bunu yaşıyor. Biz kadın arkadaşlarımızla dayanışmayla ayakta duruyoruz. İnsanlar, özellikle kadınlar çok zor şartlarda ayakta durmaya çalışıyor. O yüzden bizim için çok daha zor bu süreç.”

Valilik kararı olsa da Büyükşehir Belediyesinin dik durup işçileri geri alması gerektiğini söyleyen Tijda, “Çünkü bizim çalışmamızın önünde hiçbir engel yok. Fişlenen insanlar olarak çalışma hakkımızın engellenmesini istemiyoruz. Bu üçüncü yerimden güvenlik soruşturmasıyla çıkarılışım. Bir önceki yerimde dava açtım ve kazandım, lehime sonuçlandı. Çünkü mahkemeye hiçbir veri sunamıyorlar. Bir Tijda var, muhalif ve hiçbir yerde çalışamaz pozisyonu oluştu. Matematik öğretmeniyim, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde okudum, iş bulamıyorum, çalışamıyorum ve bugün bırakıldığım pozisyon bu” dedi. Direnmekten vazgeçmeyeceğini belirten Tijda, “Bir kadın olarak sözümü söylemekten de çekinmiyorum. Beni işimden ve ekmeğimden ederek toplum dışı, siyaset dışı, mücadele dışı bir pozisyona itiyorlar ama buna mahkum olmayacağım” diye konuştu.

Reklam