19 Aralık 2018 21:33

Avrupa’nın ortasında hak mücadelesi

Avrupa’nın ortasında hak mücadelesi

Paylaş

 

Cenk YILMAZ
İstanbul Üniversitesi

Fransa’da akaryakıt zamlarına tepki olarak başlayan ve ilk başlarda 282 bin kişilik bir sayıya ulaşan “sarı yelekliler hareketi” 17 Kasım’dan beri direnmeye devam ediyor. Emmanuel Macron’a akaryakıt zammı konusunda 6 aylığına geri adım attırtan sarı yeleklilere başta Paris olmak üzere ülke çapında öğrenciler ve çiftçilerden de büyük destek geldi. Özellikle bir grup lise öğrencisinin polislerce gözaltına alındığı görüntüleri hala aklımızdayken, ülke genelinde yaklaşık 700 öğrenci göz altına alındı. Sendikalar ile beraber Macron’un eğitim reformuna karşı çıkan çok sayıda öğrenci, gelecekte kendilerini bekleyen; işsizlik, gelecek kaygısı ve bastırılmışlığa karşı haklarını haykırmaya devam ediyor. Hükümetin istifasını talep eden göstericilerden 4 (farklı kaynaklarda 6) kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 1000 sivil ve 200 polis de yaralandı.
TALEPLERİN ORTAKLIĞI
Hareketin genelinde ise 30 bin kişinin katılımıyla belirlenen 42 maddelik talep listesi içerisinde ekonomik, insani ve toplumcu talepler yer alırken, demokratik talepleri ile de önemli bir yere sahip. Her vatandaşın yasa teklifi sunabildiği bir internet sitesinde yeterli sayıda oy alan teklifler, meclis tarafından yasa tasarısı haline getirilip, yine tüm vatandaşların katılacağı halk oylaması ile oylanması teklifi dikkat çekiyor. Talepler arasında; iş güvenliği, kadrolu çalışma hakkı, adil vergilendirme, emeklilik maaşı ve asgari ücretin arttırılması, özelleştirilen gaz ve elektrik tesislerinin kamulaştırılması, sığınmacılara iyi davranılması, engelli yardımının arttırılması, sosyal güvenlik sisteminin düzenlenmesi, istihdamın sağlanması ve daha birçok talep bulunuyor.
Macron, protestoların sonlandırılması için çağrı yapsa da göstericiler hareketi devam ettirmeye kararlı. Hareket, Avrupa ve bazı Arap ülkelerine de sıçradı. Özellikle daha iyi bir hayat, yüksek yaşam standartları, iyi bir maaş, güçlü pasaport, kaliteli eğitim gibi hayallerle Türkiye’den gitmek ve başka ülkede yaşamak isteyen, başta genç kesim görüyor ki sistemin ortak olduğu ülkelerde dertler de talepler de ortak. 
Çözümün sorunlardan kaçmak değil de sorunlarla yüzleşmek ve onların üstesinden gelmek olduğunun anlaşılması açısından “sarı yelekliler” de bir örnek olmaya devam edecek.

Sarı yeleklilerden beyaz önlüklülere yasalar

Eren GÜLMÜŞ
Mersin Üniversitesi

Sağlıkla ilgili geçtiğimiz ay mecliste kabul edilen “torba yasanın” medyadaki ve kamuoyunun belirli kesimlerindeki yansıması sönümlenmiş gözükse de yasanın doğrudan muhataplarından tıp ve diş hekimliği öğrencileri konuyu hâlâ kendi aralarında tartışır durumdalar. Yasanın meşhur 5. maddesi gösteriyor ki muhalefet olan ya da daha doğru bir ifadeyle “onlardan” olmayan herkesin terör örgütüne üyeliği, iltisakı, mensubiyeti var denilecek ve yıllarını bu meslek ve bu mesleğin etiği için vermiş gençlere meslekleri yaptırılmayacak. Yasayı konuşabildiğimiz arkadaşlarımızın sorunun ve bu yasanın amacının tespitini hem doğru yaptıklarını hem de aşağı yukarı ortak görüşte olduklarını görebiliyoruz.
ATANAMAYANLAR
CHP’lisinden HDP’lisine tüm arkadaşlar bu yasanın bizi susturmak, muhalefetin tüm yollarını kapatmak, onlardan olmuyorsak bile tarafsız olmamız için çıkarıldığının farkında. Bu yasanın gerçekten teröristlerin meslek edinmelerini engelleyeceğini  ve adaletli olacağını düşünenler varsa diye atanmayan, güvenlik soruşturmasını geçemeyen hekim adaylarından birkaç örnek verebiliriz. Amcası CHP’den milletvekili olduğu için ilk güvenlik soruşturmasında atanamayıp ikincide atanan da var, erkek arkadaşı HDP’li olduğu için atanamayan da, Türk Tabipler Birliği’nin son derece legal olan ve hatta üniversite içerisinde zaman zaman (son zamanlarda her ne kadar engellense de) etkinliklerine de izin verilen öğrenci kolunda (TÖK) faaliyet yürüttüğü için atanamayan da. Sorunun tespitini, amacını doğru biçimde ortaya koyduklarını düşündüğümüz arkadaşlar “toplumu” etkileyen sorunların karşısına “bireysel kurtuluşu” çözüm olarak koyuyorlar. “Ben dil öğreniyorum Fransa’ya, Almanya’ya gideceğim.” diyen de var, “Ukrayna’da dayım var, yanına çağırıyor.” diyen de. Ya da “ülkemden de vazgeçmem mesleğimden de” diyerek muhalefet etmeyeceğini, olaylara karışmayacağını söyleyenler de. 
ÇÖZÜM NE?
Avrupa’daki “çağdaşlığa” ve “sosyal devlet” anlayışına aldanarak kurtuluşu bu ülkelere kapak atmakta gören arkadaşlarımız üniversite sınavlarına hazırlanırlarken de kurtuluşu “garanti meslek” hekimlikte bulmuşlardı! Unutulan iki şey var: Birincisi kapitalizm, gerici rejimlerle birlikte size her zaman “geri bas” der. Garanti mesleğin fakültesinden, “olsun yurtdışında çalışırım”la çıkarsınız. İkincisi ki bir öncekiyle bağlantısız değil; hayalleri süsleyen o modern, sosyal devletlerin sizin ülkenizden pek geri kalır bir yanı olmadığıdır. Nereden mi biliyoruz? Hayali kurulan Fransa’nın Sarı Yeleklileri ve liselilerin eylemlerinden. Akaryakıta ek vergi zammı konulmasının ardından halk birçok yerde sokağa çıktı. Fransa’daki ve Türkiye’deki hükümetlerin tutumları benzer olmasına karşın halk kesimleri açısından bakılınca iki ülke arasında bariz farklar ve bu farklardan doğan doğruları da görüyoruz. Yasalarla boyun eğdirilmeye çalışılan Fransa halkı çözümü başka ülkelere kaçmakta bulmadığı için taleplerini kabul ettirebildi ve aslında Türkiye’deki bu yazının konusunu da içeren sağlık yasası ile milyonları mağdur eden diğer birçok yasa için de çözümün kısmi de olsa rotasını çizmiş oldular. Çözüm tek başına ülkeyi terk edip kendini kurtarmakta değil. Ki zaten buradaki sömürüye, zamlara, demokratik olmayan yasalara hayalleri süsleyen  ülkelerde de maruz kalınacağı için kurtulmuş da sayılmazsınız. Bu yüzden beyaz önlüklülerin hayalindeki Fransa’nın sarı yeleklileri çözüm sandığımız ülkeden kaçışlara karşı bize çok şey anlatıyor. 

 

 

ÖNCEKİ HABER

Genç işçilerin sendikalı dergisi: Genç Emek

SONRAKİ HABER

Benzer yaşamlar, ortak talepler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...