18 Eylül 2018 11:31

Keleşoğlu'dan Soçi yorumu: Suriye’de mesajlar bombalarla veriliyor

Akademisyen Erhan Keleşoğlu, Erdoğan ve Putin’in İdlib'e ilişkin Soçi'de gerçekleştirdiği zirveyi ve sonuçlarını Evrensel'e değerlendirdi.

Fotoğraf: Cem Öksüz/AA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dün açıkladığı İdlib anlaşmasının yankıları sürüyor. İktidar yanlısı basında ‘zafer’ olarak sunulan anlaşma sonrası Suriye’nin Humus ve Lazkiye kentlerine saldırılar düzenlendi.

Rusya Savunma Bakanlığı saldırının Akdeniz’de bulunan Fransa gemisinden gerçekleştiğini açıklarken, İdlib’de şimdilik operasyon olmayacağı mesajını verdi.

Soçi’de varılan anlaşmayı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri Evrensel'e yorumlayan KHK ile ihraç edilen Akademisyen Erhan Keleşoğlu, mutabakatın iktidar yanlısı basında yansıtıldığı gibi ‘zafer’ olmadığını ‘zaman kazanma’ olduğuna dikkat çekti. Bölgede tüm unsurların sahaya güç yığdığına dikkat çeken Keleşoğlu “İdlib’de mesajlar bombayla, füzeyle veriliyor” dedi.

BU BİR GÜÇ OYUNU

Tahran zirvesinde ateşkesin kabul edilmediğini hatırlatan Keleşoğlu, “Topyekün bir saldırı da gündemde değildi, kısmi bir operasyon yapılması konuşulmuştu. Bu gelinen aşamada operasyonun askıya alınması esasında çok da beklenmedik bir gelişme olmadı bana kalırsa. Dolayısıyla pazarlık süreci devam ediyor. Sonrasında Erdoğan’ın açıklamaları oldu ve Arap basınına da yansıdı, Türkiye tarafından muhaliflere önemli bir silah sevkiyatı oldu. Bütün taraflar ellerindeki gücü, askeri gücü, oraya yığdılar, bir yandan diplomasi yürüyor, bir yandan da diplomasi ile beraber taraflar sahaya güç yığıyorlar, çok riskli bir süreç, herkes açısından”  dedi.

TÜRKİYE’YE TASFİYE GÖREVİ

Kısmi bir operasyonun bile  İdlib içerisindeki dengeleri değiştirebileceğini belirten Keleşoğlu, “Bir ara dönemden geçiyoruz. Yani İdlib meselesi biraz daha zamana yayılacak gibi görünüyor. Rusya’nın esas amacı bir şekilde oradaki yabancı cihatçıların, selefi cihatçıların tasfiye edilmesi. Perde arkasında Çin’in de, küresel güçler babında konuşacak olursak, esas amacı o. Suriye açısından da benzer bir şey var, zaten Esad ülkede denetim sağlamaya çalışıyor. Yani Türkiye’ye zaman verdiler, ‘Siz çözebiliyorsanız çözün’ dediler.

Şimdi İdlib’in içerisindeki dengeleri değiştirmeye çalışacak Türkiye. Türkiye’ye açılan kredi o. ‘İster siz çözün’, yani Türkiye eliyle, isterse oradaki masaya oturabilecek muhalifler, , eliyle çözün. Ciddi ağır bir maliyet bu. Yani Türkiye doğrudan bunlara müdahale mi edecek, yoksa ortak bir operasyon mu yapacak, muhaliflerle beraber, göreceğiz. Bu becerilir mi becerilemez mi tam bir muamma” diye konuştu.

HERKES MASADAKİ YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR

Soçi’da varılan mutabakat sonrası Lazkiye ve Humus’un vurulduğunu hatırlatan Keleşoğlu, Rusya’nın bu saldırıdan Fransa’yı sorumlu tuttuğunu hatırlattı. Keleşoğlu, “Batılılar şöyle bir mesaj veriyorlar: ‘Biz devredeyiz, bizi devre dışı bırakamazsınız, kendi kendinize bir çözüm üretemezsiniz’.Bu herkese bir mesaj. Yani Rusya’ya olduğu kadar Türkiye’ye de bir mesaj” dedi.

“Her taraf Suriye konusunda kurulacak masada kendi yerini sağlamlaştırma çalışıyor” diyen Keleşoğlu devamında şunları söyledi: “Bunu yapmaya çalışırken de askeri gücünü kullanıyor. Yani mesajlar Suriye’de bombalarla veriliyor, füzelerle veriliyor, sahaya yığılan askerlerle veriliyor. Sahadaki vekiller aracılığıyla veriliyor. Türkiye’nin orada 12 tane gözlem noktası var, gözlem noktalarının da kalıcı olacağının sinyalini verdi, silah ve asker yığınağı da yaptı sınıra. Türkiye ÖSO’ya ve kendine yakın olan gruplara, destek vererek kendi konumunu güçlendirmeye çalışıyor. Zaten Fırat Kalkanı ve Afrin bölgesinde doğrudan kontrolü var Türkiye’nin. Ruslar yine sahadalar, Amerikalılar Fırat’ın doğusunda sahadalar ve kimseyi geçirmiyorlar. Ne Rusları ne de Suriye ordusunu geçiriyorlar. Dolayısıyla herkes bizzat sahada olarak bir yandan diplomasi yürütürken, zaman zaman da bu tür mesajlar vererek elini güçlendirmeye çalışıyor, olan bu.”


SURİYE SAVAŞININ SPONSOR GÜÇLERİ BİZZAT SAHAYA İNDİ

 “Suriye sayfası yavaş yavaş kapanmaya başladı, yani görünüyor artık, bir müzakere süreci...” ifadelerini kullanan Keleşoğlu, “Geçtiğimiz hafta Amerikalılar bir öneri paketi sundular Cenevre’ye, anayasayla ilgili. Diyorlar ki ‘Suriye’nin kuzeydoğusundaki güçler de davet edilsin’. Yani Suriye Demokratik Güçlerini kast ediyorlar. ABD zaten hem Suriye Demokratik Güçlerinin kontrolündeki bölgelerde üsler elde etmiş durumda. Fırat’ın doğusu ve batısı arasında küresel iki güç, ABD ve Rusya, nüfuz bölgeleri oluşturdu. Buna da mümkün olduğunca riayet etmeye çalışıyorlar birbirleriyle çatışmamak için.

ABD bölgede güçlü bir biçimde kendini gösteriyor, ‘ABD haricinde bir oyun kurmak, Suriye’nin geleceğine dair çok mümkün değil’ mesajı veriyorlar.  

İsrail zaten sürekli özellikle İran ve Hizbullah hedeflerine yönelik saldırılar düzenliyor, İran etkisini kırmak İsrail’in birincil hedefi ve ABD’nin de. Fırat’ın doğusunu tutmasının nedeni IŞİD’in tasfiyesi olduğu kadar İran’ın etkisini de kırmak. Yani burası, İran-Irak-Suriye-Lübnan arasından bir tampon bölge gibi. ABD ve İsrail’in ortaklaştığı bir politika.

Önceden vekalet savaşı olarak cereyan eden Suriye iç savaşında  sponsorluk yapan taraflar bilfiil sahaya indiler. Türkiye sahaya indi, Amerika sahada, İran askerleriyle, danışmanlarıyla sahada ve Ruslar da sahadalar” dedi.


TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN RİSKLER

“Peki bunlar, cihatçılar ne olacaklar, nereye gidecekler?” sorusunu da yönelten Keleşoğlu, Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı olası risklere de dikkat çekti: “Bu cihatçılar Türkiye’nin hemen sınırında ve Türkiye cihatçıları tasfiye etme görevini üstlenmiş oldu. HTŞ dediğimiz örgüt el Kaide’nin devamcısı. Zorlu bir süreç, selefi cihatçıların ideolojisi belli, uluslararası sansasyonel eylemleri yaklaşık 20 senedir yapan bir akılla karşı karşıyayız. Türkiye’de de iç güvenlik anlamında da bir risk olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’ye dönük sansasyonel eylemler gerçekleştirmeye çalışabilirler, bir tasfiye operasyonu başladığı anda. Zaten bu tür mesajlar da veriyorlar, geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan yayın yapan birisi sınırdan Türkiye’ye yönelik, ‘Bizi satmayın, bizi satarsanız Hatay’ı Reyhanlı’yı alırız’ diyorlardı. Riskli bir süreç” dedi.


AB YENİ BİR MÜLTECİ AKININDAN ÇOK ÇEKİNİYOR

Bütün tarafların birbirine zaman tanımak konusunda anlaştıklarını belirten Keleşoğlu, “Avrupa Birliği yeni bir mülteci akınından çok çekiniyor. ABD ve Avrupa Birliği de başta Rusya’ya ‘Böyle bir operasyona girişmeyin, girişirseniz maliyeti ağır olur’ mesajı verdi.

Zaten Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la operasyonun ertelenmesi ya da tamamıyla askıya alınması için görüşmüştü” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Tahliye edilen avukatların yeniden tutuklanmasına tepki

SONRAKİ HABER

Galatasaray - Lokomotiv Moskova Şampiyonlar Ligi maçı beIN Sports'ta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...