01 Eylül 2018 23:30

İrlanda’da kürtaj yasağı işte böyle bir mücadeleyle kaldırıldı

İrlanda'da mayıs ayındaki kürtaj yasağına ilişkin referandum kadınlar açısından çok önemli bir mücadele deneyimi oldu.

Fotoğraf: Wikimedia Commons (Public Domain)

Paylaş

Judith ORR

İrlanda'da kürtaj yasağına ilişkin Mayıs ayında gerçekleştirilen referandum kadınlar açısından çok önemli bir mücadele deneyimini de tarihin sayfalarına eklemiş oldu. Resmi sonuçlara göre, kürtaj yasağının kaldırılması için kampanya yürütenler oylama sonucunda halkın yüzde 66,4'ünün kürtaj yasağının kaldırılması için oy vermesiyle zafer kazandı. Kürtaj yasağının sürmesini isteyenler ise yüzde 33,6'da kaldı. Bu, yalnızca İrlanda tarihi açısından değil, dünya üzerinde kürtaj hakkının tartışmaya açıldığı pek çok ülke için ilham verici bir kampanyanın sonucunda gerçekleşti. Socialist Review dergisi, bu kampanyanın yürütücülerinden Sinéad Kennedy ile bir röportaj yaparak kampanyanın nasıl yürütüldüğüne ilişkin önemli bir deneyimi de dikkatlerimize sunmuş oldu. Biz de tüm dünyada kadınların haklarına dönük saldırılar yoğunlaşmışken, bu saldırıların karşısında toplumun geniş kesimlerini kazanmaya aday bir mücadele sürecinin nasıl örülebileceğine dair önemli aktarımlarda bulunan bu röportajı dikkatlerinize sunuyoruz.*

KADINLARIN ZORLU KÜRTAJ DENEYİMLERİNİ ANLATMALARI EN ÖNEMLİ BASAMAK OLDU

Muhteşem bir oylama oldu, bu başarının nedeni nedir?

Doğrusu, bunu açıklaması zor. Şu anda hala bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Kesinlikle tahmin edemeyeceğimiz kadar çok Evet oyu geldi. Ortaya çıkmaya başlayan veriler gösteriyor ki, insanlar meğerse sadece son birkaç haftadır değil, son birkaç yıldır kararlarını vermeye çalışıyormuş.

İrlanda'da bu konu üzerine aşamalı bir dönüşüm yaşandı ancak insanların üzerine konuştuğu konulardan birinin, birçok kadının ortaya çıkıp kendi hikayelerini anlatması olduğunu söyleyebilirim. İnsanların seslerini duyurmasını sağlamak ve kendi kürtaj deneyimlerinden bahseden insanları dinlemek, kampanyanın merkezindeydi denebilir.

İrlanda'nın bu meseleyle olan tarihi düşünüldüğünde, bu ülkede kürtajdan konuşamazdınız; "kürtaj" kelimesi bile başlı başına bir tabuydu. (Kürtajın suç haline getirildiği) Yasa değişikliğinin anayasaya eklendiği 1983 yılında dönüp bir bakacak olursak,  tartışmanın hiçbir yerinde kürtaj kelimesinin kullanılmadığını görürüz. İki taraftan da insanlar kürtajdan "o mesele" olarak bahsederdi. Sanki insanlar İngiltere'ye "o mesele"den dolayı gitmişler gibi! Çok uzun bir zaman boyunca bu meseleye utanç, ayıp ve sessizlik eşlik etti.

Savita Halappanavar'ın ölümü önemli bir dönüm noktası oldu. Öldüğünde, kocası cömert bir şekilde onun hikayesinin anlatılmasına ve halka açılmasına izin verdi. Bu artık soyut bir mesele olmaktan çıkmıştı. İnsanlar, İrlanda'nın kürtaj yasağının gerçekliğini görmüş oldu. Yarattığı travmalar, zorluklar ve diğer her şey öyle bir tsunami etkisi yarattı ki birçok insan ortaya çıkıp cesurca kendi hikayelerini anlatmaya başladı.

Şimdi bakıldığında çok kolaymış gibi görünebilir ama öyle değildi. Kendi hikayelerini anlatan kadınlar -örneğin iki gazeteci, Roisin Ingle ve Tara Flynn- sosyal medyada çok büyük bir tepkiyle, çirkin kişisel saldırılarla karşılaştılar. Yani, bunu yapanlar, bu hikayeleri anlatanlar çok ama çok cesur insanlar ve bence hepimiz onlara büyük bir minnet borçluyuz.

Dublin gibi yerlerden büyük bir kentsel oy geldi ancak kırsal alanlardan da geldi. Katolik Kilisesi'nin açık muhalefeti göz önünde bulundurulduğunda, bu pek beklenmeyen bir şey miydi?

Herkes kent/kır arasında büyük bir bölünme bekliyordu ama asıl bölünme burada olmadı. Aslında bazı açılardan, bölünme gençlerle yaşlılar arasında yaşandı ama orada bile ilginç olan yaşlı insanların bile çoğunun fikrini değiştirmiş olmaları.

Evet oyu veren 25 yaş altı insanların oranı yüzde 87'ydi, bazı bölgelerdeki yaşlı seçmenlerde bu oran yüzde 50'nin altına indi ama yine de, insanlar büyükanne ve büyükbabalarıyla, ebeveynleriyle yaptıkları konuşmalardan ve ebeveynleriyle beraber çoğu yaşlı insanın çıkıp bu kampanyayı desteklemeye başladıklarından bahsetti.

Bu insanların bahsettikleri şeylerden biri, kendi deneyimlerini anlatan genç insanları dinlemekti. Bir de etraftaki enerjiden ve canlılıktan bahsettiler. Sahada kadınlar ve genç insanlar tarafından öncülük edilen bu kampanya, İrlanda siyasetinde bir ilk sayılabilir.

Ana akım medyanın ve siyaset kurumunun kampanyanın doğasını anlamakta bu kadar zorlanmalarının ve kampanya karşısında şaşkına dönmelerinin sebeplerinden biri, kampanyanın klasik"Siyaset" kampanyalarına benzememesi.

Bütün süreç boyunca siyaset yorumcularından, genellikle de erkek olan siyaset yorumcularından kampanyanın bariz bir liderinin olmadığını, merkezinde karizmatik birini bulundurmadığını dinleyip durduk.

Kampanya aygıtının merkezinde büyük ölçüde kadınlardan ve birkaç erkekten oluşan bir liderlik vardı ancak asıl iş sahada, dışarı çıkıp oy toplama ekiplerini yöneten, hayatları boyunca siyasete hiç bulaşmamış olan kadınlar tarafından yapıldı. Bulundukları bölgedeki 100'den fazla oy toplama ekibini yöneten kadınlar -işte enerji buradan geliyordu. İşte böyle kazanıldı.

Bunun bir parçası olmak ve burada gerçekten bir şeyin gerçekleştiğini görmek olağanüstü bir şeydi. Bu, 2015'teki evlilik eşitliği referandumunun temelleri üzerine kuruldu ancak onu bir adım öteye götürdü.

BİZ KÜRTAJI DEĞİL, TOPLUMDAKİ KÖKLÜ DEĞİŞİMİ KUTLUYORUZ

Ülkenin her yerinde oy toplayan çok sayıda aktivist vardı. Neden böyle olduğunu düşünüyorsunuz?

Bu mesele çok fazla insan için önem taşıyor. Özellikle sonuç gününde gördüğümüz karşılık gerçekten çok şey söylüyordu. Sadece kampanyaya dahil olan bizler için değil hepimiz için. İnanılmaz duygusal bir gündü.

Biliyorsunuz ki birçok gazete köşe yazarı "uslüp"tan bahsediyor, kutlama yapmamamız gerektiğini, bunun yerinde bir davranış olmadığını ve vesaire vesaire şeyler söylüyordu. Ama bunun neyle ilgili olduğunu anlamıyorlardı. Kimsenin kürtajı kutladığı yoktu; kimse kürtaj olmak istemiyordu. Bizim kutladığımız şey, İrlanda toplumunda gerçekleşen köklü değişimdi.

Bu yüzden bu böylesine büyük bir kampanyaydı. Çok fazla insanı içeriyordu. İrlanda'nın bütün tarihi boyunca, özellikle kadınlar üzerinde olmak üzere, kontrol, düzenleme ve hapsetme eylemlerini içeren, yozlaşmış olan şeyi temsil ediyordu.  Cinselliklerini denetlemek, Doğurganlıklarını kontrol altında tutmak...

Sekizinci yasa değişikliği, bunun vücut bulmuş hali gibiydi birçok insan için, özellikle de kadınlar için. Ayrıca, bu birçok erkeğin de katıldığı bir kampanyaydı. İnsanlar için bunu temsil ediyordu. Bir değişimi, İrlanda'nın Magdalene Laundries zamanlarından, anne ve bebek evlerinden, insanların damgalanarak ülkelerini utanç içinde terk etmeye zorlanmasından kopuşu temsil ediyordu. İnsanlar bunca yıl boyunca nasıl çürümüş bir toplumumuz olduğunun farkına vardı. Kilisenin zayıflayışını da bu resme ekleyin.

İşte bu yüzden insanlar evlilik eşitliğiyle başlayan değişime dayanarak, farklı bir şey için savaşmak istediler. Farklı türden bir toplumun birer parçası olmak istediler.  Bence kampanyanın asıl ivmesi buradan geldi ve bu kadar çok nesilden böyle çok insanın bir araya gelmesi de böylece açıklanıyor.

Bunun sadece İrlanda'yla ilgili olmadığını da eklemek istiyorum. Bu, küresel bir mücadelenin de bir parçasıydı. Kürtaj hakları konusunda uluslararası bazda göz açtırmayan sağ, İrlanda'da ne olup bittiğini büyük bir dikkatle izliyordu.

Hayır tarafı, Avrupa'daki ve özellikle de Birleşik Devletler'deki bazı aşırı sağ gruplar tarafından çok fazla desteklenmekteydi. Dolayısıyla da Avrupa, Güney ve Kuzey Amerika'dan bolca destek ve uluslararası dayanışma mesajı aldık çünkü eğer burada kazanırsak, sağ için dünyanın diğer taraflarında kürtaja karşı örgütlenmenin çok daha zor olacağını fark ettiler. Bu yüzden mücadelemiz, aynı zamanda uluslararası bir mücadele oldu.

EVET - HAYIR ARASINDAKİ FARK AZ OLSAYDI KAZANIM GERİ ALINABİLİRDİ

Şimdi yasamada ne olacak?

Bence bu çok açık. Hükümet, referandumun öncesinde yasayı nasıl çıkaracaklarının genel hatlarını veren bir tasarı verdi. Talep üzerine 12 haftaya kadar, ciddi sağlık tehlikesi ve ölümcül cenin anormallikleri durumlarında 12 haftadan sonra tedarik sağlanması üzerineydi. Bu konuda herhangi bir belirsizlik yoktu.

Hayır tarafı bunu bir sorun haline getirmeye çalıştı. Kampanya boyunca buna karşı çıktılar ancak bir geri çekilmeye yol açamadıklarını fark ettiklerinde bu sefer belki de ölümcül cenin anormallikleri ve tecavüz gibi "zor durumlar" için yasa çıkarmamız gerektiğini söylemeye başladılar. Teklif edilen yasanın aşırı olduğunu, çok ileri gittiğini söylediler; bu, talebe bağlı kürtajdı. Ancak sekizinci yasa değişikliğinin feshi ve yasa çıkarmak için çok açık bir direktif olduğunu düşünüyorum.

Onlar bile bunun farkında çünkü artık yasayı çıkarmak için açık bir şekilde hareket edeceklerini duyuruyorlar. Yani bana kalırsa, siyaset kurumu artık baskı altında olduklarının ve bunu çıkarmak zorunda olduklarının farkında ve artık bunu sulandırmaları mümkün olmayacak. Ama bazılarımızın kesinlikle şöyle bir çekincesi vardı; eğer oy farkı çok az olsaydı, yüzde 1 veya 2 gibi bir farkla kazansaydık, başta 12 hafta kuralı olmak üzere yasayı geri çekmeye yönelik bir girişim olabilirdi.

Ancak biz 12 haftayı desteklediğimiz konusunda çok açıktık ve bana kalırsa, yalnızca yasa değişikliğinden kurtulmak için değil, aynı zamanda kürtaj için bir yasa çıkarmak için de yükselen bir Evet oyu vardı. Hükümetin buna karşı çıkma riskini alabileceğini sanmıyorum. Yani, eğer karşı çıkarlarsa, bizim bir şeyler yapmamız gerekir. Bunu yapmamaktan korkacaklarını düşünüyorum.

BİZİM KAZANIMIMIZ TÜM KADINLARIN KAZANIMI OLDU

Kuzeyli aktivistlerin katılımı bir eklenti oldu. Bu zafer, oradaki kampanya için ne ifade edecek?

Bence bu Kuzey ve Güney için çok önemli bir zafer. Kürtaj yanlıları hareketi boyunca her zaman bunu tek bir mücadele olarak gördük. Kuzeyli bir kadının zaferinin Güneyli bir kadın için de bir zafer olduğunu ve dolayısıyla da Güneyli bir kadının zaferin de Kuzeyli bir kadın için bir zafer olduğunu düşündük.

Kuzeydeki kız kardeşlerimizden inanılmaz bir destek ve dayanışma gördük. Her haftasonu Dublin'e ve bazı sınır ilçelerine gelirlerdi. Örneğin Derry'de, Donegal'daki kampanyaya yoğun bir katılım gösterdiklerini biliyorum. Bu bizim olduğu kadar onların da zaferidir.

Umuyorum ki, hükümetin kürtajı pratisyen hekimler öncülüğünde bir hizmet olarak planlamış olması Kuzey'deki kadınlar için de durumu kolaylaştıracaktır. Artık sınır ötesine yolculuk edebilir ve kürtaja erişebilirler; bu da tedariği daha kolay hale getirecek. Ama bundan da önemlisi, kürtaj meselesinin Kuzey'in siyasi gündemine oturmuş olmasıdır.

Bize karşı her zaman kuşkucu olan Sinn Fein, Güney'de bu meseleyi destekledi ama Kuzey'de tam olarak aynı fikirde değildi. Şimdiyse kararlı olduklarını söylediler ve Kuzey'de kürtajı destekleyeceklerini belli ettiler. Bence bu çok önemli.

Dün gece Belfast'ta harika bir toplanma oldu ve artık Güney'de çoğumuz dikkatimizi 1967 yasasının Kuzey İrlanda'ya kadar genişletilmesine vereceğiz ki bu adadaki tüm kadınlar kürtaja erişebilsin. 

* Başlıklar Ekmek ve Gül’e aittir, röportajın http://socialistreview.org.uk/436/repeal-victory-women-everywhere sitesindeki orjinal halinden Beste İrem Köse çevirdi.

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Barış türküleri söylemeye devam etmeliyiz

SONRAKİ HABER

Halkbank 3,72 TL’den dolar sattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...