08 Ağustos 2017 01:29

AKKİM’de sendikalaşma ve patronun manevraları

Gıda-İş Marmara Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer işçi kıyımının sürdüğü AKKİM'deki sendikalaşma sürecini anlatarak işçilerle dayanışma çağrısı yaptı.

Paylaş

İbrahim KIZILYER
DİSK/Gıda-İş Marmara Bölge Temsilcisi

İstanbul Hadımköy’de bulunan ve kimyasal yapı malzemeleri üreten AKKİM 500 işçinin çalıştığı bir fabrika. Türkiye işçi sınıfının sendikal mücadele tarihinde önemli bir yeri olan Petrol-İş’te örgütlenmeye karar kılan işçiler, zorlu bir mücadele yoluna giriyorlar. Avcılar-Silivri-Arnavutköy üçgeninin ortasında bulunan bu fabrikanın çevresinde irili ufaklı fabrikalarda çalışan yaklaşık 120 bin işçinin varlığı söz konusu olmasına karşın sendikalı işçi sayısı 10 bini ya bulur ya da bulmaz. Son 20 yılda değişik boyutlarda ve farklı özelliklerde meydana gelen örgütlenme girişimlerinin yüzde 99’unun başarısızlıkla sonuçlanmasının yarattığı olumsuzlukların sendikalaşmanın önünde dezavantajlı bir ortam yarattığını da söylemeden geçemeyiz. Ama sendikalara güvensizliğin arttığı bir ortamda AKKİM işçisinin örgütlenme çabası bu havzada puslu havayı dağıtma umudumuzu yeşertmenin de ilerisinde bir anlama gelmektedir. Çünkü AKKİM’e sendikanın girmesi bu bölgede bulunan Petro-kimya, lastik, metal, gıda, lojistik, depo gibi uluslararası dev tekellerin parçası büyük işletmelerin uykusunun kaçmasına neden olacaktır.

Bu bölgede bulunan fabrikalarda çalışma koşulları ve alınan ücretler noktasında benzer sorunlar yaşanırken, işçilere her gün 12 saat çalışma dayatılıyor. Bazı fabrikalarda 8 saatin üzerinde mesai dayatılıyor. İkramiyeler ve sosyal haklar maaşlarla birleştirilerek kazançların tırpanlanması, yaşam koşullarını her geçen gün daha da zorlamaktadır. İşte AKKİM’de de bardağı taşıran da bu gibi sorunlar oluyor. Baskı ve sömürünün artması işçilerde sendikalaşma arayışını tetiklemiş. İşçilerin büyük bir kısmı sendikaya üye olurken haksızlık ve hukuksuzluklara karşı koyan duyarlı işçiler yarı gizli bir şekilde örgütlenme sürecini yıllar öncesinden başlatıyorlar. Emeğin olgunlaşmasına yakın patron ve vekilleri, durumu sezdikten sonra 22 işçiyi “daralma” gerekçesiyle işten atıyorlar. Atılan işçilerin önemli bir kısmı sendikal mücadelede öncülük eden işçiler. İş akitleri haksız yere feshedilen işçiler Petrol-İş yöneticileriyle beraber fabrikanın ana kapısı önünde protestolarını sürdürüyorlar. İçeride baskılar gün geçtikçe artıyor. Bir akşam paydosunda sloganlarla kapıda direnen arkadaşlarına destek sloganları atan, yürüyüşe geçen işçilerin önü bizzat içerideki polisler tarafından kesilmek istendi. “Fabrikayı kapatırız, iyileştirmeler yaparız” aldatmacalarına bir de başka baskılar eklenerek AKKİM işçisi köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Dışarıdaki atılan işçilerin görüntüsüyle çalışanları korkutmaya ve sendikal mücadeleden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Fabrikanın çevresi TOMA’larla ve polis ekipleri tarafından adeta kuşatılmış durumda. Fabrikanın içine dahi polis yerleştirilirken yemekhanede ve koridorlarda polislerin gezinmesi işçileri rahatsız edici boyuta ulaştığı işçiler tarafından anlatılıyor. Akşam paydosunda atılan işçileri slogan atarak desteğe gelen işçilerin, önünün kesildiğini bizzat ziyaretimiz sırasında biz sendikacılar izledik. Patronun ve vekillerinin yalanı, dedikodusu baskılara paralel devam ediyor. “Size şu hakları vereceğiz”, “Fabrikayı kapatırız” gibi türlü tehdit ve rüşvetler ağızdan ağza yayılıyor. Direnişin 5. gününde atılan işçilere destek verdiği ve içeriyi hareketlendirdikleri için 5 işçi daha işten atıldı.

Çoğunluğun tespiti anlamına gelen “yetki belgesi” önemlidir. Ancak bu havzadaki patronların yetki belgesini tanımadıklarını defalarca gördük. İçeride birlik olunup sağlam bir irade konmadığı zaman yasal mevzuatlar, mahkemeler, Yargıtay kararları içinden çıkılmaz bir labirent halini alıyor. Ve ister istemez patron soluklanarak saldırılarını artırıyor. Sendikaya üye olmak, örgütlenme mekanizmasının içerisinde yer almak önemlidir. İkinci adım sıcağı sıcağına baskılara, işçi kıyımlarına karşı başka bir hamle gerektirir. AKKİM işçisinin patronların anlayacağı dille konuşma safhasındadır. AKKİM işçisi sendikası Petrol-İş ile birlikte kendi iradesinin mutlakıyetini ilan edecek bir güç içinde olduğu hareketi gören herkes tarafından kabul edilebilir bir gerçektir. Yüzlerce işçi servislere binmeyerek atılan işçilere destek oluyorlar. “AKKİM’e sendika girecek” sloganları yeri göğü inletiyor. Daha da açıkçası fabrikadaki tabloya bakıldığında AKKİM işçisinin büyük çoğunluğu kararını vermiş durumda. “Atılan işçiler geri alınsın”, “AKKİM’de sendikal örgütlülük kabul edilsin” talepleri etrafında konfederasyon farkı gözetmeksizin her kesim dayanışma içerisinde olmalıdır. AKKİM işçisinin kazanımı özelde bu havzada sömürülen işçiye, genelde ise işçi sınıfına moral ve cesaret verecektir. Yaşasın AKKİM direnişi. AKKİM’e sendika girecek başka yolu yok.

ÖNCEKİ HABER

Tunus'ta Hamma Hammami hedefte, eşi açlık grevinde

SONRAKİ HABER

İşten atılan Batıçim işçileri: Mücadele bitmeyecek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...