18 Şubat 2017 00:24

Esenyurt'ta kahvelerin nabzını tuttuk

Esenyurt halkı referanduma dair değerlendirmelerde bulundu. Fişlenme korkusu ve kafa karışıklığı dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda.

Paylaş

Çağrı SARI
İstanbul

Esenyurt İstanbul’un en kalabalık üç ilçesinden biri. Türkiye’deki bir çok ilden büyük. Nüfusu 742 bin, 44 mahallesi var. Esenyurt aynı zamanda tekstil, gıda ve metal fabrikalarının yoğun olarak bulunduğu, İstanbul’un sanayi merkezlerinden biri. Yani bir işçi bölgesi...

AKP burada, 15 yıldır seçim kaybetmiyor. En büyük düşüşü 7 Haziran’da yaşamış. Oy oranı yüzde 36’ya gerilemiş. Fakat bu rakam 1 Kasım’da yüzde 46’ya çıkmış. AKP ve MHP’nin 1 Kasım’da aldığı oy oranı toplamda yüzde 53’ü aşıyor... Anayasa paketine ‘hayır’ çağrısı yapan CHP ve HDP’nin toplam oy oranı ise yüzde 45. 

Siyasi parti liderleri arasında yaşanan tartışmalar Esenyurt’ta nasıl karşılık buluyor? Anayasa paketine ne diyorlar? Referandumda oylanacak anayasa maddelerinden haberdarlar mı? Neden evet ya da neden hayır diyecekler? 

Cebimizde bu sorularla Esenyurt’ta dernekleri gezdik, kahvehaneleri dolaştık. Konuştuklarımızın çoğu işçi. Yevmiyeyle çalışan da var sabit ücret alan da... Hemen hepsi geçim derdinde. Tek eğlenceleri dernekte ya da kahvehanede 101, batak, okey gibi oyunlar oynamak. 

HERKESTE FİŞLENME KORKUSU

Bir genelleme yapmak zor fakat şimdilik sohbet ettiğimiz Esenyurtlular, anayasa değişikliğinin içeriğine değil siyasi parti tercihlerine göre oy verecek referandumda. Yani CHP’li hayır diyor, AKP’li ‘evet'... MHP’de ise durum biraz daha karışık.

Hemen hepsinin ortak noktası ise “fişlenme” korkusu. Kimi dillendiriyor, kimi suskun kalıyor. Ses kaydı almak, fotoğraf çekmek neredeyse imkansız. Onları fişleyeceğimizi düşünüyorlar... Bu sadece hayır diyenler için değil, evet cephesi için de böyle. Silme evet kazanacağını düşünen de fişleneceğiz endişesi yaşıyor. 

Girdiğimiz kahvehanelerden birinin sahibi hayır oyu kullanacağını söylüyor. Evetçilerle de hayırcılarla da arası iyi. Belli ki sevilen biri... Fırsat buldukça, bizimle beraber masaları dolaşıyor, tartışmaya giriyor; hayırı savunuyor... Fakat biz kahveden çıkarken “Ses kaydı yapmadınız değil mi?” diye sormayı ihmal etmiyor ve ekliyor “Haa yoksa 15 dakika sonra polis gelir hoop gözaltı!

MADDELERİ BİLMİYOR, REFERANSI BAHÇELİ

İlk durağımız Gümüşhaneliler Derneği... Vakit biraz erken olduğu için içerisi kalabalık değil. Televizyonda A Haber açık. Tüm masaları dolaşıyoruz, mümkün değil konuşmak. Zar zor oturduğumuz bir masada hemen çaylar geliyor... Masada evet hakim. Sadece biri hayır diyecek... Evet diyenlerden Bünyamin Şahin, MHP seçmeni. “Devlet Bahçeli evet diyorsa, evettir. Kötü bir şeye evet demez...” diyor. Hayır diyecek MHP’lileri anlatıyorum. İlk başta Bahçeli’nin de bu anayasa hayır dediğini, sonradan fikir değiştirdiğini... Onun için Bahçeli’nin dediği önemli. “Anayasa maddelerini biliyor musun? Hiç baktın mı?” diye sorunca “Valla bilmiyorum, hele bi anlat, ne var ne yok” diyor. Biraz anlatınca, “Ama hükümetimiz böyle bir şeyi çıkartmaz. İzin vermez ki Bahçeli” diye itiraz ediyor. Masadaki tek ‘hayırcı’ amcasının oğlu Temel Şahin ise CHP seçmeni. “Tek adam kötü, o nedenle hayır” diyor ama o da devamını getiremiyor. 

CUMHURBAŞKANININ YARGILANACAĞINA İNANIYOR

Karşımızda oturan kişi, evet diyeceğini söylüyor ama isim vermiyor. AKP’nin Facebook sayfasını takip ediyor. Açıp video izlettiriyor; “Bakın eskiden yollar böyleydi, şimdi böyle...” 

Referanduma ilişkin edindiği tüm bilgiler belli ki buradan. Sürekli video izletiyor; Bak böyleyken böyle oldu... “Cumhurbaşkanını kimse yargılayamıyor ya,  şimdi yeni gelecek sistemde yargılama olacak” diyor. 

Getirilmek istenen sistemde cumhurbaşkanının yargılanabileceği manipülasyonu tutmuş görünüyor. Evet demeyi düşünenlerin anayasaya dair söylediği neredeyse tek şey bu; artık cumhurbaşkanının yargılanabileceğine inanıyorlar. İlgili yasa maddesini anlattığımızda kafalarında bir soru işareti kalsa da bu fikirde diretiyorlar. Ondan ötesi zaten “vatan sevgisi” eksenindeki ifadeler oluyor. 

AİLELERİMİZ ‘EVET VERECEKSİNİZ’ DEDİ

İkinci durak rastgele girdiğimiz bir kahve. Kapının hemen karşısındaki gençlerin masasına oturuyoruz. Neşeliler; espriler gırla... Bol bol gülüyoruz. Masadaki 5 gençten 4’ü işsiz, 1’i üniversite öğrencisi. Öğrenci olan hayır diyor, diğerleri evet. Tek tek hepsine tercihlerinin nedenini soruyorum. Hayır diyecek olan cumhurbaşkanının Meclisi feshetme yetkisinden de, parlamentonun işlevsizleşeceğinden de haberdar. Evet diyecekler ise mevzu ile çok alakadar olmadıklarını söylüyor. Aileden gelme evetçilermiş. Hatta biri Ülkü Ocaklarına gidip geliyormuş ama “Siyasetle işim olmaz” diyor. “Ama Ülkü Ocaklarına gidiyorsun”, deyince; “O başka, o vatan sevgisi için” diye yanıt veriyor. Sık sorduğum sorular karşısında ismi Alperen olan genç durumu özetliyor: “Abla biz buraya geliriz. Akşama kadar kağıt oynarız. Siyasetle işimiz de olmaz. Bize ailelerimiz evet vereceksiniz dedi, biz evet vereceğiz, durum budur.”

Erzincanlılar Derneğine gidiyoruz. Buradakiler CHP’ye oy vermişler, Kılıçdaroğlu’yu beğeniyorlar. “Biz hepimiz hayırcıyız” diyorlar. Evetçi burada olamaz! Bi tane de mi yok... “Yoook, olmaz!”

‘ÇÜNKÜ KORKUYORLAR...’

İstikamet Kıraç... Ordulular Kahvesi... İşçiler mesaiyi bitirmiş, kahvenin yolunu tutmuş. Epey kalabalık. Evet de var kahvede hayır da...

İlk oturduğum masa MHP’li inşaat işçilerinin. Bir taraftan oyun oynuyorlar bir taraftan bizimle sohbet ediyorlar. Yüzde 60 oranla evet çıkacağını düşünüyorlar. 15 Temmuz’da sokağa çıkmışlar. Kılıçdaroğlu’ya “15 Temmuz sürecinde ortada yoktu” diye tepki gösteriyorlar. MHP içerisindeki tartışmalara aldırmıyorlar. Zaten, MHP’lilerin çok küçük bir oranının hayır diyeceğini düşünüyorlar. Tıpkı Gümüşhaneliler Derneğinde söyledikleri gibi, bu sistemde cumhurbaşkanının yargılanmadığını, yeni anayasa ile yargılanmanın önünün açıldığını düşünüyorlar. Dolayısıyla daha demokratik buluyorlar. “Hayır diyenlerin terör örgütleri ile iş birliği yaptığı” söylemi bu masada yandaş bulmuş. 

Yan masaya yaklaşıyorum... Yaş ortalaması 55-60... Hayır diyeceğini söyleyen kişi öfkeli. Öfkesi bize değil, olana bitene; “Evet çıktı değil mi?” diyor: “Hep evet çıkar, çünkü korkuyorlar hayır diyemezler... Hayır diyeni tutukluyorlar kaç gazeteci cezaevinde şimdi biliyor musun?..”

HAYIR CEPHESİ BELİRLEYECEK

Hükümetin söylemleri, izledikleri yayımlar Esenyurt’ta konuştuğumuz emekçilerin düşüncelerini de dilini de şekillendirmiş görünüyor. Başbakanın, Cumhurbaşkanının, biraz muhaliflerse Kılıçdaroğlu’nun söylemleri ile konuşuyorlar. Evet oyu verecekler birçok televizyon kanalını izlediklerini söylüyor; Kanal 7, Kanal 24, A Haber izleniyor... Bunları ‘farklı’ yayın organları olarak değerlendiriyorlar. Bir anayasa referandumundan ziyade partiler arası seçim havası var. Çoğu anayasa değişikliğinin neleri içerdiği konusunda bilgi sahibi değil. “Sen bilmiyorsun, okumuyorsun, ben biliyorum ama hadi beş tane madde söylesene” gibi diyaloglar da geçiyor bazen aralarında. Bunlar tartışmayı sivriltiyor. Fakat aynı masada oturmaya, birbirleriyle şakalaşmaya, birlikte okey oynamaya devam ediyorlar. OHAL ise çok gündemlerinde değil. 

Hayır oyu verecek CHP’li seçmen ise genellikle Halk TV’den öğrenmiş yasa maddelerini. Sosyal medyadan da öğrenenler var. MHP’li seçmen içinde yaş ortalaması yüksek olanlar ‘Bahçeli ne derse o’ diyor. Gençlerde hayır diyenler de var. 

Referanduma iki ay var. Bu iki ay içinde düşünceler değişir mi, ne oranda değişir? Belli ki bunu hayır cephesinin çalışması belirleyecek. 

ESENYURT’DAN EVET-HAYIR DİYALOGLARI

- Bir genç, “CHP ve HDP’nin memleket hayrına iyi bir şey dediği görülmüş mü? Onlar hayır diyorsa, ben evet derim arkadaş... Zaten hayırcılar terörist...” diyor. 
Hayır diyen bir genç sözünü kesiyor; “Bi’dakika ben o açıklamalara çok bozuldum. Benim vatanım, milletim var. Ben de seviyorum ülkemi. 15 Temmuz’da ben de çıktım sokağa. Terörle ne işim olur!”
Bu kez evetçiler hep bir ağızdan: “Cık cık cık, olur mu, değilsin tabii...”

-  “Anayasa maddelerini bilmiyorum ama CHP ve HDP hayır diyor. Erdoğan’ı da çok sevmem ama o nedenle ‘evet.’ Hem HDP hayır diyor, sen nasıl hayır dersin...
- Belki onlar da oyun yapıyor. Biz evet dersek hayır çıkar. Tersini düşün! O nedenle hayır diyelim ki evet çıksın. ABD yıllarca böyle yapmadı mı? Bu ülkeyi yönetmek için tersten yaklaştı olaya. HDP de böyle yaklaşıyor olabilir. 
- Haa haklısın doğru!

-  Hayırcı: Tek adamlığa karşıyım. Her şeyi Erdoğan mı belirlesin?
Evetci: Şimdi de belirliyor...
Hayırcı: Ama ölümlü dünya... Ölüm olur, her şey geçer. Şimdi en azından umudum var, yasa değişirse ne olacak? Umudumu da alacaklar...

HAYIRCILARIN ARASINDA DA İYİ İNSANLAR VAR!

Ordulular kahvesinin balkonunda sigara içen gençlerin yanındayız. Çoğu inşaat işçisi. “Sabah işe gideriz, akşam eve gider yemeği yeriz, sonra soluğu burada alırız” diye anlatıyorlar günlük yaşamlarını. Yaş ortalaması 22-23... Geneli lise mezunu, çoğu MHP ve AKP seçmeni. Anayasa teklifi hakkında hiçbir fikirleri olmadığını söylüyorlar. Zaten onlara göre halkın yüzde 80’i bilmiyor...

İlk konuştuğumuz ekip evet diyeceklerini söylüyor. Gerekçesi de “Türkiye sevgisi.” Bir başkası “Hayırcıların neden hayır dediğini bilmediğini, zaten, ‘Hükümetin de söylediği gibi’ FETÖ’cüsünün de PKK’lisinin de hayır dediğini” söylüyor. Maltepe’de başörtülü öğrenciye yönelik saldırıdan bahsediyorlar. (Bu olay, akşam saatlerinde konuştuğumuz birçok kişi tarafından örnek gösterildi. hayır oyu verecek kişilerin başörtüsüne saldırdığını düşünüyorlar.) Hatta daha da ileri giderek hayırcıları “fuhuş yapmakla” suçluyorlar. Fakat hemen sonra bu düşünceden vazgeçip hayırcıların arasında da iyi insan olduğunu, evetçilerin arasında da kötü insan olduğunu ifade ediyorlar. 

Gezi direnişini öfke ile anıyorlar. Berkin Elvan’ın ekmek almaya giderken ölmediğini düşünüyorlar. Çünkü izledikleri medya organlarında Berkin’in ‘terörist’ olduğu anlatılmış! “Boy boy resimleri çıktı” diyorlar. Gezi direnişini de ‘darbe girişimi’ olarak yorumluyorlar. HDP’ye büyük tepki gösteriyorlar; vekillerin tutuklu kalması gerektiğini savunuyorlar. 

CHP Milletvekili Elif Türkmen’in 1 milyon liralık iletişim faturasına tepkililer... “Bu kadar fatura nasıl gelir” diyorlar ”şuraya harcasan, burayı arasan yine de gelmez nasıl olur?” yorumları yapılıyor.

TARTIŞSALAR DA ARKADAŞLAR

Sohbet devam ettikçe başkaca gençler ekleniyor balkondaki muhabbete. Hayır diyeceklerin sayısı artıyor. Kendi aralarında tartışmaya başlıyorlar. Bir noktadan sonra artık ben sadece dinliyorum... Zaman zaman sertleşiyor tartışma. Özellikle el Bab’da ölen askerler konusunda. “Ne işimiz var!” diyen de var, “Orada olmamız şart” diyen de. Bu sertleşme bir espri ile hemen yumuşayabiliyor. Sonra muhabbet bağlanıyor; “Ya bırakın playstation oynamaya gidelim” diyor biri. Gülüşmeler her yerde: İşin gücün oyun oğlum!

ÖNCEKİ HABER

Bakan Özlü: Evet kararı, istikrarı teminat altına alacak

SONRAKİ HABER

Tudor’suz Karabükspor Antalya deplasmanında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa