10 Aralık 2016 00:43

Lafazanis: SYRIZA ihanet etti, sömürge haline getiriliyoruz

Yunanistan Eski Enerji Bakanı ve Halkın Birliği Partisi Lideri Panagiotis Lafazanis ile SYRIZA'yı, Türkiye ile Yunanistan ilişkilerini görüştük.

Paylaş

Arif KOŞAR
İstanbul

Yaklaşık iki yıl önce sadece Yunanistan’da değil Avrupa’da, belki de Türkiye muhalefeti içerisinde SYRIZA rüzgarı estiğini söylesek, herhalde abartı olmaz. Belki bu rüzgar tüm muhalefeti alıp götürmedi ama yine de SYRIZA’nın genel olarak büyük bir umut ve alternatif olarak  görüldüğü söylenebilir. 

Ocak 2015’te SYRIZA’nın seçim zaferi ve hükümeti kurması; troyka ve kemer sıkma önlemlerine karşı halk öfkesinin aldığı siyasal bir biçimdi. Peki, AB ve Avro Bölgesi’nden çıkmayı hiç gündemine almamış SYRIZA doğru bir seçenek miydi, yoksa desteğini aldığı halk yığınlarına ihanet mi etti? Günümüz Yunanistanı’nda krizden gerçekçi bir çıkış yolu var mı? Ve Türkiye’nin gidişatı Yunanistan’da nasıl değerlendiriliyor?

Bütün bu soruları, Yunanistan’da 2015 Temmuzunda SYRIZA’nın kemer sıkma paketine destek verdiği oylamada “ret” oyu kullanan ve sol kanatın liderliğini yapan ve Emek Partisinin davetiyle çeşitli görüşmeler için İstanbul’a gelen Eski Enerji Bakanı ve Halkın Birliği Partisi Lideri Panagiotis Lafazanis yanıtladı. 

SYRIZA’yı konuşacağız. Ancak önce Yunanistan’ın genel durumu; bugün Yunanistan’da neler yaşanıyor, kriz ne kadar etkili, kemer sıkma önlemleri hangi ölçüde uygulanıyor? 
Yunanistan’da ekonomik ve politik durum krizle birlikte giderek ağırlaşıyor. Troykadan sonra hayat şartları gittikçe zorlaşıyor. Yaklaşık 10 yıldır derin bir düşüş yaşanıyor. Emekli maaşları yüzde 40-50 oranında düşürüldü. İşsizlik oranı yüzde 25 civarında, gerçekte ise çok daha fazla. Yoksulluk giderek yayılıyor. SYRIZA-ANEL hükümeti maalesef dördüncü troyka anlaşmasını da imzaladı. 2018’den itibaren anlaşmanın şartları uygulanmaya başlanacak. Çok ağır koşullar içeriyor. Mevcut durum oldukça trajik.

Peki SYRIZA döneminde neler değişti, SYRIZA neler yaptı?
SYRIZA şu andaki anlaşma şartlarına göre hareket ediyor. Emeklilik koşullarını zorlaştırıyor, sigorta primlerini yükseltiyor. Ücretlerde düşüş yaşanıyor. Çok sert ve yüksek vergiler getirildi. KDV oranı yüzde 24’e ulaştı. Milli servetin satılması ve özelleştirmeler yağma boyutunda. Temmuz ayında referandumda “hayır” kararı çıktı ancak SYRIZA bu karara uymadı, tersine hareket etti. Daha önceki hükümetler gibi davrandı. SYRIZA açıkça halka ihanet etti. 

Avro Grubu (Avro kullanan AB ülkeleri dışişleri bakanlarının oluşturduğu grup) toplantısında Yunanistan’ın borç yükünün yumuşatılması iddiasıyla yeni bir önlem paketi kabul edildi. Buna göre borçların vadesi uzatılacak. Bu son düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Borçların azaltılması ile ilgili yapılan propaganda tamamen uydurma. Borç bir avro bile azaltılmayacak. Sadece ödeme dönemi uzatılıyor. Bu daha fazla faiz anlamına geliyor. Bir anlamda bir sömürge haline geliyoruz. Bu ülkeler hiçbir zaman hayır için borç vermez. Özellikle Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble.

Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitris Canakopoulos, Yunanistan’da işçi hakları konusunda Avrupa müktesebatının dışında bir reforma razı olmayacağını söyledi. Bu ifadeler, müzakerelerde troykaya bazı geri adımlar attırıldığı izlenimini veriyor. Bu doğru mu?
Maalesef öyle değil. Gerek bu hükümet gerek bundan önceki hükümet güçlü bir pazarlığa bile girmediler. Bunlar talimatları yerine getiren hükümetler. Aynı zamanda AB ve Avrupa Merkez Bankasının direktiflerini. Canakopoulos’un ifadeleri tamamen bir tiyatrodur. İç kamuoyuna yöneliktir. Futbol gibi iki takım oynuyor ama her zaman Almanya kazanıyor.

SYRIZA, Yunanistan’da kemer sıkma tedbirlerine karşı yaptığı muhalefetle iktidara geldi. Ancak, SYRIZA’nın programı Avrupa Birliği ve Avro Bölgesi’nde kalmayı öngörüyordu. Ayrıca seçimlerden hemen önce, SYRIZA Genel Başkanı Çipras uluslararası tekellere, sistemden çıkılmayacağı yönünde mesajlar verdi. Bu nedenle SYRIZA’nın başından beri, halkın troyka karşıtı tepkisini sistem içinde tutmak üzere bir rol oynadığı söylenemez mi? 
SYRIZA AB’den çıkılmamasını savunuyordu. Ama troykanın şartlarını kabul edilmemesi konusunda bir duruşu vardı. Avro Bölgesi’nden çıkalım demiyordu ama “Kurban da olmayacağız” diyordu. Maalesef Çipras ve grubu, halkın bağlılık ve verdiği desteği tamamen tersine kullandı. 5 Temmuz 2015 referandumunda “hayır” çıkmasına rağmen bunun tam tersini yaptı. Troyka ile yeni anlaşmalar yaptı. Çipras’ın en büyük hatası buydu. 

Peki AB’de ya da Avro Bölgesi’nde kalarak bir çözüm mümkün müydü?
Krizden ve dayatmalardan çıkabilmemiz için en büyük adım Avro Bölgesi’nden çıkmaktır. Yani ulusal paraya dönmemiz lazım. Aynı zamanda radikal ilerici bir programla hareket etmemiz gerekir. Yunanistan’ın yeniden doğması için bu gerekli. Bu program içerisinde ülkenin borçlarının silinmesi, halkın bankalara borçlarının iptal edilmesi, bankaların ulusallaştırılması; emekli, çiftçi ve esnafın desteklenmesi gerekir. 

Bunun için kaynak var mı?
Borçların silinmesi durumunda büyük bir kaynak elde edilecektir. Ve toparlanma mümkün olacaktır. Kendi para birimimize yeniden dönmeliyiz. Genişlemeci bir para politikası izlenmeli, kamu yatırımları ve küçük yatırımcı desteklenmeli. 

SYRIZA bu çizgiyi hiç savundu mu ki, neden içinde yer aldınız?
Bir kısmını savunuyordu. 

Ulusal para birimi dahil mi?
Hayır, ama “Avronun da kurbanı olmayalım” diyordu. İlk başta troykanın şartlarının iptal edilmesi düşüncesi vardı. Hepimizi SYRIZA’da birleştiren buydu.

SYRIZA “halka ihanet etti” diyorsunuz. Peki, troyka karşıtı bir ittifakın koşulları var mı? Ortaya koyduğunuza benzer platforma sahip örgütlerin bir araya gelmesi söz konusu olabilir mi? 
Biz, Halkın Birliği Partisi olarak, bütün troyka ve kemer sıkma önlemleri karşıtı demokratik güçlerin ortak bir cephede bir araya gelmesini savunuyoruz. Ancak böyle bir birliktelikle troykayı durdurabiliriz.

SADECE EKONOMİK DEĞİL POLİTİK KÖLELEŞTİRME

İtalya’da referandum ve Avusturya’da başkanlık seçimlerinde kaybetmelerine rağmen, Avrupa genelinde aşırı sağın yükselişi söz konusu. Yunanistan’da bu açıdan durum nedir? SYRIZA sağa kaydıkça neofaşist Altın Şafak partisinin oyları yükseliyor mu?
Altın Şafak’ın küçümsenmeyecek bir gücü var. Mecliste üçüncü siyasi parti. Ancak onun statik bir durumu var. Ben pek yükseldiğini düşünmüyorum.

Enerji Bakanlığı yaptınız. Bu dönemle ilgili önemli bir anı var mı?
Anlatacağım bir hikaye yok ama çarpıcı bir durum var. Ben Enerji Bakanı iken Rusya’dan gelecek doğal gaz hattı için anlaşma yaptık. Ancak ben bakanlıktan ayrıldıktan sonra troyka politikalarından dolayı anlaşma işlevsiz kaldı. Yani troyka sadece ekonomik değil politik bir köleleştirmeyi de içeriyor. Bağımsız bir ülke olarak siyasi yönleri de olan bir anlaşmayı yaşama geçiremiyoruz.


‘8 ASKER İADE EDİLMEMELİ’

Yunanistan’da, Türkiye’den kaçan 8 darbeci askerden 3’ünün iadesi yönünde karar alındı. Siz bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bu durumu kabul edilemez buluyoruz. Türk subaylarının Türkiye’ye teslim edilmesinin kabul edilemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü, günümüz Türkiyesi’nde adil bir yargılama yapılacağına inanmıyoruz. İnsan haklarına saygılı bir sürecin yürüyeceğini düşünmüyoruz. Bu yüzden kaygılarımız yüksek. Tabii ki idamın gündeme gelmesi konusunda da kaygılarımız var. İdam hiçbir şekilde kabul edilemez.

MÜLTECİLER ÜLKELERE EŞİT ŞEKİLDE DAĞITILMALI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’yı, sık sık mültecileri göndermekle tehdit ediyor. Mülteci sorunu Yunanistan’ı hangi ölçüde etkiledi? Ve siz çözüm olarak ne öneriyorsunuz?
Yaşanan mülteci göçlerinin durması için ilk başta Suriye ve Irak’taki savaşın durması lazım. Bu savaş emperyalist güçler tarafından destekleniyor ve büyütülüyor. Emperyalist güçler, bölgedeki durumu daha da ağırlaştırıyor. Orada yaşanan vahşet mülteciliğe yol açıyor. Mülteciler konusunda uluslararası hukuk kuralları uygulanmalıdır. Avrupa’ya gelen mülteciler bütün ülkelere eşit şekilde dağıtılmalı. Maalesef Yunanistan’ın ve Avrupa’nın sınırları tamamen kapatılmış durumda. Hukuka uygun olmamasına rağmen kuzey sınırlarımız da kapalı. Avrupa Yunanistan’ı bir mülteci deposu olarak kullanıyor. Türkiye’yi de öyle.


LOZAN TARTIŞMASI KAYGI VERİCİ

Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan anlaşmasını gündeme getirmiş, adaların durumunu tartışma konusu yapmıştı. Nasıl değerlendirdiniz?
Erdoğan’ın Lozan anlaşması hakkındaki açıklaması sınırlarla ilgili bir tartışmayı gündeme getirebilir. Sınırlar hakkında bir belirsizlik olursa, bu ciddi bir karışıklığa neden olur. Biz de bu nedenle kaygılarımızı dile getirdik. Şu anda bizim uluslararası hukuk çerçevesinde kuralları takip etmemiz gerekir. Bu tamamen barışçıl ve güvenli bir ortamda yaşayabilmek açısından önemli bir tutumdur.

Peki genel olarak Türkiye-Yunanistan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk-Yunan ilişkileri maalesef iyi gitmiyor. Özellikle Ankara tarafından gelen ve sınırlar konusundaki tehditler nedeniyle...

Yunanistan’da bu kadar ciddiye alındı mı?
Tabii ki. Bir ülke sınırları konusunda, temel bir anlaşmanın temelleri tartışma konusu olursa, sorunlar olur.

Yunanistan’dan bakınca Türkiye’deki gidişat nasıl görünüyor?
Maalesef kaygıyla izliyoruz. Antidemokratik bir yola doğru gidiyor. Türkiye yayılmacı bir siyaset izliyor. Bunlar iyi mesajlar değil bölgemiz için. Halklar ve devletler arasındaki iyi ilişkileri tamamen bozar. Yunan halkı Türk halkına karşı sevgi dolu duygular besliyor. Türkiye’ye gelenler iyi izlenimlerle dönüyor. İki ülke arasında iyi ilişkiler olması lazım. Bu barış ve güvenlik açısından önemli. 

Kıbrıs konusunda ne düşünüyorsunuz ve nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
Kıbrıs tabii ki herkesi ilgilendiriyor. Hem Rum hem de Türk halkını. Yunanistan ve Türkiye arasındaki ilişkileri zehirleyen bir konu. Biz demokratik bir çözüm istiyoruz. Kıbrıs’ta yaşayan halkların temel haklarına saygı çerçevesinde federal bir devlet çözüm için kritik bir adım olacaktır. Yabancı güçler Kıbrıs’tan tamamen çekilmeli, üsler kaldırılmalıdır. 

PANAGIOTIS LAFAZANIS KİMDİR?

Panagiotis Lafazanis, 1992 yılına kadar Yunanistan Komünist Partisinin üyesiydi. 1992 yılında kurulan Synaspismos’ta Politik Sekreterlik görevini üstlendi. 2000 yılındaki seçimlerde Synaspismos’u temsilen Yunan Meclisine girdi. 2004’te yine seçildi. 2009, 2012 mayıs-haziran ve 2015 ocak seçimlerinde bu sefer SYRIZA’dan milletvekili oldu. 2015 seçiminden sonra SYRIZA’nın iktidar olmasıyla birlikte Aleksis Çipras’ın kabinesinde Enerji, Maden ve Kalkınma Bakanı olarak görev yaptı. SYRIZA içinde Sol Platformun liderliğini üstlendi. 11 Temmuz 2015’te SYRIZA’nın destek verdiği kemer sıkma paketine Lafazanis ve Sol Platform ret oyu verdi. Bunun üzerine Çipras kabineyi yeniledi. Sol Platform üyeleri Lafazanis’in önderliğinde Halk Birliği Partisini kurdu.

ÖNCEKİ HABER

Avrupa Film Ödülleri 2016: En güçlü adaylar

SONRAKİ HABER

Rasmussen bugün Türkiye’ye geliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa