‘DİHA muhabirleri ödüllendirilmesi gerekirken tutuklanıyor’

Dicle Haber Ajansına (DİHA) yönelik gözaltı, tutuklama, tehdit ve yasak furyasını değerlendiren bölgedeki gazeteciler, DİHA muhabirlerinin zor şartlar altında takdir edilesi işlere imza attığına vurgu yaptı.

‘AMACIMIZ KİMSENİN ULAŞAMADIĞINA ULAŞMAK’

Kendisi de 16 Aralık 2015’te Diyarbakır’da haber takibi yaptığı sırada “heyecanlı olduğu” gerekçesiyle gözaltına alınıp bir süre tutuklu yargılanan ve 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen Jin Haber Ajansı (JINHA) Muhabiri Beritan Canözer, gazetecilerin baskı altında tutulmasının tek gerekçesinin katliamların duyulmasını engellemek olduğuna işaret etti. Gazetecilerin öldürüldüğüne vurgu yapan Canözer, “Cizre’de haber takibi yapan özgür basın çalışanı Rohat Aktaş vahşet bodrumunda yakılarak katledildi. Şu an cezaevlerinde tutuklu 11 DİHA muhabiri var. Hepsi de sudan gerekçelerle tutuklandı. Beni ‘örgüt üyesi’ olarak suçladılar. Baktığımızda heyecanlı olup gözaltına alınmam da DİHA Muhabiri Meltem Oktay’ın ‘Kimsenin ulaşamadığı haberi yaptığı için’ tutuklanması da aynıdır. Zaten bir gazetecinin asıl hedefi kimsenin ulaşamadığı haberi yazmaktır. Meltem arkadaşımız da bunu yaptı” diye belirtti.

‘KENDİLERİ GİBİ YAZMAYAN GAZETECİLERİ İSTEMİYORLAR’

Genel olarak özgür basın çalışanlarının hedef alındığını, ancak baskıların en yoğun olarak DİHA üzerinde uygulandığını dile getiren Kurdsat News TV Bölge Temsilcisi Felat Mehmetoğlu, 11 DİHA muhabirinin tutuklu olmasının kabul edilebilir yanı olmadığını söyledi. Gazeteciliğin halkın gözü olduğunu ve bölgede gazetecilik yapmanın çok zor olduğunun altını çizen Mehmetoğlu, “AKP hükümetinin amacı farklı düşünen ve yazan gazetecileri susturmaktır. Gerçek ve doğru haberlerin ortaya çıkmasını engellemek için gazetecileri tutukluyorlar. Yani kendileri gibi yazmayan gazetecileri istemiyorlar” diye konuştu.
DİHA muhabirlerinin alanlarda, sokaklarda ve çatışmaların yoğun olduğu yerlerde çalıştığını belirten Mehmetoğlu, “DİHA muhabirleri gerçekleri yansıtmak için ellerinden geleni yapıyor. Havuz medyasında çalışan gazeteciler ise gerçekleri hükümetin isteğine göre servis ediyor. Çünkü hükümette her şeyi kendi çıkarına göre istiyor. Hükümetin kontrolü altında olmayan her televizyon ve her gazeteci onların gözünde düşman ve teröristtir” dedi.

‘KATLİAMLARI ÖRTBAS ETMEK İÇİN SALDIRIYORLAR’

DİHA muhabirleri üzerindeki baskıların 7 Haziran sonrası başlatılan savaş konseptiyle bağlantısı olduğuna dikkat çeken Evrensel Muhabiri Hasan Akbaş ise 1990’lı yıllarda Kürt gazetecilerin katledildiğini, bugün ise aynı zihniyet tarafından darbedilip tutuklandığını söyledi. Sur’da tutuklanan DİHA Muhabiri Mazlum Dolan’ın, canını tehlikeye atarak gerçekleri halka ulaştırmaya çalıştığına işaret eden Akbaş, “Hiçbir gazeteci Mazlum gibi canını tehlikeye atarak haber yapamaz. Ödüllendirilmesi gerekirken tutuklandı. Başka ülkede olsaydı ceza değil ödül alırdı. Çünkü Sur’da mahsur kalan siviller onun yaptığı haberler sayesinde kurtuldu” vurgusu yaptı.
Akbaş, DİHA muhabirlerinin Kürt halkının devlet saldırılarına karşı verdiği mücadeleyi aktardığı için hedef alındığını ifade ederek, DİHA muhabirlerinin bölgede yaşanan savaşı tüm çıplaklığıyla halka duyurmaya çalıştığını ve devletin bölgeye yönelik saldırı, baskı ve katliamların duyulmasını ve görünmesini istemedikleri için DİHA muhabirlerini tutukladığını belirtti. “DİHA muhabirlerinin tutuklanmasına kayıtsız kalmamalıyız” diyen Akbaş, dayanışmayı büyütmelerinin gerekliliğine dikkat çekti. (DİHA)