03 Ağustos 2015 09:03

Ermenek'te Kurtulan çavuş: Kaza eski ocağa çok yaklaşıldığından meydana geldi

Paylaş

 Karaman'ın Ermenek ilçesinde geçen 28 Ekim'de 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16 sanıklı davanın üçüncü duruşmasına başlandı. Aralarında kurtulan işçilerin de bulunduğu tanıkların dinlendiği duruşmada kurtulan çavuş Mustafa Elibol, "Suyun patladığı yerde 15 metrelik bir baca vardı. O baca haritaya işlenmemiş. Kaza, eski bir ocağa çok yaklaşıldığından meydana geldi" dedi.

Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt; tutuksuz sanıklar maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray Yetiş, taraf avukatlar ile ölen madencilerin aileleri katıldı. 

Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

İSTENEN CEZALAR

Davada sanıklardan 14'ü, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 20- 25 yıl hapis istemiyle, diğer sanıklardan 1'i 'Yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak', diğeri de faciayı 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla yargılanıyor. Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi tanık olarak bulunuyor. 

KURTARILAN MADENCİ: NEFES ALAMIYORDUM

Bugün başlayan ve iki gün sürecek duruşmada, tanıkların ifadesi dinlenecek. Facia sırasında kurtarılan ve tanık olarak dinlenen madencilerden Mesut Öner, yemek yedikleri sırada büyük bir gürültü duyduklarını söyledi. Öner, şunları anlattı:

"Büyük bir gürültü sesi geliyordu. Yemeğimi çantaya koydum. Sırt çantamı alıp diğer arkadaşların yanına gidip su gelmeye başladığını söyleyip uyardım. Sonra birlikte koşmaya başladık. Başka arkadaşları gördük onları da uyardık. Yukarı doğru (ocağın çıkış kapısına doğru) koşuyordum kablolar yanmaya başladı. Nefes alamıyordum. Tünelin ucunda ışığı görünce kurtulmak için son gücümle koşmaya başladım. Dışarı çıktığımda yardım istedik."

Kurtulduktan sonda ocağın daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un yanlarına geldiğini ve durumu anlattıklarını ifade eden Öner, "Yavuz bey geldi. Ona söyledik. İşçilerim gitti diye içeri koştu, o da bayıldı. Ağabeyin (işçilerden) biri önce patronları arayacağız. Ambulansa, jandarmaya haber vermeyin, kimsenin haberi olmasın" dedi. 

‘KÖMÜR HEP ISLAKTI’

Kömürün hep ıslak olduğunu, çavuş ve mühendislerinde bunu bildiğini ileri süren Mesut Öner, ifadesinde, "Su, galerilere gelirdi. Son galerilerde sızıntı hep vardı. Çavuşlarda, mühendislerde bunları görüyordu, biliyordu" diye konuştu.

Avukatlar, üretim haritası dışına çıkılıp açılan kaçak galerilerin, müfettişler tarafından denetim yapılmadan önce duvarla örülüp örülmediğini sorması üzerine Mesut Öner, "Evet her zaman örüyorduk" dedi. 

‘ŞİDDETLİ GÜRÜLTÜ OLDU’

Kurtulan işçilerden Salih Güney de, facia sırasında yemek yemeye oturduklarını belirterek, şunları anlattı: 

"Yemeğe oturunca aldığım ekmeğimi bir kere ısırdım. Tam o anda, şiddetli bir gürültü oldu, rüzgar ve toz geldi, Göz gözü görmüyordu. Arkadaşlar (Mesut Öner ve Ahmet Karaca) geldi, 'Hemen dışarı çıkalım' dediler. Elektrik kabloları yanmaya başlayınca, tıkandık nefes alamıyorduk. Dışarı çıktığımızda nefes almaya çalışıyorduk.

Ortalık ana, baba günüydü. Anlatacaklarımın hepsi bu."

‘KAZA, ESKİ OCAĞI YAKLAŞILDIĞINDAN MEYDANA GELDİ’

Facia anında kurtulan çavuş Mustafa Elibol, kazanın eski ocağı çok yaklaşıldığından dolayı meydana geldiğini ileri sürdü. Elibol, "Suyun patladığı yerde 15 metrelik bir baca vardı. O baca haritaya işlenmemiş. Kaza, eski bir ocağa çok yaklaşıldığından meydana geldi" diye konuştu.

Yeni çıkan Maden Yasası nedeniyle ocakta üretime bir süre ara verildiğini ve o gün çoğu işçinin yeniden işe başladığını hatırlatan Elibol, "Yemeğe oturduk, 6 kişiydik. Bir rüzgar ve pis kokulu geldi. Ayağa kalkınca suyun üzerimize geldiğini gördüm. Arkadaşlara bağırdım 'kaçın' diye. Bazı arkadaşlar da çıkamadı işte" dedi. 

‘SU İÇİLEBİLİR’ RAPORU GELMİŞ, ÇALIŞMAYA DEVAM ETMİŞLER 

Olaydan yarım saat önce, faciada hayatını kaybeden şef Recep Çiloğlu ile suyun patladığı yer hakkında konuştuklarını belirten Elibol, faciadan yarım saat önce suyun patladığı yeri şefi ile konuştuklarını anlatırken, "Bir şey yoktu. Mühendisimiz Yavuz bey bana 'Suyun geldiği yerden numune aldık, Karaman'a gönderdik, su içilebilir raporu geldi. Çalışmaya devam edebilirsiniz" demişti. Tahkimatların kırıldığı yerlerden nerdeyse 15 ton kömür alırdık. 15 direğin arkasında da 80 ton kömür vardı. Sondaj yoktu. 3 metrelik sondaj vardı. O da taşlar için kullanılıyordu" diye konuştu.

Çavuş Elibol da, diğer işçiler gibi müfettişler geldiğinde mühendis ve şefin talimatıyla üretim haritası dışında açılan galeride duvar yapıp kapattıklarını ileri sürdü. Duruşma sırasında aileler sık sık çavuş Elibol'a tepki gösterdi. 

OLAYDAN ÖNCE SUYU YENİDEN DENETLEMİŞLER 

Çavuş Mustafa Elibol, şef Recep Çiloğlu'un, olaydan önce suyun patlama yaptığı yeri yeniden denetlediğini belirterek, "Recep şef, ustalara sordu. 'Bu su da fark var mı?' diye. Oradan bir arkadaş, 'Su da bir sıkıntı yok' diye cevap verip, 'Hatta ben evden su getirmeyeceğim. Buradan akan suyu bidonuma dolduracağım' diye şakalaştık. 

Ölen madencilerden Uğur İlhan'ın babası Hasan İlhan, 'Önceki vardiya çıkan çavuş, kazanın olduğu vardiyanın çavuşuna 'Burası patlayacak bu adamları içeriye sokma' dedi mi, demedi mi?" dişe sordu. 

Çavuş Elibol bunun üzerine "Böyle bir şey demedi" diye yanıt verince Hasan İlhan, "Efendim bu adam (Çavuş Elibol) kazadan 2 gün sonra kendi ağzıyla bu duydukları bana söyledi. Şimdi yalan söylüyor" diye konuştu. Duruşmada diğer tanıkların dinlenmesine geçildi. (DHA)

ÖNCEKİ HABER

Bahçeli'ye yanıt: 'Hırsızdan hesap sorarız' deyip hırsızın sarayında sefa sürenler mi şerefli?

SONRAKİ HABER

Sınır kapısı Kobanê'de de cenazelere kapatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...