17 Şubat 2009 01:00
SAĞLICAK
Sağlık hizmetleri içerisinde muayene üzerine hesaplar yapanlar bir türlü dikiş tutturamadılar; muayene usulleri ile ilgili kurallar sürekli değişiyor. Geçmişten bugüne muayene tartışmaları sürerken, muayene ücretleri tutarı sosyal güvenlik kuruluşlarının giderleri arasında önemli oranlara ulaştı.
Muayenede katılım payı alınmadığı dönemlerde, hastaneler sosyal güvenlik kurumlarından para çekebilmek için muayene sayılarını sürekli fazla gösterdiler. Performansa dayalı ücretlendirme döneminde, Sağlık Bakanlığının kontrolünde, olur olmaz birçok işlem hasta faturasına eklenerek sosyal güvenlik sistemine yansıtıldı. GSS ve Sağlık Uygulama Tebliği ile birlikte bir hastanın aynı gün içinde ancak bir yerde muayenesinin yapıldığı dönem başladı. Özel sağlık kuruluşlarının zıplamasıyla bu dönem çok kısa sürdü ve hastanın neredeyse özel sağlık kuruluşundaki tüm polikliniklerde muayene olduğu(!) dönem yaşandı. Devamında muayene ücretlerinde katılım payı dönemi başlatıldı. Sigortalı hastadan alınan muayene başına 10 TLye kadar çıkan ek katılım ücretleri toplamda kayda değer oranlara ulaştı.
Ve sonunda SGK duruma müdahale ederek hastanın 10 gün içerisinde aynı poliklinikte muayene olamayacağı, istemesi halinde parasını ödeyerek muayene olacağı dönemi başlattı. Ne zaman? 1 Nisan 2009da, yani yerel seçimlerden 2 gün sonra!
Muayene önce teşvik edildi. Herkesin -özel ya da kamu- her yerde istediği kadar muayene olabileceği 5 yıllık bir dönemden sonra; hem paralı hale getirildi, hem de kısıtlandı. Alışkanlığını sürdürmek isteyenlere muayene ücretinin cepten ödeneceği bir dönem başlatıldı.
SSGSS 2006da ilk kabul edildiğinde katılım payı alınmayacak sağlık hizmetleri arasında aile hekimliği muayenesi ve kontrol muayeneleri de sayıldı. Muayene ile kontrol muayenesi yan yana geldiğinde birbirinin devamı işlemler olarak algılandı ve tüm kontrol muayenelerinin ücretsiz olduğuna dair eksik bilgilenme dönemi yaşandı. Bu dönemde kontrol muayenesi ücretleri ya maaş bordrolarına yansıdı, ya da eczanede hastanın karşısına çıktı. SSGSS 2008de yeniden TBMMye geldiğinde SGK meramını Yasaya yansıttı ve katılım payı alınmayacak kontrol muayenesi konusunda küçük bir düzenleme yaptı. SGKnın meramı; sağlık hizmeti alan sigortalı veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetini gerçekten alınıp alınmadığını ya da iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığını tespit amacıyla yapılacak kontrol muayenesi ile ilgiliydi. Söz konusu sigortalı veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin SGK kurallarına uyup uymadığının kontrolüydü ve düzenlemenin de eski bir tarihi vardı.
Sosyal Sigortalar Kanunu 1964de kabul edildiğinde benzer bir düzenleme sosyal devlet olgusuna uygun olarak yapıldı ve SSGSSnin çıkışına kadar da yürürlükte kaldı. Söz konusu Koruyucu tedbirler alınması başlıklı madde Kurum, sigortalıları, sağlık durumlarını kontrol amacıyla, istediği zaman sağlık muayenesine tabi tutulabileceği gibi, koruyucu hekimlik bakımından gerekli her türlü koruyucu tedbirleri de alabilir diyor. Bu maddedeki hassas vurguda; SSKnın istemesi halinde koruyucu hekimlik görevini yapılabileceği anlamı da yüklüdür. Sigortacılık görevi üstlenen bir kurum için ince bir mesaj veren yasa koyucunun yaklaşımına karşılık; uygulayıcı otorite bu inceliği ironik biçimlere dönüştürerek alabilir ifadesini tersten yorumladı. Kapitalizmin sigortacılık anlayışının da bir mantığı vardır. Sigorta kuruluşu giderlerini azaltmak istiyorsa alabilir mesajını doğrudan, pozitif kazanımlara yönelik yorumlayabilirdi. Eğer alabilir mesajı kayıplar pahasına -ki bu kayıplar bir başka kesim için kazanımdır- yanlış yorumlanırsa SSKnın geldiği son konum da kolayca izah edilebilir.
Yasa koyucu SSGSSde bu maddenin temel vurgusunu tümden değiştirdi. Peki, SSGSSdeki maddesinin yaptırımı nedir? SGK, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzaması veya iş göremezlik oranının artması ya da malul kalması durumunda; sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri dörtte birine kadar eksiltilecek.
Celal Emiroğlu
Evrensel'i Takip Et