30 Nisan 2010 01:00

GERÇEK


Yarın 1 Mayıs; İşçi Sınıfının Birilik Mücadele ve Dayanışma günü; işçi sınıfının uluslararası bayramı!
Yarın sabahtan itibaren dünyanın her yerinde işçiler, kapitalizmden ezip sefalete ittiği emekçiler alanlara çıkıp; kapitalizmi, sömürü ve zulmü lanetleyecek, 1 Mayıs’ın ideallerini, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya istemlerini haykıracaklar.
Türkiye’nin işçileri ve emekçileri de yarın İstanbul’dan Batman’a, İzmir’den Adana’ya, Ankara’dan Samsun’a, ... Türkiye’nin her yerinde alanlara çıkacak; en acil istemleri yanı sıra sınıfın sömürüsüz, sınıfsız, barış içinde bir insanlık dünyası idealini de dile getirecekler.
Türkiye’de 1 Mayıs, elbette bu genel ve 1 Mayıs’ın sembolize ettiği ideallerinden gelen taleplerin yanı sıra sürecin özelliklerinden gelen taleplerle kutlanacaktır.
Bütün belirtiler 2010 1 Mayıs’ının yakın tarihin en kitlesel, işçilerin taleplerini daha net bir biçimde ifade edeceği bir 1 Mayıs olacağını göstermektedir.
2010 1 Mayıs’ı geçmiş yıllardan farklı olarak, iki yılını geride bıraktığımız kriz önlemlerinin baskısı; işsizliğin hat safhaya çıktığı ve işçiler ve emekçilerin işsizlik ve yoksulluğun baskısıyla sindirilmeye çalışıldığı koşullarda kutlanacaktır. Ama aynı zamanda 2010 1 Mayıs’ı, 25 Kasım kamu emekçilerinin emekçilerin greviyle başlayıp, TEKEL işçilerini Ankara mücadelesiyle taçlanan, Antep’in Çemen işçilerinin başarılı grevleri ve onlarla paralel biçimde ortaya çıkan işçi emekçi mücadelelerinin anlamlandığı bir gün olarak kutlanacaktır.
Öte yandan henüz sendikalar işçilerin gündemine getirmemek için uğraşsa da özel sektörde metal ve tekstil sektörleri başta olmak üzere toplusözleşmelerde görüşmeler de artık işçilerin devreye girmesinin kaçınılmaz olduğu bir aşamaya gelmiştir.
Yine aynı zamanda 2010 1 Mayıs’ı, TEKEL işçilerinin mücadelesinin ateşini bir araya getirdiği konfederasyonlar tarafından alınan ve sınıfın en acil talepleri için hükümeti ve patronları uyarma amaçlı, 26 Mayıs’ta hayat geçirilecek “genel eylem”in arifesinde kutlanacaktır. Bu yüzden de 1 Mayıs alanları, aynı zamanda 26 Mayıs’ı başarılı bir genel grev gününe dönüştürme konusunda sözlerin alınıp verildiği kutlama günü olacak bir zaman kesitidir.
Yarından itibaren 1 Mayıs kutlamaları geride kalacaktır. Ancak 1 Mayıs’ta dile getirilecek olan iş ve insanca çalışma koşulları talebinden çalışma sürelerinin kısaltılmasına, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılmasından, parasız sağlık ve eğitim hakkına özelleştirmeye karşı durmaktan demokratik anayasa talebine tüm taleplerin 26 Mayıs’ta göndere çekilecek genel grevin bayrağına yazılması için çalışmaların hız kazanması gerekecektir.
Çünkü 26 Mayıs’ı gerçekleştirecek olanlar, yarın alana çıkacak emek güçleridir.
Çünkü yarın alanlara çıkacak işçiler arasında yansıyacak birlik, mücadele ve dayanışma duygusu 26 Mayıs’ta ortak ayağa kalkmanın harcı olacaktır.
Evet, 1 Mayıs’ın görkemli, anlamına uygun kutlanması ve sermaye ve hükümetine taleplerinde ısrar edeceğini göstermesi elbette son derece önemlidir. Ama 26 Mayıs’ın başarılı ve mümkün olduğu kadar geniş emekçi kesimlerin katıldığı bir genel grev olarak gerçekleşmesi, hem TİS’lerin başarılı bir biçimde gerçekleşmesi hem kriz vesilesiyle yürütülen saldırının püskürtülmesi hem de emekçilerin genel olarak sermaye saldırıları karşısında ciddi bir mücadele mevzisine girmesi için son derece önemli olacaktır.
Bu yüzden 2010 1 Mayıs’ının alanlardan yükselecek yakın çağrısı; “26 Mayıs’ta hep birlikte genel greve genel direnişe” olmak durumundadır.
İ. Sabri Durmaz

Evrensel'i Takip Et