07 Mayıs 2010 00:00

‘Devletler Romanlara şans tanımalı’

“Müzik fakirlerin tek lüksüdür… Şarkı söylerken kötü düşüncelerden uzaklaşırsınız ve dans ederken açlığı unutursunuz…”

Paylaş

“Müzik fakirlerin tek lüksüdür… Şarkı söylerken kötü düşüncelerden uzaklaşırsınız ve dans ederken açlığı unutursunuz…”
Yukarıdaki sözler Çingene müziğinin divası olarak anıla gelen, Balkanların güçlü sesi Esma Redzepova ait. Redzepova bugün Türkiyeli dinleyicileri ile buluşuyor.
Çingene olduğundan gururla bahseden sanatçı, her fırsatta ırkçılığa karşı kampanyalara katılıyor. 15 binin üzerinde yardım amaçlı konser veren Çingene Diva 50’ye yakın sokak çocuğu ve yetimi evlat edinmiş, UNICEF tarafından ödüllendirilmiş, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş.
Türkiye’de daha önce de çeşitli organizasyonlarda yer alan, Kardeş Türküler ile aynı sahneyi paylaşan Redzepova bugün saat 20.00’de Cemal Reşit Rey konser salonunda sahne alacak.
Çingene Diva’yla Çingene yaşamı, ırkçılık, yardımseverliği ve müzik üzerine konuştuk.

Bugün Roman müziğinin divası olarak adlandırılıyorsunuz. Nasıl bir müzikal yolculuk sizi bu noktaya getirdi?
Müziğe 11 yaşındayken başladım. Alışılagelmişin dışında bir başlangıçtı, çünkü çok genç bir okul çocuğuydum ve okuldaki öğretmenlerim iyi şarkı söylediğimi düşünüyorlardı. “Mikrofon Senin” adlı bir radyo programı vardı. Okulumuzun müdürü benim bu programa katılmamı istedi. Okulumu temsilen programa katılıyordum ancak bundan ailemin haberi yoktu. Neticesinde yarışmayı kazandım ve karşılığında iyi bir para ödülü kazandım. Bu yarışmada daha sonraları eşim olacak olan Stevo Teodosıevskı beni fark etti. Böylelikle kariyerim başlamış oldu. Teodosıevskı topluluğunun bir üyesi oldum.

60 yıla yakın bir süre boyunca, 20 değişik dilde şarkı söylediniz. Farklı dillerde söylemek sizin için ne ifade ediyor?
Değişik müzik tarzlarında da eser verebilmek benim için bütünüyle bir sanatçı demektir.

Sizi şarkı bestelemeye yönelten sebepler nelerdir? Müzikteki dönüm noktanız neydi?
Her müzisyen gibi müzik yaparken değişik ilham kaynaklarım var. Bazen bir mutluluk veya bir acı olabilir. Bu kalpten gelen bir şey, o gün nasıl hissettiğiniz ile ilgili. Genel olarak müziğim sevgiden, Roman geleneğinden ve günlük yaşamdan ilham alıyor.

Romanların yeteneklerinin gelişkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben yeteneğe inanan birisi değilim. İyi şarkının belki yüzde 30’u yetenektir. Geri kalanı sıkı çalışmayla ilgilidir. Şarkı söylemeye başladığım zaman çok sıkı bir çalışma içerisindeydim. 2 yıl boyunca günde 4 saat çalıştım. Sonuçta size söylediğim gibi her işte olduğu gibi müzikte de en önemli konu çalışmak romanlar için de bu böyledir.
GETTOLARDA YAŞAMAK İYİ BİR ŞEY DEĞİL
Romanlar dünyanın her yerine dağılmış bir kavim. Müzikal anlamda bir ortaklık mevcut mu aralarında?
Müzikte kimi zamanlar ortaklıktan söz edilebilir, fakat sözlerde bu yoktur. Roman dilinde söyleyen Romanları bulmak çok güç. Belki sadece Makedonya, Sırbistan ve Bulgaristan’da bulunabilirler. Diğerleri yaşadıkları ülkeler tarafından asimile edildiklerinden yaşadıkları ülkelerin dilleriyle karışmış olan sözler vardır. Örneğin Rus Roman müziği çok çok güzel fakat sözler itibariyle Rusça. İspanya’da da durum aynı. Roman dilini konuşan Romanlar, dünyada sadece birkaç ülkede mevcutlar.

Sulukule dünya romanları için simgesel bir yer. Kısa bir süre önce bu yerleşim alanı yıkıldı ve orada yaşayan romanlar ayrılmak durumunda kaldılar. Bu durum hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu belki de romanlar için daha iyidir. Çünkü getto mahallelerinde yaşamak iyi bir şey değil. Eğer toplum onlara yardım ederse daha iyi bir bölgede yaşamaları sağlanabilir. Eğer ki yetkililer diğer milletlerle birlikte yaşamaları için imkan tanırsa sorun değil ancak eğer kendi hallerine bırakılırlarsa bu iyi olmaz.

Irkçılıkla mücadele eden birisisiniz. İnsanlığın ırkçılıkla mücadele noktasını nasıl görüyorsunuz?
Ne yazık ki 21. Yüzyılda hâlâ ırkçılık mevcut. Kendi ırkını diğerlerinden üstün gören insanlar hâlâ var. Bu iyi değil, bu düşünce yapısının değişmesi gerekiyor.

Dünyada ırkçılıkla ve ön yargılarla yüz yüze kalmış bir kesim halen var ve bu gruplardan birisi de romanlar. Irkçılığa maruz kalan birisine ne öğütlersiniz?
Daha önce defalarca dünyaya Makedonya örneğini verdim. Makedonya’daki Romanlar ülkenin bir parçası halindeler. Hükümette bakan olan, parlamento üyesi olan, belediye başkanı olan romanlar var. Makedonyada Shuto Orızarı bölgesinde belediye başkanlığı görevini yürüten bir Roman. Roman dilinde 2 TV istasyonu var, pek çok radyo istasyonu var. Eğer her devletler Romanlara bu şansı tanırsa ülkede eğitimli pek çok Roman çeşitli mesleklerde yer alabilir.

BALKANLARDAN GELEN GÜZEL SESLER Tüm romanlar Esma Redzepova’dan haberdardır. Peki siz hangi Roman müzisyenleri dinliyorsunuz?
Genç roman müzisyenleri dinlemeyi seviyorum. Roman müziğin devam eden sürecini takip ediyorum.

Sizin için özel anısı olan bir müzik çalışmanız var mı?
Belki “Na Kelavıse” çünkü kayıtlardan önce 2 yıl boyunca üzerinde çalışıldı.

Dünyada Balkan ve Roman müziğine ilgi artıyor. Bunun sebebi nedir sizce?
Dünyanın belli bir bölümü için bu müzik yeni. Çünkü senelerce Rock, Pop ve Elektronik gibi müzik türlerini dinlediler. Bu müzik onlara taze bir duygu veriyor. Dinamik ritimler ve çok güçlü bir müzik… Balkanlardan güzel sesler geliyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Eral Aytemiz
ÖNCEKİ HABER

İşçi Filmleri Festivali sürüyor

SONRAKİ HABER

Demirin simgesi ABD miydi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa