12 Ocak 2006 23:00
Katil serbest
Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin katili ve Papa suikastçısı Mehmet Ali Ağca, hukukçuların defalarca yaptığı itirazlara rağmen sertbest bırakıldı. İpekçi davasının müdahil avukatı ve eski İstanbul Barosu başkanlarından Turgut Kazan, yaptığı itirazların reddedildiğini ve Ağca'nın hukuksuz bir biçimde serbest bırakıldığını belirtti.
Karanfilli tahliye Mehmet Ali Ağca, yaklaşık 5.5 yıl hükümlü bulunduğu Kartal H Tipi Cezaevi'nden geniş güvenlik önlemleri altında dün saat 09:26 itibariyle tahliye edildi. Ağca'nın tahliye işlemi sırasında çevresinde etten duvar örüldü. Polisler cezaevi çevresinde kuş uçurtmadı. Ağca taraftarları otomobile karanfiller attı. Mavi kazak ve kot pantolon giydiği gözlenen Ağca önce cezaevi bahçesinde bulunan ek binaya getirildi. Daha sonra otomobile bindirilen Ağca, konvoy eşliğinde cezaevinden çıkarıldı. Ağca, tahliyesinden sonra sırasıyla götürüldüğü Pendik Askerlik Şubesi ve Tuzla Piyade Okulu Komutanlığı'nda yapılan işlemlerinin ardından saat 11.45'te sivil otomobille GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'ne geldi. Sağlığını gerekçe göstererek askerlikten muaf tutulmasını isteyen Ağca'nın bedelli askerlik için başvurduğu öğrenildi. Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ'a göre bu başvuru nedeniyle yüzde 95 Ağca bedelli askerlikten yararlanacak.
Protesto edildi Ağca'nın GATA'daki muayenesi sırasında, TKP üyesi bir grup, protesto gösterisi yaptı. Ağca'nın, hastanenin acil servis girişinden içeriye girmesinden bir süre sonra TKP'li bir grup, öldürülen Kemal Türkler, Nejdet Bulut ve Bedrettin Cömert'in fotoğraflarını da taşıyarak hastane önüne doğru yürüyüşe geçti. Polis, grubu, hastaneye 100 metre mesafe kala durdurdu. Grup üyeleni "Katillerden hesabı emekçiler soracak" ve "Ağca halka hesap verecek" şeklinde sloganlar attı. Bu arada, ülkücü bir grup ise Ağca'ya destek için hastane önünde Türk bayrağı açtı.
KAZAN: KARAR HUKUKA AYKIRI Abdi İpekçi cinayeti davasının müdahil avukatı Turgut Kazan'ın, Kartal Cezaevi Savcılığı ile Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı itirazlar reddedildi. Tahliyenin ardından NTV'ye konuşan Turgut Kazan kararın hukuka aykırı olduğunu söyledi. Kazan, "Söylenecek bir şey yok. Sözün bittiği yer. Benim anlayışıma göre hukuk katledilmiştir. Milli katilimiz herkese hayırlı olsun. Bundan sonra çocuklarımıza artık cinayet işlemeyin diyebilecek misiniz? Başka şey söylenemez. Biz itirazlarımızla ilgili mücadeleyi sürdüreceğiz. Hukuka aykırı davranılmıştır. Vatikan'da bir suç işlenmiş, yargılaması yapılmış. Papa davasında verilen ve orada çektiği cezanın Abdi İpekçi cinayeti için de geçerli olması mümkün mü? Böyle bir hukuk mantığı olur mu?" dedi. Turgut Kazan, telgrafla yolladığı itirazlarda; salıverilme işleminin bayram tatiline denk geldiği gerekçesiyle pazartesi gününe kadar süre istemiş ve bu süre içinde tahliye işleminin durdurulmasını talep etmişti. Kazan, Ağca'nın tahliyesi ile ilgili yaptığı ikinci itiraz da ise, Mehmet Ali Ağca'nın İtalya'da 19 yıl yatmış olmasına rağmen bu süre Türkiye'deki infaz dosyasına 20 yıl olarak geçtiği ve bu süretle de bir hata yapıldığını belirtmişti. Kazan, kararı CNN Türk'e değerlendirirken ise şöyle konuştu: "Türk Ceza Kanunu'na göre, idam cezası, müebbet hapis dışında, alınan hapis cezaları toplanır ve bu 36 yılı aşmaz. Diyorlar ki, bütün cezaları toplamamız gerekir, buna Roma'daki de dahil. Roma'daki cezasını da hesaba katarak 36 yıl olması gerekir diyorlar. 20 yıl Roma'da yatmıştır. 10 yıl da indirim yapılmıştır. Geriye altı yıl kalır. Altı yıl sonra çıkması gerekir. Tutukluluk süresi falan da dikkate alındığında 36 yıllık süre 12 Mayıs günü dolmaktadır. Ağca 2012'den önce çıkamaz, hukuka göre..." Kazan itirazlarının devam edeceğini, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceklerini söyledi.
"Yargıtay incelemesine gönderilecek" Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin şunları söyledi: "Konunun bir defa daha incelenmesi gerektiği söz konusu olacaksa da, bir defa daha incelemekte ben şahsen hiçbir mahsur görmüyorum. Türkiye'deki tüm dosyalar ve aradan geçen süre içerisindeki değişiklikler de hesaba katılarak bir defa daha bu hesaplamanın mevzuat açısından, yattığı süreler açısından şahsen gözden geçirilmesinde Adalet Bakanı olarak elimde bir tek imkan var, o da yazılı emir yoluna gitmektir. Savcı arkadaşlarımız, dosyayı bir defa daha bu açıdan inceleyip bana gönderecekler. Ben de en kısa sürede, belki önümüzdeki hafta içerisinde yazılı emir yoluna gitmek suretiyle, konunun bütün yönleriyle ve bütün mevzuat açısından, infaz hukuku ile ilgili değerlendirilmesi ve yazılı emir yoluyla Yargıtay incelemesine gönderileceğini belirtmek istiyorum.''
Abi Ağca İpekçi cinayetini savundu
İstanbul\EVRENSEL Mehmet Ali Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca hâlâ kardeşinin işlediği cinayetin ardında duruyor. Abi Ağca gazetecilere 'Siz İpekçi kimin adamı onu araştırın' dedi. AAğca'nın avukatı Mustafa Demirbağ, ''Müvekkilinin tahliyesiyle ilgili Türk adaletine, Türk devletine teşekkürü borç bildiklerini'' söyledi. Ağca'nın askerliği ile ilgili soru üzerine de Demirbağ, ''Askerlik yapması için geçen haftalarda başvurumuz olmuştu, müvekkilimizin talebi doğrultusunda. Bu nedenle askerlik şubesine gideceğiz. Yasal prosedür neyse ona göre davranacağız'' dedi. Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca da, "Ağca cezaevinden çıktıktan sonra yaşamını nasıl sürdürecek?" şeklindeki soruyu, "Her Türk vatandaşı gibi bir hayatı olacaktır. Farklı olamaz" diye yanıtladı. Korunma konusundaki sorulara karşılık, ''Korunmaya ihtiyacımız yok'' yanıtını veren Adnan Ağca,Ağabeyi'nin evrensel ve beynelminel bir kişi olduğunu savundu. "Abdi İpekçi'nin kızının yazdığı mektubu okudunuz mu?" sorusu üzerine de Adnan Ağca, "Okudum. Çok üzüldüm. Belli bir ırkı suçlamak kimseye fayda etmez. Keşke bunlar olmasaydı. Abdi İpekçi kimin adamı, lütfen onu araştırınız" diye konuştu. Ağca, ''Kimin adamı?'' şeklindeki soruya ise ''bilmiyorum'' karşılığını verdi.
CİNAYETTEN TAHLİYEYE MEHMET ALİ AĞCA
HABER MERKEZİ Gazeteci Abdi İpekçi'nin 1 Şubat 1979'da öldürülmesi olayıyla ilgili 25 Haziran 1979'da gözaltına alınan Ağca, 11 Temmuz 1979'da tutuklandı. Ağca, 25 Kasım 1979 tarihinde ise Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçırıldı. Papa 2. Jean Paul'e yönelik 13 Mayıs 1981'de Saint Pierre Meydanı'nda suikast girişiminde bulunan Ağca, olay sonrası yakalanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra Ağca'yı "vicdanen affettiğini" belirten Papa 2. Jean Paul, 28 Aralık 1983'te de Ağca'yı hücresinde ziyaret etti. Ağca, 1996 yılında bir İtalyan televizyonuna verdiği röportajda, 15 yıldır tutuklu bulunduğunu, Vatikan'dan kendisini affetmesini ve serbest bırakmasını istediğini söyledi. Vatikan'ın ise bu röportaja ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Papa 2. Jean Paul'un Ağca'yı zaten affettiği kaydedildi. Ağca'nın avukatları Marina Magistrelli ve Gianni Marasca, 1996 yılının Eylül ayında İtalyan Adalet Bakanlığı'na başvurarak, Ağca'nın Türkiye'ye iadesini talep etti. Avukatlar, aynı zamanda dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro'ya gönderdikleri bir dilekçeyle de Ağca için af veya ceza indirimi istedi. Bu talebin ardından Ağca ve avukatları, çeşitli şekillerde bu isteklerini tekrarladı. Ağca da birçok kez Papa 2. Jean Paul'e bu konuya ilişkin mektup gönderdi. Ağca'nın, Mart 1999'da Papa'ya bir mektup yazarak, 2000 yılı kutlamaları nedeniyle affını, hiç olmazsa Türkiye'ye iadesini istemesi üzerine 18 Mart 1999'da bir açıklama yapan Vatikan Sözcüsü Joaquin Navarro Valls, Papa'nın, Ağca'nın affına veya Türkiye'ye iadesine karşı olmadığını belirterek, dönemin Adalet Bakanı Oliviero Diliberto'nun bu konuda karar vermesi gerektiğini ifade etti. Vatikan'ın 2000 yılının Mayıs ayında yaptığı açıklamada, "1917 yılında Portekiz'in Fatima köyünde göründüğü 3 çoban çocuğa 3 sır veren Meryem Ana'nın verdiği son sır, Papa suikastıydı" denilmesinden sonra Ağca ile görüşen avukatı Marina Magistrelli, "Ağca, 1985 yılında Fatima'nın üçüncü sırrının açıklanmasını istiyordu. Bu olaya alet olduğundan dolayı oldukça şüpheliydi. Ondan dolayı da (Meryem Ana'yı gören 3 çocuktan şu anda hayatta olan Lucia Santos tüm bunları biliyordu. Silahı elime Şeytan verdi) diye söyledi" açıklamasını yaptı. İtalya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, 13 Haziran 2000'de Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi'nin Ağca'nın affını, Adalet Bakanı ise Türkiye'ye iade kararını imzaladığını açıkladı.
Türkiye'ye iadesi Ağca, 14 Haziran 2000 tarihinde özel bir uçakla İstanbul'a getirilerek, Kartal H Tipi Cezaevi'ne konuldu. Ağca, birleştirilen 2 ayrı dava kapsamında Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 3 Nisan 1979'da Cengiz Aydos'un sahibi olduğu 34 EL 919 plakalı taksinin gasp edilmesi, 4 Nisan 1979'da Koşuyolu Fruko Gazoz deposundan para alınması, 22 Mart 1979'da Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması olaylarına ilişkin yargılandı. Mahkeme heyeti, 18 Aralık 2000 tarihinde davayı karara bağlayarak, Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması ve 6136 sayılı ''Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet'' suçlarından açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, Ağca'yı, Cengiz Aydos'un kullandığı ticari otomobilin gasp edilmesi ve Fruko Gazoz Deposu'nun kasasından para alınması olaylarına ilişkin ise toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Ağca'nın avukatlarının, müvekkillerinin 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa'dan faydalanması ve bu kapsamda serbest bırakılması için 2000 yılı Aralık ayında yaptıkları başvuru, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi. Avukatlar, bu karara yaptıkları itirazlardan da sonuç alamadı. Ağca'nın, İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin çarptırıldığı idam cezasının infazı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın geçici 1. maddesinin "8 Nisan 1991 tarihine kadar işlenen suçlarda verilen idam cezalarının uygulanamayacağını, bunun yerine 10 yıl boyunca hapiste kalmayı'' öngörmesi nedeniyle 10 yıl hapis cezası haline geldi. Ağca'nın "gasp" suçundan aldığı 36 yıllık ağır hapis cezasının infazı da 3713 sayılı TMY'nin ilgili maddesi uyarınca 7 yıl 2 aya dönüştü. Ağca, yeni TCK'daki lehine hükümler de gözetilerek yaklaşık 5.5 yıldır hükümlü bulunduğu Kartal H Tipi Cezaevi'nden dün tahliye edildi.
"Necdet Uruğ engelledi Gazeteci Abdi İpekçi cinayetinin ardından, dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, İstanbul polisi tarafından yakalanan Ağca'nın sorgusuna kendisinin de katıldığını ve Ağca'nın İpekçi cinayetini itiraf ettiğini anlatmıştı. Güneş, cinayet emrini MHP'li Mehmet Şener'in verdiğini tesbit ettiklerini ve soruşturmayı derinleştirmek için zamanın İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ'dan ek süre istediklerini belirtmişti. Güneş, Üruğ'un soruşturmanın derinleştirilmesini engellediğini ve Ağca'yı polisin elinden aldığın açıklamıştı. Güneş, Ağca'yı adı geçen generale teslim etmek zorunda kalacağını anladığı zaman, bir basın toplantısı düzenlemişti. Bu basın toplatısında Ağca, İpekçi cinayetini gazetecilerin karşısında anlatmıştı. Ağca, aynı ifadeyi askeri mahkemedeki ilk duruşmalarında da tekrarlamıştır. Buna karşın, Üruğ'un emrinde çalışan askeri savcı soruşturmayı derinleştirmedi. Tam aksine Ağca, kalmakta olduğu İkinci Zırhlı Tugay'ın ortasındaki Askeri Cezaevi'nden kaçırılarak kurtarılmıştı.
Karanfilli tahliye Mehmet Ali Ağca, yaklaşık 5.5 yıl hükümlü bulunduğu Kartal H Tipi Cezaevi'nden geniş güvenlik önlemleri altında dün saat 09:26 itibariyle tahliye edildi. Ağca'nın tahliye işlemi sırasında çevresinde etten duvar örüldü. Polisler cezaevi çevresinde kuş uçurtmadı. Ağca taraftarları otomobile karanfiller attı. Mavi kazak ve kot pantolon giydiği gözlenen Ağca önce cezaevi bahçesinde bulunan ek binaya getirildi. Daha sonra otomobile bindirilen Ağca, konvoy eşliğinde cezaevinden çıkarıldı. Ağca, tahliyesinden sonra sırasıyla götürüldüğü Pendik Askerlik Şubesi ve Tuzla Piyade Okulu Komutanlığı'nda yapılan işlemlerinin ardından saat 11.45'te sivil otomobille GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'ne geldi. Sağlığını gerekçe göstererek askerlikten muaf tutulmasını isteyen Ağca'nın bedelli askerlik için başvurduğu öğrenildi. Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ'a göre bu başvuru nedeniyle yüzde 95 Ağca bedelli askerlikten yararlanacak.
Protesto edildi Ağca'nın GATA'daki muayenesi sırasında, TKP üyesi bir grup, protesto gösterisi yaptı. Ağca'nın, hastanenin acil servis girişinden içeriye girmesinden bir süre sonra TKP'li bir grup, öldürülen Kemal Türkler, Nejdet Bulut ve Bedrettin Cömert'in fotoğraflarını da taşıyarak hastane önüne doğru yürüyüşe geçti. Polis, grubu, hastaneye 100 metre mesafe kala durdurdu. Grup üyeleni "Katillerden hesabı emekçiler soracak" ve "Ağca halka hesap verecek" şeklinde sloganlar attı. Bu arada, ülkücü bir grup ise Ağca'ya destek için hastane önünde Türk bayrağı açtı.
KAZAN: KARAR HUKUKA AYKIRI Abdi İpekçi cinayeti davasının müdahil avukatı Turgut Kazan'ın, Kartal Cezaevi Savcılığı ile Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı itirazlar reddedildi. Tahliyenin ardından NTV'ye konuşan Turgut Kazan kararın hukuka aykırı olduğunu söyledi. Kazan, "Söylenecek bir şey yok. Sözün bittiği yer. Benim anlayışıma göre hukuk katledilmiştir. Milli katilimiz herkese hayırlı olsun. Bundan sonra çocuklarımıza artık cinayet işlemeyin diyebilecek misiniz? Başka şey söylenemez. Biz itirazlarımızla ilgili mücadeleyi sürdüreceğiz. Hukuka aykırı davranılmıştır. Vatikan'da bir suç işlenmiş, yargılaması yapılmış. Papa davasında verilen ve orada çektiği cezanın Abdi İpekçi cinayeti için de geçerli olması mümkün mü? Böyle bir hukuk mantığı olur mu?" dedi. Turgut Kazan, telgrafla yolladığı itirazlarda; salıverilme işleminin bayram tatiline denk geldiği gerekçesiyle pazartesi gününe kadar süre istemiş ve bu süre içinde tahliye işleminin durdurulmasını talep etmişti. Kazan, Ağca'nın tahliyesi ile ilgili yaptığı ikinci itiraz da ise, Mehmet Ali Ağca'nın İtalya'da 19 yıl yatmış olmasına rağmen bu süre Türkiye'deki infaz dosyasına 20 yıl olarak geçtiği ve bu süretle de bir hata yapıldığını belirtmişti. Kazan, kararı CNN Türk'e değerlendirirken ise şöyle konuştu: "Türk Ceza Kanunu'na göre, idam cezası, müebbet hapis dışında, alınan hapis cezaları toplanır ve bu 36 yılı aşmaz. Diyorlar ki, bütün cezaları toplamamız gerekir, buna Roma'daki de dahil. Roma'daki cezasını da hesaba katarak 36 yıl olması gerekir diyorlar. 20 yıl Roma'da yatmıştır. 10 yıl da indirim yapılmıştır. Geriye altı yıl kalır. Altı yıl sonra çıkması gerekir. Tutukluluk süresi falan da dikkate alındığında 36 yıllık süre 12 Mayıs günü dolmaktadır. Ağca 2012'den önce çıkamaz, hukuka göre..." Kazan itirazlarının devam edeceğini, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceklerini söyledi.
"Yargıtay incelemesine gönderilecek" Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin şunları söyledi: "Konunun bir defa daha incelenmesi gerektiği söz konusu olacaksa da, bir defa daha incelemekte ben şahsen hiçbir mahsur görmüyorum. Türkiye'deki tüm dosyalar ve aradan geçen süre içerisindeki değişiklikler de hesaba katılarak bir defa daha bu hesaplamanın mevzuat açısından, yattığı süreler açısından şahsen gözden geçirilmesinde Adalet Bakanı olarak elimde bir tek imkan var, o da yazılı emir yoluna gitmektir. Savcı arkadaşlarımız, dosyayı bir defa daha bu açıdan inceleyip bana gönderecekler. Ben de en kısa sürede, belki önümüzdeki hafta içerisinde yazılı emir yoluna gitmek suretiyle, konunun bütün yönleriyle ve bütün mevzuat açısından, infaz hukuku ile ilgili değerlendirilmesi ve yazılı emir yoluyla Yargıtay incelemesine gönderileceğini belirtmek istiyorum.''
Abi Ağca İpekçi cinayetini savundu
İstanbul\EVRENSEL Mehmet Ali Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca hâlâ kardeşinin işlediği cinayetin ardında duruyor. Abi Ağca gazetecilere 'Siz İpekçi kimin adamı onu araştırın' dedi. AAğca'nın avukatı Mustafa Demirbağ, ''Müvekkilinin tahliyesiyle ilgili Türk adaletine, Türk devletine teşekkürü borç bildiklerini'' söyledi. Ağca'nın askerliği ile ilgili soru üzerine de Demirbağ, ''Askerlik yapması için geçen haftalarda başvurumuz olmuştu, müvekkilimizin talebi doğrultusunda. Bu nedenle askerlik şubesine gideceğiz. Yasal prosedür neyse ona göre davranacağız'' dedi. Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca da, "Ağca cezaevinden çıktıktan sonra yaşamını nasıl sürdürecek?" şeklindeki soruyu, "Her Türk vatandaşı gibi bir hayatı olacaktır. Farklı olamaz" diye yanıtladı. Korunma konusundaki sorulara karşılık, ''Korunmaya ihtiyacımız yok'' yanıtını veren Adnan Ağca,Ağabeyi'nin evrensel ve beynelminel bir kişi olduğunu savundu. "Abdi İpekçi'nin kızının yazdığı mektubu okudunuz mu?" sorusu üzerine de Adnan Ağca, "Okudum. Çok üzüldüm. Belli bir ırkı suçlamak kimseye fayda etmez. Keşke bunlar olmasaydı. Abdi İpekçi kimin adamı, lütfen onu araştırınız" diye konuştu. Ağca, ''Kimin adamı?'' şeklindeki soruya ise ''bilmiyorum'' karşılığını verdi.
CİNAYETTEN TAHLİYEYE MEHMET ALİ AĞCA
HABER MERKEZİ Gazeteci Abdi İpekçi'nin 1 Şubat 1979'da öldürülmesi olayıyla ilgili 25 Haziran 1979'da gözaltına alınan Ağca, 11 Temmuz 1979'da tutuklandı. Ağca, 25 Kasım 1979 tarihinde ise Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçırıldı. Papa 2. Jean Paul'e yönelik 13 Mayıs 1981'de Saint Pierre Meydanı'nda suikast girişiminde bulunan Ağca, olay sonrası yakalanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra Ağca'yı "vicdanen affettiğini" belirten Papa 2. Jean Paul, 28 Aralık 1983'te de Ağca'yı hücresinde ziyaret etti. Ağca, 1996 yılında bir İtalyan televizyonuna verdiği röportajda, 15 yıldır tutuklu bulunduğunu, Vatikan'dan kendisini affetmesini ve serbest bırakmasını istediğini söyledi. Vatikan'ın ise bu röportaja ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Papa 2. Jean Paul'un Ağca'yı zaten affettiği kaydedildi. Ağca'nın avukatları Marina Magistrelli ve Gianni Marasca, 1996 yılının Eylül ayında İtalyan Adalet Bakanlığı'na başvurarak, Ağca'nın Türkiye'ye iadesini talep etti. Avukatlar, aynı zamanda dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro'ya gönderdikleri bir dilekçeyle de Ağca için af veya ceza indirimi istedi. Bu talebin ardından Ağca ve avukatları, çeşitli şekillerde bu isteklerini tekrarladı. Ağca da birçok kez Papa 2. Jean Paul'e bu konuya ilişkin mektup gönderdi. Ağca'nın, Mart 1999'da Papa'ya bir mektup yazarak, 2000 yılı kutlamaları nedeniyle affını, hiç olmazsa Türkiye'ye iadesini istemesi üzerine 18 Mart 1999'da bir açıklama yapan Vatikan Sözcüsü Joaquin Navarro Valls, Papa'nın, Ağca'nın affına veya Türkiye'ye iadesine karşı olmadığını belirterek, dönemin Adalet Bakanı Oliviero Diliberto'nun bu konuda karar vermesi gerektiğini ifade etti. Vatikan'ın 2000 yılının Mayıs ayında yaptığı açıklamada, "1917 yılında Portekiz'in Fatima köyünde göründüğü 3 çoban çocuğa 3 sır veren Meryem Ana'nın verdiği son sır, Papa suikastıydı" denilmesinden sonra Ağca ile görüşen avukatı Marina Magistrelli, "Ağca, 1985 yılında Fatima'nın üçüncü sırrının açıklanmasını istiyordu. Bu olaya alet olduğundan dolayı oldukça şüpheliydi. Ondan dolayı da (Meryem Ana'yı gören 3 çocuktan şu anda hayatta olan Lucia Santos tüm bunları biliyordu. Silahı elime Şeytan verdi) diye söyledi" açıklamasını yaptı. İtalya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, 13 Haziran 2000'de Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi'nin Ağca'nın affını, Adalet Bakanı ise Türkiye'ye iade kararını imzaladığını açıkladı.
Türkiye'ye iadesi Ağca, 14 Haziran 2000 tarihinde özel bir uçakla İstanbul'a getirilerek, Kartal H Tipi Cezaevi'ne konuldu. Ağca, birleştirilen 2 ayrı dava kapsamında Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 3 Nisan 1979'da Cengiz Aydos'un sahibi olduğu 34 EL 919 plakalı taksinin gasp edilmesi, 4 Nisan 1979'da Koşuyolu Fruko Gazoz deposundan para alınması, 22 Mart 1979'da Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması olaylarına ilişkin yargılandı. Mahkeme heyeti, 18 Aralık 2000 tarihinde davayı karara bağlayarak, Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması ve 6136 sayılı ''Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet'' suçlarından açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, Ağca'yı, Cengiz Aydos'un kullandığı ticari otomobilin gasp edilmesi ve Fruko Gazoz Deposu'nun kasasından para alınması olaylarına ilişkin ise toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Ağca'nın avukatlarının, müvekkillerinin 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa'dan faydalanması ve bu kapsamda serbest bırakılması için 2000 yılı Aralık ayında yaptıkları başvuru, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi. Avukatlar, bu karara yaptıkları itirazlardan da sonuç alamadı. Ağca'nın, İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin çarptırıldığı idam cezasının infazı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın geçici 1. maddesinin "8 Nisan 1991 tarihine kadar işlenen suçlarda verilen idam cezalarının uygulanamayacağını, bunun yerine 10 yıl boyunca hapiste kalmayı'' öngörmesi nedeniyle 10 yıl hapis cezası haline geldi. Ağca'nın "gasp" suçundan aldığı 36 yıllık ağır hapis cezasının infazı da 3713 sayılı TMY'nin ilgili maddesi uyarınca 7 yıl 2 aya dönüştü. Ağca, yeni TCK'daki lehine hükümler de gözetilerek yaklaşık 5.5 yıldır hükümlü bulunduğu Kartal H Tipi Cezaevi'nden dün tahliye edildi.
"Necdet Uruğ engelledi Gazeteci Abdi İpekçi cinayetinin ardından, dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, İstanbul polisi tarafından yakalanan Ağca'nın sorgusuna kendisinin de katıldığını ve Ağca'nın İpekçi cinayetini itiraf ettiğini anlatmıştı. Güneş, cinayet emrini MHP'li Mehmet Şener'in verdiğini tesbit ettiklerini ve soruşturmayı derinleştirmek için zamanın İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ'dan ek süre istediklerini belirtmişti. Güneş, Üruğ'un soruşturmanın derinleştirilmesini engellediğini ve Ağca'yı polisin elinden aldığın açıklamıştı. Güneş, Ağca'yı adı geçen generale teslim etmek zorunda kalacağını anladığı zaman, bir basın toplantısı düzenlemişti. Bu basın toplatısında Ağca, İpekçi cinayetini gazetecilerin karşısında anlatmıştı. Ağca, aynı ifadeyi askeri mahkemedeki ilk duruşmalarında da tekrarlamıştır. Buna karşın, Üruğ'un emrinde çalışan askeri savcı soruşturmayı derinleştirmedi. Tam aksine Ağca, kalmakta olduğu İkinci Zırhlı Tugay'ın ortasındaki Askeri Cezaevi'nden kaçırılarak kurtarılmıştı.
Evrensel'i Takip Et